AMED/ÊLIH - Kayıp yakınları, Amed’de katledilen Hatice Atalay ve Bedri Tan’ın faillerinin bulunup yargılanmasını istedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 762’inci haftasında Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Kayıpların fotoğraflarının yer aldığı pankartı açan aileler, kaybedilen ve cinayetlerde yaşamını yitiren yakınlarının fotoğraflarını taşıdı. Eyleme çok sayıda kayıp yakını ve hak savunucusu katıldı.
SİSTEMATİK İŞLENEN CİNAYETLERDİR
Eylemde konuşan İHD Amed Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz, 90’lı yıllarda yaşanan insan hak ihlallerini dikkat çekmek için bir araya geldiklerini belirterek, “Özelikle Madımak dosyasının zaman aşımından düşürülme kararı akabinde de Ankara JİTEM dosyasıyla ilgili mahkeme beraat kararı verdi. Her iki mahkeme kararının da bizler açısından yaralayıcı olduğu, kayıp mücadelesi yürüten, geçmişle yüzleşme talebi olan tüm hak savunucularının bu kararları kabul etmediğini bir kez daha belirtmek istiyorum. Her iki dosya da sıradan adli dosyalar değildi. Bu dosyalar bir sistem çerçevesinde belli bir grup insana karşı yine aynı grubu temsil eden yapılar tarafından işlenen cinayetlerdir” dedi.
‘CESEDİ BİR TORBANIN İÇERİSİNDE ALDIK’
İHD Şubesi Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Üyesi Berfin Elçi ise Amed’de 1994’te gözaltına katledilen Bedri Tan’ın hikayesini okudu. Bedri Tan’ın hikayesi şöyle: “Bedri Tan’ın ağabeyinin anlatım ve beyanlarına göre; 13.09.1994 tarihinde Diyarbakır Merkez Komutanlığı’na bağlı askerler, akşam Saat 19.30’da evimize baskın yaptılar. Kardeşim Bedri Tan, Küçükkadı Köyü muhtarıydı. Baskında tüm aileyi bir odaya topladılar, ancak kardeşim Bedri’yi karşı odaya alıp işkence etmeye başladılar. Sesi bize geliyordu. Yarım saat sonra kardeşimi zırhlı bir araca bindirip götürdüler. Araca konunca gördük. Kardeşim ölmüştü ve odaya kusmuştu. Biz Jandarma Komutanlığı’na gittik. Kardeşimin evden alındığını söyledik. Orada bulunan bir astsubay ‘Burada kimse yok gidin yol kenarlarına bakın’ dedi. Daha sonra Hani Jandarma Merkez Komutanlığı’ndan cesedi bir torbanın içerisinde aldık. Dava açmamamız için bizi tehdit ettiler. Aksi takdirde sonumuzun aynı olacağını belirtiyorlardı. Hani Cumhuriyet Savcılığı da ölüm tutanağına ‘Bir çatışmada öldürüldü’ şeklinde düzenlerken ifademiz dahi alınmadı.”
Açıklamanın ardından grup oturma eylemi gerçekleştirdi.
BAHÇEYİ SULAMAYA GİDERKEN KATLEDİLDİ
Êlih’te ise İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 598’inci haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartının açıldığı eyleme, kayıp yakınları, insan hakları savunucuları, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Êlih Şubesi ve Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) Şubesi yöneticileri katıldı. Eylemde Êlih’te 10 Eylül 1996 tarihinde Amed’in Pîran ilçesinde bahçesini sulamaya giderken katledilen Hatice Atalay’ın hikâyesi okundu.
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.