İZMİR - Tutukluların uzak kentlerdeki cezaevlerinde tutulması aileler için eziyete dönüştü. Sağlık sorunları nedeniyle 6 yıldır tutuklu kardeşini göremeyen 71 yaşındaki Mecbure Yavuz, “Ölmeden kardeşini görmek istiyorum” dedi.
Cezaevlerinde tutuklulara yönelik hak ihlalleri, kilometrelerce uzaklıkta bulunan cezaevlerine sevk edilmesiyle ailelere de uygulanıyor. Kendilerinden uzak kentlere sevk edilen tutukluların aileleri, özellikle sağlık sorunlarından kaynaklı uzun yolculuk yapamamaları nedeniyle görüşlere gidemiyor. Ailelerin, sağlık raporları ile Adalet Bakanlığı’na yaptığı başvurular ise ya yanıtsız bırakılıyor ya da olumsuz sonuçlanıyor. Görüşe giden birçok tutuklu yakını ise, hem yollarda hem de cezaevi giriş-çıkışında birçok hak ihlaline maruz kalıyor. 18 Ağustos’ta Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan oğlunun ziyaretine giden Garibe Aslan, cezaevi dönüşünde meydana gelen trafik kazasında yaşamını yitirdi. 21 Ağustos’ta Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Fecriye Benek’in ailesi de görüş için cezaevine giderken, Meletî’de trafik kazası geçirdi.
4 YILDIR EŞİNİ GÖREMEDİ
İzmir Çimentepe Mahallesi'nde 1993'te gözaltına alınıp tutuklanan ve son 10 yıldır Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Cemal Tanhan’ın (68) eşi Behiye Tanhan, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle 4 yıldır eşini göremediğini söyledi. Tanhan, eşinin 30 yıldır cezaevinde olduğunu anımsatarak, yaşadığı sağlık sorunlarından kaynaklı gidemediğini belirtti. Eşinin kendilerine yakın bir cezaevine sevk edilmesi için defalarca başvuruları olduğunu ancak yanıtsız bırakıldığını aktaran Tanhan, "Eşimin tahliye olmasına az kaldı. Ancak biz yıllardır bu eziyeti yaşıyoruz. Tutuklular ailelerinin bulunduğu illerde kalsın" dedi.
Tanhan’ın kızı Ayşe Tanhan da, babasını görmeye gitmekte zorlandıklarını dile getirerek, “Annemin birçok sağlık sorunu var. Türkçe bilmediği için de yollarda sorun yaşıyor. Kışları soğuk, yazları sıcak oluyor. Gidiyoruz, cezaevi önünde 3-5 saat beklemek zorunda kalıyoruz. Tutuklular ailelerinin yaşadığı yakın cezaevlerinde olmasını istiyoruz. Özellikle siyasi tutukluları kırsal bölgelerde, uzak yerlerde yapılan cezaevlerine götürüyorlar. Bu mesafelerden çok çektik" diyerek tepki gösterdi.
‘AMAÇ YANLIZLAŞTIRMAK’
1994 yılında Edirne’de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Mahmut Ulusan, 10 ay önce Kocaeli Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nden Konya Ereğli T Tipi Cezaevi’ne sevk edildi. Görüşlere gitmekte sorun yaşadıklarını belirten kardeşi Cengiz Ulusan, ağabeyini belli aralıklarla ziyaret edebildiğini, ancak diğer aile bireylerinin şeker ve tansiyon hastalıkları ile yaşlı olmaları nedeniyle görüşe gidemediğini söyledi.
Tutukluların uzağa götürülmesinin nedeninin aile görüşlerini engellemek ve yalnızlaştırmak olduğunu vurgulayan Ulusan, “Tutuklular ailelerinin yaşadığı şehirlerde tutulmalıdır. Bu da insanların en demokratik hakkıdır. Bir insanı tutsak ediyorsun, zaten senin kontrolündedir. Evinin 5 metre yakının da olsa tutuklu için değişen bir şey olmayacak. Ama aileler için çok şey değişiyor. Çocuklarını göremeyen aileler var. Yine gittiğimiz cezaevlerinde 3 defa ayakkabı çıkarıyoruz. Çıplak aramadan geçtiğimiz bile oluyor. Onur kırıcı yaklaşımlara maruz kalıyoruz" diye anlattı.
‘ÖLMEDEN GÖRMEK İSTİYORUM’
Bolu F Tipi Cezaevi'nde bulunan 29 yıllık tutuklu Suat Duman’ın (52) ablası Mecbure Yavuz (71), yaşı ve sağlık sorunları nedeniyle 6 yıldır kardeşinin görüşüne gidemediğini söyledi. Yavuz, “Diyaliz hastasıyım. Haftanın 2-3 günü diyalize gidiyorum, onun dışında da kalp, şeker, tansiyon gibi çoklu hastalıklarım var. Kardeşimi görmeyi çok istiyorum. Yaşlıyım, en azından ölmeden bir kez de olsa görmek istiyorum. Ama gidemiyorum. Şimdi hafta içi hastaneye gidiyorum, hafta sonları da görüş yok. Bize yakın gelmesi için dilekçe verdik ama getirmediler. Uzak yerlere gidince kazalar da oluyor, yaşamını yitirenler de oluyor. Bize yakın bir cezaevine gelse, tek başıma da gidebilirim ama uzak olunca gidemiyorum” dedi.
MA / Delal Akyüz