İSTANBUL - Kürtçenin kamusal alanda yok sayılmasının Kürtlerin reddi anlamına geldiğini belirten Kürt Araştırmaları Derneği’nden Ahmet Subaşı, Kürt dilinde ısrar etmek gerektiğini ifade etti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın sanal medya hesabından duyurduğu e-Reçete’ye eklenen 5 dil arasında Kürtçe’nin yer almamasına tepkiler gelmeye devam ediyor. Barolar ve sivil toplum örgütleri bu durumun sağlığa erişimde eşitsizliği derinleştirdiğini belirterek suç duyurusunda bulunurken, Kürtçe’nin de e-Reçete sistemine girmesine dönük talepler de sürüyor.
Kürt Araştırmaları Derneği (Komeleya Lêkolînên Kurdî) eğitmenlerinden Seyit Ahmet Subaşı, bu uygulamanın arkasında yüz yıllık bir zihniyetin olduğunu belirterek, uygulamanın Kürt halkının reddedilmesi anlamına geldiğini vurguladı. Subaşı, “Mesele sadece Kürtçe dilinin orada yer almaması değil. Bir tepki gösterildiği zaman Sağlık Bakanı ‘Biz onu turistler için yaptık’ dedi. Turistler için bu hizmetler yapılıyor ama Türkiye’de milyonlarca Kürt yaşıyor buna rağmen Kürtlerin dili sistemde yer almıyor. Bu aşikar ve berrak bir şekilde Kürtlerin reddedilişidir” diye belirtti.
YURTTAŞLIK HAKKI
Kamu kuruluşlarında Kürtlerin anadillerinde kendilerini ifade etmelerinin bir yurttaşlık hakkı olduğuna işaret eden Subaşı, bu hizmetlerden yararlanmak için Kürtlerin vergi ödediğini anımsattı. Subaşı, “Örneğin Türkçe bilmeyen kişiler hastaneye gittiklerinde ya da telefon yolu ile hizmet almaya çalıştıklarında, Kürtçe hizmet olmadığından dolayı dertlerini, kendilerini ifade edemiyor. O zamanda sağlıkta hizmete erişim eksik olacaktır. Bunlarda toplumsal sorunları ortaya çıkarıyor” şeklinde konuştu.
‘KÜRTLERİN STATÜ TALEBİYLE İLGİLİ’
Kürtçenin kamusal alanda yok sayılmasının aynı zamanda Kürtlerin statü talebi ile bağı olduğunu belirten Subaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü Kürtler statü istiyor. Araplar, İngilizler, Fransızlar, Farslar için tabela asabilirler. Çünkü onların Türkiye’den bir statü talebi yok. Eğer Kürtçeyi kabul ederse, Kürtlere de bir statü tanıması gerekecek. Ancak devlet, Kürtlerin statüsünü kabul etmek ve eğitim hakkı vermek istemiyor. İşte bu sebeple Kürtçeye hiçbir şekilde yer verilmiyor. Bu şekilde Kürtleri asimile etmek, kendi sistemlerine entegre etmek istiyorlar. Kendi sistemleri, kendi düzenleri içinde Kürtleri eritmek istiyorlar.”
Baskı ve yok sayma politikalarının sonuç alamayacağını dile getiren Subaşı “Kürtçenin, Kürt dilinin serpilişinin önüne geçemezsiniz. Çünkü akan bir su misali, Kürtçe de akıyor. Önüne bin bent kurulsa bile bu bendi aşıp gidecektir. Kürtler her alanda kendi dillerine daha fazla sahip çıkacaktır. Her yeri Kürtçe okul yapacaktır. Kürtlere de şunu söylemek isterim ki; hiçbir şekilde davalarından, Kürtçe davasından vazgeçmesinler. Kürtçe dili eğitim dili olana kadar her yerde bu talebi dile getirmek, ısrar etmek gerek” ifadelerinde bulundu.