İSTANBUL - İstanbul’da yaşayan Kürtler, çocuklarının anadillerinde eğitim almasını istediklerini belirterek, okullarda Kürtçe eğitim verilmesi talebinde bulundu.
Devlet okullarında 2023-2024 eğitim-öğretim yılı 11 Eylül’de başladı. Yeni eğitim öğretim yılı ise, ülkede ve bölgede eğitimin karşı karşıya olduğu ve geçtiğimiz yıllar içinde birikerek, büyüyen sorunların gölgesinde açıldı. Eğitim-öğretim yılı, sistemsel sorunları olmakla birlikte anadilde eğitimin verilmemesiyle yine eksikliklerle başladı. İstanbul’da yaşayan Kürtler, anadilde eğitim talebini yineledi.
İstanbul’un Bağcılar ilçesinde bulunan Fatih Mahallesi ile Beyoğlu ilçesindeki Hacıahmet Mahallesi’nde anadilde eğitime dair mikrofon uzattığımız yurttaşlar, Kürtlerin dillerini ve kültürlerini korumak için anadilde eğitimin Anayasal statüye kavuşturulması gerektiğinin altını çizdi.
‘KÜRTÇE RESMİ DİL OLSUN’
Êlihli 28 yaşındaki Serdar Ekinci, Kürtlerin kültür, dil ve milli değerlerini korumak için bugüne kadar büyük mücadeleler verdiğini belirtti. Ekinci, “Talebimiz Kürt dili resmi dil olsun, okul öncesi dönemden üniversiteye kadar eğitim dili olsun. Bu en meşru ve insani bir taleptir” dedi. Ekinci, anadilde eğitimin bir zorunluluk olduğunun altını çizdi. Anadilde eğitimin seçmeli ders olarak verilmesinin Kürtçenin öğrenilmesine hiçbir katkı sağlamayacağını dile getiren Ekinci, Kürt çocuklarının her yerde “Türkçe” baskısıyla asimilasyona maruz kaldıklarını dile getirdi.
‘ANADİLDE EĞİTİM ZORUNLULUK’
Her bölgenin sosyolojik yapısına göre anadilde eğitimin verilmesi gerektiğini ifade eden Ekinci, “Bugün Almanya'da Türklerin çoğunlukta yaşadığı yerlerde Türkiye vatandaşlarına Türkçe eğitim veriliyor. Bu o ülkenin dinamiğine zarar vermiyor. Sadece var olan farklıları koruma altına alan bir yöntemdir. Bu yüzden Türkçe’nin yanı sıra Kürtçe eğitimin de zorunlu ders olarak verilmesi gerekiyor. Daha önce Kürt dilini reddediyorlardı, sonra seçmeli ders yaptılar. Yani Kürtçeye dair bu tutumun değişmesi gerekiyor. Anadilde eğitim almak bir zorunluluktur” diye belirtti.
TÜRKLEŞTİRME POLİTİKASI
Mêrdînli Selim Karahan (29), herkesin anadilinde eğitim alma hakkı olduğunu vurguladı. Kürt çocuklarının yavaş yavaş dillerini unuttuğu uyarısında bulunan Karahan, Kürtçe üzerindeki yasaklara dikkat çekerek, “Devlet anadilimizi okullarda vermeyerek, bizi Türkleştirmeye çalışıyor. Bunu açıkça söylemek gerekiyor. Benim anadilim Kürtçedir ve kızımın anadilinde eğitim görmesini istiyorum. Bunu engellemek ırkçılıktır. Anadilde eğitim hakkı için Milli Eğitim Bakanlığı’na imza toplayıp başvurular yapılması lazım, çünkü bizim çocuklarımız kendi dilini ve kültürünü unutuyor. Ben Kürt halkına şunu söyleyebilirim. Kendi dilinize sahip çıkın, gerekirse anadilde eğitim verilmesi için imza toplayıp Milli Eğitim Bakanlığı’na verelim” diye belirtti.
MİLYONLARCA KÜRT VAR
Mêrdîn'in Kerboran (Dargeçit) ilçesinden İstanbul’a göç eden Meryem Büyükkaya (70), 8 çocuğu olduğunu belirtti. Kürtlerin yıllardır dillerinden ve kimliklerinden dolayı ötekileştirildiğini söyleyen Büyükkaya, “Bu ülkede azınlık değiliz. Milyonlarca Kürt var. Bütün diller serbest, Kürtçe neden yasak? Allah bize bu dili verdi ve kimsenin yasaklamaya hakkı yok. Dilimizi talep ediyoruz. Eğer Kürtçe eğitim dili olursa, kendimizi daha iyi ifade edebiliriz. Anadilin verilmemesi haksızlıktır. Kürtlere çağrım dillerine ve kültürlerine sahip çıksınlar. Herkes anadilini çocuklarına öğretsin. Bir Kürdün Kürtçe bilmemesi Kürtler için bir ayıptır” dedi.
'DİLİMİZ KİMLİĞİMİZDİR'
Mêrdîn Qoserli (Kızıltepe) Gurbet Boza, çocuklarıyla evde Kürtçe konuşmaya özen gösterdiğini fakat bunun yeterli olmadığını dile getirdi. Boza, çocuklarının okulda Türkçeye maruz kalmasından dolayı Kürtçeden uzaklaştıklarını ifade etti. “Kürt halkı olarak yıllardır kimliğimizin, dilimizin mücadelesini veriyoruz” diyen Boza, Kürtçenin okullarda eğitim dili olmamasının asimilasyona neden olduğunu söyledi. Boza, “Ben evde çocuklarımla Kürtçe konuşuyordum ama bu yeterli değil. Anadilimiz kimliğimizdir. Çocuklarımız okulda sürekli Türkçe konuşmak zorunda kalıyorlar, eve geldiklerinde bu dile alışıyorlar, bizde konuşmak zorunda kalıyoruz. Ama eğer kendi anadillerinde eğitim alsalardı, kendilerini daha iyi ifade edecekler. Bize tek dil dayatılıyor. Biz kendi dilimizi konuşmak için can verdik, bu yüzden dilimiz unutulmamalı” diye aktardı.
‘ÇOCUKLARI BÜYÜK TEHLİKE BEKLİYOR’
Zehra Ecel (55) adlı Mêrdînli diğer bir Kürt yurttaş ise, anadilde eğitim talebinin bir insan hakkı olduğunu dile getirdi. Ecel, “Kürt çocuklarını büyük bir tehlike bekliyor. Bizde diğer insanlar gibi kendi dilimizi özgürce konuşmak istiyoruz. Çocuklarımızın kendi dillerinde öğrenmeyi hak ediyor. Bunun engellenmesi vicdansızlıktır, haksızlıktır” dedi.
İbrahim Kavcı (50) adlı yurttaş da anadilde eğitimin verilmemesini “ırkçılık” olarak değerlendirdi. Kürtçe eğitimin verilmemesinin devletin Kürt sorununa bakışıyla bağlantılı olduğuna dikkat çeken Kavcı, “Tek amaçları Kürt çocuklarının kendi dillerini unutup, bir Türk gibi yaşamalarını sağalmaktır. Bunu herkes biliyor, bilmiyorum diyenin de işine gelmiyordur” şeklinde konuştu.
‘KÜRTLERİ TÜRKLEŞTİRMEK İSTİYORLAR’
Deham Kavcı (66) ise, Kürt halkının mücadelesinin temelinin kültürünün ve dilinin özgürlüğü olduğunu vurguladı. “Türkiye’de Kürt olmak yasak” diyen Kavcı, Kürtçenin okullarda eğitim dili olarak verilmemesinin Kürt sorunuyla bağlantılı olduğuna işaret etti. Kavcı, “Türk devleti kurulduğundan beri Kürtlere her şey yasak. Kürt halkının varlığı, hakları tanınmıyor. İster öldürsünler, ister tutuklasınlar, biz Kürtlüğümüzden vazgeçmeyeceğiz. Türkiye'de demokrasi ve insan hakları yok, eğer olsaydı biz bu gün anadilde eğitimi konuşmazdık. Bizi zorla Türk yapmaya çalışıyorlar, bizde ısrarla Kürt olduğumuzu söylemeye devam edeceğiz” dedi.
MA / Rukiye Adıgüzel - Esra Solin Dal