İSTANBUL - ÇEDES projesinin inanç boyutunda yapılmak istenen bir asimilasyon projesi olduğunu belirten DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, “öteki” olarak görülen kesimlerin projeye karşı bariyer oluşturması gerektiğini söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Gençlik ve Spor Bakanlığı ortaklığında imzalanan “Çevreme duyarlıyım, değerlerime sahip çıkıyorum (ÇEDES)” projesi kapsamında, “manevi danışman” olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur'an kursu hocaları, devlet okullarında öğrencilere "değerler eğitimi" vermeye başladı. İzmir’de başlayan proje kapsamında imamlar okullarda görevlendirildi. Uzmanlar, eğitimin giderek laikten uzak bir hale dönüşeceği uyarısında bulundu. Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı ve 30 yıl öğretmenlik yapan Kadriye Doğan, projenin amacının “dindar ve kindar” bir nesil yetiştirmek olduğunu söyledi.
Kadriye Doğan
ÇEDES İLE EĞİTİME MÜDAHALE
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ÇEDES projesiyle eğitime müdahale ettiğini ifade eden Doğan, dinin eğitimden uzak kalması konusunun göz ardı edildiğini ve eğitimin dinselleştirildiğini vurguladı. Doğan, projenin amaçlarına değinerek, iktidar ve ortaklarının “İslami bir yaşam” inşa etmeye çalıştıklarının altını çizdi. Doğan, “İktidar, kendi düşünce tarzına ve bu düşünce tarzında bir yaşam biçimi için inşa etmek istiyor ve de kendisini destekleyecek bir toplumsal yapıyı oluşturmaya çalışıyor. Bunun yolunun ise eğitimle mümkün olduğunu biliyor. Onun için eğitim alanına müdahale edip, öğrenci gençliğini dinci bir eğitimden geçirerek, dindar bir nesli, kendi deyimleriyle ‘dindar ve kindar’ bir nesil yaratmanın peşindeler” ifadelerini kullandı.
İNANÇLARIN ASİMİLASYONU
Ülkede farklı inançların olduğunu ve bu kesimlerin de eğitim adı altında inanç boyutuyla asimile edilmek istendiğini dile getiren Doğan, bu kesimlerin varlığının göz ardı edildiğini sözlerine ekledi. Doğan, “Öyle isminin söylediği gibi, ‘çevreme duyarlıyım, değerlerime saygılıyım’ değil, ne çevresine duyarlı ne de diğer toplumsal kesimlerin değerlerine ve inancına saygılıdır bu proje. İktidar, kendince ortaya koyduğu İslamiyet’in yaşam biçimini tüm topluma dayatmaya çalışıyor” dedi.
ALEVİ HALKI NE DİYOR?
İktidarın iyi niyetli olmadığını, farklı inançları ve etnik grupları Türk İslam inancıyla “tek” torbada buluşturmayı hedeflediğinin ifade eden Doğan, Cumhuriyet’in temelleri olan “tek din, tek millet” düşünce sistemin inanç boyutuyla sürdürülmek istendiğini kaydetti. ÇEDES projesinin yoğunluklu olarak Alevileri etkilediğini ve Alevilerin projeye karşı tepkili olduğunu söyleyen Doğan, Alevilerin projeye karşı yaklaşımını şöyle değerlendirdi: “Cemevlerine maaşlı dedeler atama, okullara danışmanlar atama ve bugün AİHM kararlarıyla elde edilmiş zorunlu din derslerine tabi tutulmaması gibi kazanılmış hakları görmezden gelme noktasında baskılar var. AKP-MHP iktidarı bu baskıyı yoğun olarak bugün uygulamaya başladı, bu durum seçimlerden hemen sonra daha da arttı.
AFGANİSTAN VE İRAN RİSKİ
İktidar, Alevi inancını tümden toplumun hafızasından silmek, bu inancı Sünnilerin bir mezhebiymiş gibi tanımlayarak, Cemevlerini ‘minaresiz camiye’ dönüştürerek, tümden ortadan kaldırmayı hedefliyor. ÇEDES’in başarıya ulaşmasıyla, toplum gerçekten dinsel bir baskıyla, dinsel bir rejimle yönetilmeye doğru gittiğini, eğer önü alınmazsa yakın zamanda bir Afganistan ve İran olma riskiyle karşı karşıya olduğumuzu bilmek durumundayız. Böyle bir rejim Türkiye'de kadınlar, Aleviler ve gençler açısından nelere mal olacağını gören bir yerde durmak zorundayız. Bu anlamıyla tepkimizi yükseltip, örgütlülüğümüzü arttırıp, çevremizdeki demokrasi ve özgürlük özleminde olan toplumsal kesimlerle buluşmanın yolunu açmak için çaba sarf etmek zorundayız.”
‘ÖTEKİLER MÜCADELE ETMELİ’
Projeye karşı ülkede “öteki” olarak görülen kesimlerin bu tür projelere karşı bariyer oluşturması gerektiğinin altını çizen Doğan, projeye karşı 16 Eylülde İzmir'de bir miting düzenleyeceklerini aktardı. Doğan, bu mitinglerin tüm ülkede yaygınlaştırılması ve tehlikenin yurttaşlara anlatılması gerektiğini ifade ederek, iktidarın bir “şeriat özleminde” olduğunu ve bunun için taşlar döşediğini kaydetti.
MA / Ömer İbrahimoğlu