MÊRDÎN - Mêrdîn’de biri korucu 3 tecavüz failinin serbest bırakılmasına tepki gösteren kadınlar, yaşananların özel savaş politikalarından bağımsız olmadığına işaret ederek, “Şahısların serbest bırakılmaları bu suçları işleme cesaretini güçlendirmekte” dedi.
Mêrdîn’de, 22 yaşındaki bir kadının şikayeti üzerine haklarında soruşturma başlatılan tecavüz failleri korucu Yakup A. ile arkadaşları Çetin T. ve Suud Ö. gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. Şikayette bulunan kadına yaklaşık bir buçuk yıl şantajla sistematik olarak tecavüz eden failler, Derik Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli kontrol talebiyle sevk edildikleri mahkeme tarafından serbest bırakıldı.
Hakimlik ayrıca kararında, failler hakkında yurt dışı çıkış yasağı dışındaki “adli kontrol” uygulamalarının “ağır olacağı” gerekçesiyle sadece yurt dışı yasağı kararı verdi. Kararda, şu ifadelere yer verildi: "(…) üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu ve yoğunluğu nazara alınarak bu aşamada belirlenen yerlere başvurmak adli kontrolünün ağır olacağı, savcılık talebinde bulunan yurt dışına çıkış yasağı konulmak suretiyle adli kontrol tedbirinin uygulanmasının ise ölçüsüz olmayacağı."
FAİLLERDEN TECAVÜZ SAVUNMASI
Faillerden Suud Ö., “rıza” ve Çetin T. ise “iftira” ifadeleriyle kendilerini savundu. Korucu Yakup A. ise, kadının “dağa çıkmasını engellediği” için kendisine “iftira” atıldığı savunmasında bulundu.
Karara itiraz eden kadının avukatları, şahısların tutuklanmasını talep etti. Kadının ise koruma altına alındığı öğrenildi.
KADININ BEDENİ HEDEFTE
Yaşananları değerlendiren Mêrdîn Barosu Kadın Hakları Merkezi avukatlarından Dilan Koç, genç bir kadının bedenine ve yaşamına yönelik saldırının söz konusu olduğunu belirtti. Koç, dosyayı incelemelerinin sonucunda genç kadının 3 erkek tarafından cinsel saldırıya uğradığını anladıklarını söyledi. Koç, “Söz konusu olayda mağdur edilen genç kadın, beyanına göre ailesi tarafından kendisinden yaşça büyük bir adamla evlendirilmek istenmiştir. Cinsel saldırı faillerinin yanı sıra ailesi tarafından da mağdur edilen genç kadın, daha sonra yargı eliyle mağdur edilmiştir” diye belirtti.
‘FAİLLER GÜÇ ALIYOR’
Kadının tutarlı, açık ve somut beyanlarına rağmen zanlıların serbest bırakıldığını dile getiren Koç, “Mağdurun savcılık ifadesinde tanıkları olduğunu beyan etmesine, dosyada delillerin toplanmamış olması, sanıklardan birinin silahlı bir köy korucusu olduğu da düşünüldüğünde verilen kararın haksız, hukuka aykırı ve kadını bir kez daha mağdur edeceği açıktır. Yargılama makamları tarafından mağdur genç kadına 6284 kapsamında tedbir talep edip etmediğinin sorulması beklentisindeydik. Yine bu kanun kapsamında köy korucusunun silahına el konulması gerektiği de mağdurun korunması adına önemli bir husus olduğu kanaatindeyiz. Şu hususu da açıkça ifade etmek gerekir ki kadına yönelik suçların son bulması tek başına yargı eliyle gerçekleşecek bir durum olmamasına rağmen yargı makamlarına ve dairelerine bu denli ciddi iddialarla giren şahısların yine bu denli kolayca serbest bırakılmaları bu suçları işleme cesaretini güçlendirmektedir” dedi.
CEZASIZLIK ZIRHI
Şahmaran Kadın Platformu ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Mêrdîn Şubesi Kadın Komisyonu üyesi Berivan Güneş ise, Kurdistan coğrafyasında uzun yıllardır uygulanan özel savaş politikaları kapsamında taciz ve tecavüz faillerinin cezasızlıkla korunduğunu söyledi. Bunun en önemli örneklerinden birinin N.Ç. davası olduğunu söyleyen Güneş, “Hatırlarsanız N.Ç. davasının sanıklarından biri geçen yıl Derik kayyımının düzenlediği toplantıda ‘kanaat önderi’ olarak ağırlanmıştı. Bu olaya bakmamız yeterli aslında. Üniformalı failler, devletin cezasızlık politikasının arkasına saklanarak, bu tarz olaylar meşrulaştırılıyor” dedi.
Bu saldırılarla ayrıca bölgedeki örgütlü kadın mücadelesinin de kırılmak istendiğini belirten Güneş, şantajla fuhuşun yaygınlaştırıldığını söyledi. Söz konusu dosyanın takipçisi olacaklarını dile getiren Güneş, sürecin peşini bırakmayacaklarını vurguladı.
MA / Ahmet Kanbal