İZMİR - Yetkililerin mevsimlik tarım işçilerini işveren ve dayı başlarının insafına bıraktığını söyleyen İZTAR Yöneticisi Bahri Ağırtaş, çiftçinin artan maliyetlerinin işçilerden karşılanmak istendiğini belirterek, örgütlülük çağrısında bulundu.
Ülkede artan enflasyonla birlikte derinleşen ekonomik kriz, özellikle yevmiye ile çalışan işçileri daha çok etkiliyor. Bu kesimlerin başında ise mevsimlik tarım işçileri geliyor. Göç yollarında yaşanan trafik kazalarının yanı sıra hiçbir güvencesi olmayan mevsimlik tarım işçileri, gittikleri yerlerde de barınma ve sağlık başta olmak üzere birçok sorunla baş başa bırakılıyor.
Mevsimlik tarım işçilerinin en çok göç ettiği kentlerden biri de İzmir. Torbalı ilçesine yılda ortalama 7 bin mevsimlik tarım işçisi göç ediyor. İzmir Torbalı Tarım İşçileri Derneği (İZTAR) Denetleme Kurulu Başkanı Bahri Ağırtaş ile tarım işçilerinin yaşadığı sorunlara ilişkin konuştuk.
YETKİLİLER ÇÖZÜM ÜRETMİYOR
Tarım işçilerinin koşullarına değinen Ağırtaş, daha önce bu sorunların çözümüne dair hazırladıkları raporları siyasi parti ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ile paylaştıklarını söyledi. Ağırtaş, "Tarım işçilerinin barınma yerleri yok. Çadır kuruyorlar, banyoları yok, yıkanamıyorlar. İçme suları, tuvaletleri yok. Bütün bu sorunları çözecek projeyi sunduk ancak maalesef çözüme kavuşturulmadı” dedi.
Sorunları görünmezden gelindiği için işçilerin düşük ücretlerle çalışmak zorunda kaldığını söyleyen Ağırtaş, “Ücretler normalde il ve ilçe idare kurulları tarafından belirlenir. Bu kurullarda valilik, sivil toplum teşkilatı ve ticaret odası bulunuyor. Ancak Torbalı'da bu kurul görevini yapmamaktadır. Bu nedenle yevmiyeleri işverenler ve dayı başları belirliyor. Normalde yıl başında asgari ücret belirlendikten sonra belirlenmesi gerekirken yevmiyeler Temmuz ayında netleşti. Dolayısıyla işçilerin ücreti, bir önceki 6 ayılık dönemin asgari ücretine göre belirlenmiş oluyor. Çok mücadele ettik ancak tarih üzerinde anlaşmaya varamadık” diye belirtti.
İŞÇİYE 300 TL KALIYOR
Enflasyonun sürekli arttığı bir dönemde hafif işlerde çalışan işçilerin 440 TL, ağır işlerde çalışan işçilerin ise 550 TL aldığını aktaran Ağırtaş, işçilerin günlük yevmiyelerine dair şunları aktardı: “440 TL’nin yüzde 10'unu dayı başı alıyor ve işçinin elinde 400 TL kalıyor. Her gün eldiven kullanılıyor. Bir eldiven 50-60 TL olmuş ve bir eldiven iki gün dayanmıyor bile. Yanı sıra ekmeğini, suyunu, soğanını da yanında götürüyor. Bütün bunları hesapladığımızda masraflar 100 TL’yi aşıyor. Geriye işçinin eline 300 TL kalıyor. Asgari ücret 11 bin 500 TL. Ama tarım işçisine reva görülen yevmiye 300 TL.”
MALİYET İŞÇİDEN KARŞILANMAK İSTENİYOR
Güvencesiz bir şekilde çalıştırılan işçilerin her yıl kaza haberleriyle gündeme geldiğini söyleyen Ağırtaş, buna rağmen çiftçinin artan maliyetlerini işçilerden karşılanmak istendiğini ifade etti. Çiftçilerin zararının işçilerin yevmiyelerinden kaynaklanmadığını söyleyen Ağırtaş, “Mazot 40 TL’yi aştı. Gübre, ilaç fiyatı aldı başını gidiyor. Neden bunlara karşı mücadele etmiyorlar da, işçinin aldığı yevmiyeye karşı bu kadar mücadele ediyorlar” diyerek tepki gösterdi.
ÖRGÜTLENME ÇAĞRISI
Tarım işçilerinin öncelikli olarak barınma sorununun çözülmesi gerektiğine dikkat çeken Ağırtaş, şöyle devam etti: “Hazine alanlarında alt yapı sistemi kurulduktan sonra konteynırlar getirebilir. Daha sonra elektrik, su ve sosyal alanlar oluşturulabilir. Özellikle çocuklar perişan oluyor. Mevsimlik tarım işçileri domates hasadı bitince Manisa'ya gidip üzüm topluyor. Orası bitiyor, Karadeniz'de fındık topluyorlar. Gittikleri her yerde rezalet içinde yaşıyorlar. Sendikaları yok, sözleşmeleri yok. Hastalanırlarsa ilaç alacak para yok. Dernek olarak bütün tarım işçilerinin derneğimize üye olmasını istiyoruz. Bir toplum örgütlü değilse bir şey elde edemez. Hak ve hukuk örgütlülükle elde edilir.”
MA / Delal Akyüz