HABER MERKEZİ - 12 Eylül askeri darbesinin 43'üncü yıl dönümü dolayısıyla yapılan açıklamalarda, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi'nin "İnsan Hakları Müzesi'ne" dönüştürülmesi ve sivil bir anayasanın yapılması istendi.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'in başını çektiği 12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden 43 yıl geçti. Darbenin yıl dönümü dolayısıyla birçok kentte açıklama yapıldı.
İSTANBUL
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, eski TRT Radyosu binası önünde açıklama yaptı. Siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcilerinin katıldığı açıklamada, "12 Eylül’ün 43’üncü yılında ne darbe ne diktatörlük acil demokrasi acil insan hakları" pankartı taşındı.
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, 12 Eylül’de yaşananları hatırlattı. Yoleri, yeni darbelerin yaşanmaması için şu önerileri sıraladı: "Darbe kurumlarını kapatmak, hak ihlallerine neden olan yasaları tüm sonuçları ile ortadan kaldırmak, darbecileri ve darbe sürecinde işlenen suçları cezalandırmak, darbe nedeniyle doğan zararların giderini de kapsayacak şekilde onarıcı adaleti sağlamak, hak ve özgürlükleri evrensel ölçülerde genişletmek ve baskıdan kurtarmak, demokratik ve özgürlükleri esas alan yeni bir anayasa yapılması, demokratikleşme yanında çatışma çözümü ve pozitif barışı sağlamak ve kurumsallaştırmak.”
78’liler Girişimi, Taksim’de bulunan Kazancı Yokuşu’nda açıklama yaptı. Darbeye dair dövizlerin taşındığı açıklamaya, çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Açıklamada sık sık, “Gün gelecek devran dönecek darbeciler halka hesap verecek” sloganları atıldı.
İnsan hakları savunucusu Nimet Tanrıkulu, Özgür Gündem gazetesi ile dayanıştığı gerekçesiyle hakkında 1 yıl 3 ay hapis cezası verilen ve tutuklanan 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can’ın sağlık problemlerinin olduğunu hatırlattı. Tanrıkulu, Can'ın serbest bırakılması çağrısı yaptı.
78’liler üyesi İsmet Evren, “Türkiye'nin resmi muhalefet siyasetçilerinin 12 Eylül rejimi ile uzlaşmasının bedeli Erdoğancı tekçi rejim oldu. Erdoğan, darbeden 20 yıl sonra hazır bulduğu antidemokratik anayasayı ve yasaları kendi siyasi yükselişi için sonuna kadar kullandı” dedi.
Evren, "Gelinen noktada savaş ve çatışma ortamı toplumsal ayrıştırma, yoksullukla terbiye etme, kaygı ve korku iklimi eşliğinde, iktidarı sürdürme ve siyaset yapma biçimi olarak sürdürülüyor” diye belirtti.
Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk ise, tüm darbelere rağmen ülkede demokrasi ve barış arayışlarının sürdüğünü belirerek, darbe zihniyetine karşı mücadelenin sürdürülmesi çağrısında bulundu.
TALEPLER
Ardından şu talepler sıralandı:
"* 12 Eylül darbesinden bu yana hükümetlerin değişmesiyle birlikte kısmi değiştirmelerle sürdürülen 1980 Darbe Anayasasının kaldırılarak; demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi ve sosyal bir anayasanın toplumsal bir mutabakat ile yapılmasını talep ediyoruz.
* Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevi’nin her karesinde yaşanan gerçekliğe bağlı kalarak, büyük insanlık ve ülke için ‘İnsan Hakları Müzesi’ne dönüştürülmesini talep ediyoruz.
* Toplumsal barışın, adaletin, kolektif ve bireysel hak ve özgürlüklerin sağlandığı, baskının ve şiddetin değil özgürlüğün ve eşitliğin olduğu Demokratik Cumhuriyette yaşamak istiyoruz."
RIHA
Riha 78'liler Girişimi, baro binası önünde 12 Eylül'e dair açıklama yaptı. İnsan hakları savunucusu Akın Birdal ve DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren'ın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Riha 78'liler Girişimi üyesi ve DBP Riha İl Eşbaşkanı Vahit Akgün, 78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can'ın geçtiğimiz günlerde tutuklanmasına tepki gösterdi. 12 Eylül'ün günümüzde de devam ettiğini belirten Akgün, baskı politikalarına karşı ortak mücadele vurgusu yaptı.
HATAY
İHD İskenderun Şubesi, deprem sonrası kurulan konteynerde açıklama yaptı. Derneğin Eşbaşkanı Ayten Kılınç, 12 Eylül darbesinde yer alanlar hakkında etkili bir soruşturma başlatılmadığını ifade etti. Kılınç, yen bir toplumsal sözleşme ve demokratik bir anayasaya ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
İHD Hatay Şubesi de 12 Eylül darbesinin yıldönümü nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, "Militer değer yargılara, hiyerarşik ilişkilere ve biat kültürüne karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. 12 Eylül bir milat değildir. Militarizm bu coğrafyanın maalesef ki siyasi geleneğinin özünü oluşturmaktadır. Bu nedenle insan hakları savunucuları olarak 12 Eylül askeri darbesinin yıldönümünde militarizme karşı olan tutumumuzu bir kez daha tüm kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz" denildi.
MERSİN
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu ve Mersin 78’liler Girişimi Derneği, Özgür Çocuk Parkı'nda açıklama yaptı. 78’liler Girişimi Derneği Başkanı Yeşim Dağgeçen, demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasa talebinde bulundu. Dağgeçen, "Tüm cezaevlerinde yaşanan ve Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevinin her karesinde yaşanan gerçekliğe bağlı kalarak, büyük insanlık için ‘İnsan Hakları Müzesine’ dönüştürülmesini talep ediyoruz” dedi.
AMED: 5 NOLU ÖNÜNDE AÇIKLAMA
Amed 78’liler Dayanışma ve Araştırma Derneği ve İHD, darbe döneminde işkence merkezlerinden biri olan 5 Nolu Cezaevi önünde açıklama yaptı. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) milletvekilleri Adalet Kaya, Mehmet Kamaç ve Cengiz Çandar ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun yanı sıra çok sayıda kişi açıklamaya katıldı.
Açıklamanın Kürtçesini 78’liler Derneği üyesi Hüseyin Barış, Türkçesini ise İHD Şube Başkanı Ercan Yılmaz okudu. Açıklamada, darbenin var olan sorunları daha da derinleştirmiş ve günümüzdeki birçok sorun ve ağır hak ihlalinin nedeni olduğu vurgulandı. Açıklamada, "12 Eylül Askeri Darbesi sonrası Kürt halkının hafızından asla silinmeyecek ağır insan hakları ihlallerine konu suçların işlendiği bir merkez haline gelen Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevi’nin her karesinde yaşanan gerçekliğe bağlı kalınarak, büyük insanlık ve ülke için İnsan Hakları Müzesi’ne dönüştürülmesini talep ediyoruz" çağrısı yapıldı.
TANRIKULU: FAŞİST DARBEYDİ
CHP’li Sezgin Tanrıkulu, cezaevinin birçok işkence ve zalimliğe tanıklık ettiğini söyledi. Tanrıkulu, “Geçmişle hesaplaşmadan, yüzleşmeden bu travmaları aşamayız. 12 Eylül darbesi Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir-komuta zinciri içerisinde gerçekleştirdiği faşist darbeydi. Mutlaka mutlaka bu faşist darbe yapan zihniyetten gerçek anlamda hesap soracağız” dedi.
Yeşil Sol Parti Milletvekili Mehmet Kamaç, "Türkiye’de gerçekleşen bütün siyasi darbelerin temelinde çözümsüzlüğe mahkum edilmiş Kürt meselesi vardır. Kürt meselesi çözülmeden bu ülkede darbecilik son bulmaz. Bugün bu coğrafyada darbe rejimine dönüştürülmüş kayyım pratiğini görüyoruz. İnsanlar 80 darbesini arar hale geldi. Kürt meselesi başta olmak üzere demokratik yaşam inşası için geçmişle yüzleşilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Milletvekili Adalet Kaya, şiddetin 1980 darbesinden bu yana güncelleşerek devam ettiğini ifade etti. Kaya, “Burası tam bir hafıza mekânı. İnsan aklının alamayacağı şiddet yeri olarak burası utanç müzesi olarak kalmalıdır” dedi.
5 Nolu'da kalan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Eşbaşkanı Hayrettin Altun ise, “Diyarbakır 5 Nolu cezası İnsan Hakları Müzesi olsun” dedi.
Açıklama, “Bijî berxwedana zindanan” sloganlarıyla son buldu.
DÊRSIM
İHD Dersim Şubesi, “12 Eylül bir milat değildir. Militarizm bu coğrafyanın maalesef ki siyasi geleneğinin özünü oluşturmaktadır. Bu nedenle insan hakları savunucuları olarak 12 Eylül askeri darbesinin yıl dönümünde militarizme karşı olan tutumumuzu bir kez daha tüm kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz” açıklaması yaptı.
DBP: 12 EYLÜL ÇELİKTEN İRADEYE ÇARPTI
DBP Genel Merkezi, darbeye dair açıklama yaptı. Açıklamada, “Darbenin zihniyeti ve pratiği bugün hala geçerliliğini korumakta. Darbe kurumları ve darbe anayasası ile sistemleşmenin etkileri; örgütlü, hak bilinci olan toplumlar üzerinde kendini var etmeye çalışmaktadır. Kürt halkından farklı etnik kimliklere, çocuklara, gençlere, kadınlara, işçilere ve hakkını arayan diğer tüm örgütlü halklara darbe anayasası ve kurumları ile baskı uygulanmakta, devlet zihniyeti ile aynı çizgiye geçilmeyene kadar kazanımın olmayacağı mesajı verilmektedir” denildi.
“Sömürgeci, ırkçı, restorasyoncu zihniyet 43 yıl önce Kürt ve Kurdistani olan tüm değerlere insanlıktan uzak bir saldırı konseptiyle yönelmiştir” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Kırılmadık kapı, girilmedik ev, işkence etmedik Kürt bırakmayan bu zihniyet Kürdistan’ı açık bir cezaevine dönüştürmek amacıyla elinden geleni yapmıştır. İnkar, imha ve asimilasyon politikaları ile soykırımın bir ayağını kültürel bir şekilde yürütmek isteyen bu zihniyet, Amed zindanlarında her türlü çabasına rağmen çelikten bir iradeye çarpmıştır. Kürtler her türlü işkenceye ve katliama rağmen kültürünü, dilini, mücadelesini büyüterek Ortadoğu’daki bütün halklara umut olmaktadır.
12 Eylül işkence ve kayıpları ile yüzleşmeyen devlet aklı, ısrarlı demokrasi isteyen halkları 12 Eylül korkusu ile bastırmaya çalışmaktadır. Darbe zihniyetiyle faşizmi kurumsallaştıran AKP Hükümeti, ısrarlı yüzleşme taleplerini baskı ve insanlık dışı yöntemlerle kapatabileceğini düşünmekte ve katliamlarına devam etmektedir. 12 Eylül 2006 Koşuyolu katliamı ile bayrağı devraldıklarını gösterip yüzleşmekten yine kaçmışlardır. Savaş sivil alanlarda da Kürt halkına karşı yürütmekte; sivil katliamlar, doğa katliamları, işkenceler ve politik baskılar ile zihniyetini devam ettirmektedir.
12 Eylül darbesinin 43. yılında mücadelemizin sadece cuntacı generallere değil; iştirakçilerine, yöneticilerine, işkencecilerine ve kendini faşist darbe zihniyetinin devamı olarak var eden tüm oluşumlara karşı süreceğini bildiriyoruz.
12 Eylül Anayasası’nın bütün kurumları ve yasaları ile ortadan kaldırılması, 12 Eylül darbesi ve takibindeki katliamlar ve insanlık dışı uygulamaların tazmini için mücadelemiz devam edecektir. 43 yıldır devam eden onurlu mücadelemiz 12 Eylül döneminin askeri ve paramiliter güçlerine, destekleyecilerine ve zihniyetin uzantılarına karşıdır. Demokratik Bölgeler Partisi olarak bu mücadeleyi 43 yıldır devrimci halklar ve halkı temsil eden iradelerle birlikte yürütüyoruz, yürütmeye devam edeceğiz."
MÊRDÎN
12 Eylül Askeri Darbersinin yıldönümü dolayısıyla Mêrdîn 78’liler Girişimi tarafından panel düzenlendi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mêrdîn il binasında düzenlenen panele Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi üyesi ve Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi tanıklarından İsmail Kino konuşmacı olarak katıldı. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına durulan saygı duruşunun ardından sinevizyon gösterimi ile başlayan panelde ilk olarak 78’liler Girişimi Sözcüsü Arif Turğay konuştu.
Ardından söz alan Kino, 12 Eylül Askeri cuntası ve Diyarbakır 5 Nolu Cezaevinde yaşananları anlatarak, 5 Nolu cezaevinde yaşananların Kürtlerin mücadelesi açısından çok önemli bir süreç olduğunu kaydetti. Kürtlerin 5 Nolu Zindanında büyük bir vahşet ve faşizm uygulamalarına karşı büyük bir direniş sergilediğini kaydeden Kino, “O gün cezaevinde faşizmin, cunta yönetiminin ger türlü vahşeti vardı. Ancak Kürtlerin de büyük bir direnişi vardı” dedi. 12 Eylül askeri cuntasına karşı 5 Nolu cezaevinde verilen mücadelenin Kürt siyaseti ve Kürtler için büyük dersler barındırdığını kaydeden Kino, “Kürt halkının bugün birliğini sağlayabilmesi için 12 Eylül’e ve faşizme karşı verilen 5 Eylül 1983 direnişi, 14 Temmuz direnişine bakması gerekir. Kürt siyasetinin bugün içine düştüğü tıkanıklıktan çıkması için 5 Nolu’daki direnişe bakmak gerekir” ifadelerini kullandı.
Kürtlerin faşizme karşı birliğini sağlamak dışında bir şansı olmadığını kaydeden Kino, 12 Eylül’de cezaevlerinde faşizme karşı verilen mücadeleye denk bir mücadelenin de dışarıda olduğunu dile getirerek, “Bu mücadele içeride ve dışarıda birbirine paralel sürdürülen mücadele sonucunda kazanılmıştır. Kürtler bugün de halk tabanında birliğini sağlamak zorundadır. O günkü askeri cunta mantığı bugün de devam etmektedir. Dün generaller eliyle yapılmak istenen Kürt soykırımı bugün Tansu Çiller, Meral Akşener, Mehmet Ağar ve Tayyip Erdoğanlar eliyle sürdürülmektedir. Bunun önüne geçmek için o günün ruhunu yeniden yeşertmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Kino’nun konuşmasının ardından soru cevap bölümü ile panel sona erdi.
ÊLIH
Êlih’te 78’liler Girişimi öncülüğünde gerçekleşen basın açıklaması ile 12 Eylül zulmüne dikkat çekildi. Yılmaz Güney Parkı’nda gerçekleşen açıklamaya MEBYA-DER, TJA, Barış Anneleri Meclisi, Êlih Emek ve Demokrasi Platformu, HDP, DBP, Yeşil Sol Parti İl Örgütleri, ÖHD, Êlih Barosu ile çok sayıda yurttaş katıldı. “12 Eylül darbesinden tekçi rejime” pankartının açıldığı açıklamada konuşan Êlih 78’liler Girişimi Üyesi Ömer Kurt, darbe rejimi temel unsurlarıyla katlanarak sürdüğünü belirterek, “12 Eylül Darbe Anayasası ve Siyasi Partiler Yasası, seçim barajı, YÖK, RTÜK, sendikalar yasaları ile sürüyor. 12 Eylül devleti, ‘yasal’ temellerini oluşturan 1980-83 döneminde yapılan 600 civarında yasa ve binlerce yönetmelikle sürüyor. Türkiye'nin resmi siyasal iktidarları tahterevallinin bir ucunda, 43 yıldır ülkeyi tekçi darbe anayasası, tekçi darbe yasaları ve yönetmelikleri ile yönetiyor” dedi.
İZMİR
Ege 78’liler Girişimi de 12 Eylül askeri darbesinin 43'üncü yıldönümüne ilişkin Konak Eski Sümerbank önünde basın açıklaması düzenledi. "12 Eylül darbesiyle hesaplaşmamız sürüyor, sürecek" pankartı açılan açıklamada, 12 Eylül darbesi sonrası idam edilenlerin fotoğrafları da taşındı. Ege 78’liler Girişimi adına konuşan Günseli Kaya, 12 Eylül rejiminin tüm unsurlarıyla sürdüğünün göstergelerinin yaşandığını belirtti. Bu tutumun 2000’li yıllara doğru iktidara hazırlanan siyasi yasaklı Erdoğan’a iktidarın yolunu açtığını kaydeden Kaya, "2000’li yılların başında iktidar olan başbakan Erdoğan’ın geniş bir hareket sahası vardı bu hareket sahası başkanlık rejimi ile genişleyerek devam etti. Açık bir ifadeyle Türkiye’nin resmi muhalif siyasetçilerinin 12 Eylül rejimi ile uzlaşmasının nedeni Erdoğancı tekçi rejimdi, bu sistemin devamı oldu. Erdoğan darbeden 20 yıl sonra anti demokratik anaysayı ve yasaları kendi siyasal yükselişi için sonuna kadar kullandı. Anayasayı ve yasaları ihtiyaç duyduğunda çiğnedi" dedi.