ANKARA - SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, kadınlara dönük saldırılar, tecrit ve hasta tutukluları yok sayarak mücadele yürütemeyeceklerini belirterek, "Özel savaş politikalarını Diyarbakır ve Van'ın meselesi olmaktan çıkarıp, İzmir ve İstanbul’un meselesi haline getirmeliyiz" dedi.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti) yeniden yapılanma ve inşa süreci kapsamında gerçekleştirdiği iki günlük kadın konferansı dün sonra erdi. Konferansta, kadınların önümüzdeki döneme dair mücadele hattı tartışıldı. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecrit öne çıkan başlıklardan oldu. Katılımcılardan Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, konferansta tartışılan başlıkları değerlendirdi.
KONFERANSTA ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR
Seçimlerin ardından özeleştiri mekanizmasının işletildiği ve halktan öneriler alındığını anımsatan Yüce, 3'üncü Yol'un inşasının öne çıkan öneriler arasında yer aldığını aktardı. Yüce, kadın kazanımlarına dönük saldırılar, tecridin kaldırılması ve cezaevlerindeki hak ihlallerinin gündeme alınmasının konferansta tartışıldığını ifade etti. Yüce, mevcut baskıların topyekun bir mücadeleyle boşa çıkarılabileceğine vurgu yapıldığını aktardı.
Yüce, "Emek ve Özgürlük İttifakı’nın ayaklarının yere daha sağlam basması gerektiği, yapılan hataların özeleştirel biçimde gözden geçirilmesi ve önümüzdeki dönem ittifak politikalarının da bu yönüyle ele alınması gerektiği konuşuldu. Bunlar konferansta bir perspektif metni ve bir karar önerileri taslağı şekline geldi. Hem kadınlar özelinde hem de karma yapıda bu tartışmaları yürütüp, buradan çıkan sonuçları kararlaştırmaya dönüştüreceğiz. Kongre sürecinde de bunların pratik hayata geçirilmesi sağlanacak” şeklinde konuştu.
SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce
‘TECRİTİ YOK SAYARAK MÜCADELE YÜRÜTÜLEMEZ’
Kadın dayanışmasının büyütülmesi için ciddi tartışmaların yürütüldüğünü kaydeden Yüce, dayanışmanın yerellerde mücadeleyi büyütmekle mümkün olabileceğini belirtti. Yüce, "Aynı şey tecrit için de geçerli. Tecrit aslında toplumsal bir tecride dönüşmüş durumda. Hasta tutsaklar meselesi de öyle. Biz bütün bu meseleleri, ancak toplumsallaştırarak, bütün kesimlerin meselesi haline getirerek üstesinden gelebiliriz. Bugün demokrasi mücadelesi tecridi yok sayarak yürütülemez. Kadınların özgürlük mücadelesi de tüm alanların özgürlük mücadelesinin buluşmasıyla başarılı olabilecek bir mücadeledir. Tartıştığımız kadın ittifakı da bizim için çok güncel ve çok hayati. Önümüzdeki dönem, Alevi kadınların, feminist hareketin, Kürt kadın hareketinin, emekçi kadınların, İran, Rojava, Suriye’de ve birçok ülkedeki kadın mücadelesini birlikte yürüterek ancak sorunların üstesinden gelebileceğimizi görmemiz gerekiyor" diye konuştu.
KADINLARIN MÜCADELESİ
İktidarın hedefindeki kadınların mücadelesi üzerinde durulduğunu dile getiren Yüce, bu mücadelenin başarıya ulaşmasının 3'üncü Yol’u inşası ve topyekun bir mücadeleden geçtiğine vurgu yaptı. Yüce, "Bu nedenle kadın özgürlük mücadelesi ve örgütlülüğü bu dönem çok önemli. Çeşitliliğimiz, faşizm kodlarını ve tekçi kalıplarını yıkan bir yerde duruyor. Enternasyonalist kadın mücadelesini daha fazla büyütmek, diğer ülkelerdeki kadınların mücadelesinin de çok farklı olmadığını görmek gerekiyor” dedi.
Yüce, şunları söyledi: "Kurdistan’da yıllardır süren özel savaş politikası var. Kürt kadın hareketine dönük baskılar, gözaltı ve tutuklamalar, kadın etkinliklerinin terörize edilmesi, taciz ve istismar vakalarının polis ve asker eliyle yapılması... Burada demokrasi ve özgürlük mücadelesi sekteye uğratılmak isteniyor. Ataerkil kodlar üzerinden kadınların mücadelesi geriletilmeye çalışılıyor."
ORTAK MÜCADELENİN ÖNEMİ
Kurdistan ve Türkiye'deki kadın ittifakının geliştirilmesiyle kadınlara dönük saldırıların boşa çıkarılabileceğini söyleyen Yüce, "Çünkü iktidar, Kürdistan’daki kadın mücadelesini batıdaki mücadeleden farklıymış gibi göstermek istiyor. Ancak orada yapılan her saldırı ve kadın hareketinin zayıflaması, batıdaki feminist hareketin ve kadın hareketinin zayıflaması anlamına geliyor. Bu yüzden özel savaş politikalarını sadece Diyarbakır'ın, Van'ın, Hakkari’nin, Batman’ın meselesi olmaktan çıkarıp, İzmir, Muğla ve İstanbul’un meselesi haline getirmeliyiz."
KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ PARADİGMA
Konferansta tartışılan başlıkların hayata geçirilmesi için en geniş kesimlerle bir araya gelineceğini kaydeden Yüce, "Önerilerin tartışılmasının ardından kongre için karar tasarıları hazırlanacak. Kongreye bu tasarılarla gidilecek. Örgütlenmemizi güçlendirerek, Türkiye'deki bütün kadın hareketlerinin güçlenmesini sağlayan, onlardan beslenen ve oradaki mücadeleyle 3'üncü Yol’un inşasını hedefleyen bir yol ve yöntem temel görevimiz olacak" ifadelerini kullandı.
Yüce, "jin, jiyan, azadî’ felsefesiyle birlikte yükselen kadın mücadelesini ileriye taşıyarak, hem cezaevlerinde hem dışarıdaki tecridin üstesinden geleceklerini belirtti. Yüce, "Bu ancak toplumsallaşmayla olur. Konferanstaki inanç ve kararlılık bize bunların umudunu veriyor. Önümüzdeki süreçte demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigma esas alınacak. Önümüzdeki dönem temel paradigmamız bu olacak. Faşizme karşı mücadeleyi böyle yükseltebiliriz.”
MA / Yüsra Batıhan