ANKARA - Yeşil Sol Parti Milletvekili Sezai Temelli, önümüzdeki dönem politik hatlarına ilişkin, “Mücadelede çizginin netleştiği bir süreç olacak. Sayın Öcalan ve onun fikriyatı çerçevesinde buluşma fikri hiç bu kadar güçlü olmamıştı” dedi.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti) yeniden yapılanma ve inşa süreci kapsamında gerçekleştirdiği konferans, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde ikinci gününde devam ediyor. “Rêxistin Azadî ye, (Değişim ile Özgürlüğe)” şiarıyla gerçekleştirilen konferansa Kurdistan ve Türkiye’den 800 delege katıldı. Konferansta, partinin daha önce halkla yaptığı toplantılarda ortaya çıkan öneriler karar önerisi haline getirilecek.
Yeşil Sol Parti Mûş Milletvekili Sezai Temelli, konferans kapsamımda yürütülen tartışmalara ve yeni mücadele hattına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘ÖCALAN’IN FİKRİYATI ÇERÇEVESİNDE BULUŞMA’
Halkın tüm kesimleriyle yürütülen tartışmalarla birlikte konferans sürecine gidildiğini hatırlatan Temelli, bu süreçte yürütülen çalışmaların ortaklaşmış metninin konferans delegasyonuna sunulduğunu belirtti. Bu sürecin ve metnin beraber üretildiğini söyleyen Temelli, “Bu metin, statükoya karşı kararlı bir mücadele ve restorasyoncu anlayışa karşı yeniden başlangıcı, reformist anlayışa karşı çok net bir tavrı ortaya koyuyor. Metinde örgütsel hayatımızın ve mücadele hattımızın eksen kaymasına tahammülü olmadığı, yolumuzun Üçüncü Yol olduğunu tespit ediyor. Üçüncü Yol’da kararlı mücadeleyi büyütüp, örgütlenmeyi sağlıklı bir şekilde hayata geçirip önümüzdeki dönemi inşa edeceğiz. Yaklaşık 3 aydır yapılan çalışma ve içerideki delegasyonunun tavrı bu konuda çok net. O yüzden önümüzdeki dönem, örgütsel anlamda bir inşa ve mücadelede çizginin netleştiği bir süreç olarak bizi bekliyor. Öze dair bir tartışma yok. Sayın Öcalan ve onun fikriyatı çerçevesinde buluşma fikri hiç bu kadar güçlü olmamıştı” diye belirti.
'KONFERANSTA ÖNEMLİ SONUÇLAR ÇIKACAK'
14 Mayıs seçimlerinden ve seçime giden süreçten derslerin çıkarıldığını ifade eden Temelli, “Parti, Üçüncü Yol’da kendisini yeniden yapılandırırken; tecride, savaşa, emek sömürüsüne ve sömürgeciliğe karşı mücadeleyi de önüne koyuyor. Önümüzde yerel seçimler var. Seçimleri amaç haline getirmeyen ama önemli bir araç olduğunu bilerek hareket edeceğiz. Genel seçimlerden sonra bir eleştiri ve özeleştiri süreci yaşadık. Bunun katkılarını önümüzdeki dönemde göreceğiz. Yerel seçimlerde, belediyeleri kazanmak önemli ama yerel yönetim anlayışını var etmek daha önemli. Yerel yönetim anlayışımız nedir? Demokratik Modernite, Demokratik Ulus, Radikal Demokrasi… Yerel yönetim, yerel demokrasi anlayışımızı da bu çerçeveye oturtmak zorundayız. Yerel seçimler uğrağını da bu anlamda çok iyi değerlendireceğimize dair umudum büyük. Uzun soluklu bir mücadelenin önemli bir virajındayız. İnanıyorum ki konferanstan önemli sonuçlar, kararlar çıkacak ve kongrede bunları oluşturacağımız yeni kurullarımızda, yeni kadrolarımızda, kararları harekete geçirmek için mücadele edeceğiz” dedi.
‘PARADİGMANIN TOPLUMSALLAŞMASINI SAĞLAMAK’
Yeniden yapılanmaya uygun örgütsel inşanın önemine dikkat çeken Temelli, mahalle meclisleri, ilçe ve il teşkilatlarının örgütlenmesinin, yerelden merkeze siyaset ağının örgütlenmesinin, yerelin öncelemesinin, merkezileşmeden uzaklaşmanın ve bu farkındalıkla örgütsel zeminin yaratarak inşanın yürütülebileceğini vurguladı. Temelli, “Restorasyoncu, reformist anlayışın ürettiği siyasetin içinde kaybolmak değil, bizatihi siyaseti üreten bir merkeze dönüşmek önemli. Paradigmamızın toplumsallaşmasını sağlamak da bir diğer önemli başlık. Biz bu paradigmanın savunucularıyız ama bu yetmez. Bunu toplumsallaştırmamız, toplumu da bu sürece katmamız gerekiyor. Bu da önemli bir ödev olarak bizi bekliyor” diye konuştu.
‘TECRİDİ KIRMAK ZORUNDAYIZ’
Temelli, konferansta İmralı tecridinin bütünlüklü olarak anlaşıldığını belirterek şunları söyledi: “Bu tecridin sadece Sayın Öcalan'a uygulanan bir tecrit olmanın ötesinde konuştuğumuz tüm meselelerdeki en belirleyici mesele olduğunu herkes anlamış durumda. Yaklaşık 40 bin kişi ile görüşüldü ve bir kişi bile bu konuya itiraz etmedi, tecrit sürüyor. Bu da bizim başarısızlığımız. Esas özeleştiri vermemiz gereken konu bu. Öcalan tutsak olduğu sürece çözüm süreci gelişmiyor. Gelişmemesinin bütün siyasi alana dair yarattığı yıkıcı sorunlar söz konusu. Tecridi kırmak zorundayız. Tecrit kırmak savaşı durdurmak, demokratikleşmenin önünü açmak, kadınlara yönelik bu şiddeti sonlandırmak, ekolojik tahribatı sonlandırmak demek. Dolayısıyla tecridin kırılması, bir fikri özgürlüğün yaratılması demek” dedi.
‘KRİZLERİ AŞMAK İÇİN ÖCALANİST FİKRİYATA SARILDIK’
Kapitalizmin ve ulus devletin krizde olduğunu söyleyen Temelli: “Bu krizi aşmak için Öcalanist fikriyata sarıldık. O zaman bunun gereğini yapmakla da mükellefiz. Siyaseti daha geniş bir perspektifle ele alabilmemiz için tecritle mücadelede tavizsiz, kararlı bir hattı sürdürmek zorundayız. Lafta kalmamalı, çok uzun süredir lafta kaldı. Tecridi kısa bir dönem kırdık. Nasıl kırdık? 200 gün açlık grevi ve bütün toplumu ayağa kaldıracak bir eylemsellik ortaya koyduk. 2018 sonu ile 2019 Mayıs'ı arası geçen süreden bahsediyorum. Bu önemliydi. Yeterli değildi ama kısmen bir tecrit kırıldı. Topu topu 5 görüşme olmuş. O görüşmelerden sonra tecrit yeniden gelmiş. Demek ki; oradaki eylemlik bile ancak bu kadar nefese sahipmiş. Daha ötesini getirememiş. Şimdi çok daha ötesinde kararlı bir mücadeleyi örgütlemeliyiz” ifadelerini kullandı.
Savaşın çok boyutlu ve genişlemiş bir zeminde sürdürüldüğüne değinen Temelli; Dêrezor, Maxmur, Şengal ve Rojava’da yürütülen savaşa dikkat çekti. Savaşın etkisinin Türkiye içerisinde de sürdüğünü belirten Temelli, savaş politikalarının da temel gündemlerden biri olduğunu belirtti.
‘HEYECANA ÖNCÜLÜK EDECEK OLAN HDP, HDK, YEŞİL SOL PARTİ’DİR’
Temelli toplumun tüm kesimlerinin mağdur olduğunu, buna karşı mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Toplumun bütün kesimleri mağdur. Kürt evlatlarının cesedi kutu içinde, torbada veriliyor. Bundan daha vahim bir şey olamaz. Açlık sınırının altında yaşayan nüfus yüzde 60'ı geçti. Yoksulluk sınırının altındaki nüfus yüzde 90’lara dayanmış. Böyle vahim bir tablonun karşısında herkes o heyecanı arıyor. Yeter ki o heyecanı yarattığınızda ucunu bırakmayın. Toplumu harekete geçirdikten sonra öncülük yapın. Bu öncülüğü bugün Türkiye’de yapacak olan yine HDP, HDK, Yeşil Sol Parti’dir. Yeni dönemde adı ne olacaksa odur. Ama ruhunu 40 yıllık mücadeleden, aklını paradigmadan alan, omurgasını bu mücadeleden var etmiş anlayıştır. Bizi bekleyen en önemli zorluklardan biri bu. Fikri anlamda ortaklaştık. Eksen kaymasına son verdik, hattımızı belirledik. Şimdi buna uygun, örgütlü hayatı var etmeliyiz. Örgütü inşa etmeliyiz. Mücadeleyi sokağa, mahalleye, işyerine, evlerimizin içine kadar taşımalıyız.”
MA / Yüsra Batıhan