AMED - Amed’in Licê ve Hezro ilçelerinde 7.2 büyüklüğünde depremlerin beklendiğini ve hiçbir şekilde bu depremlere hazırlıklı bir alt yapının olmadığını söyleyen Doç. Dr. Savaş Karabulut, var olan bütçenin deprem öncesi risk analizlerine harcanması için yetkililere çağrıda bulundu.
Mereş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerden etkilenen 11 kentte, hem yaşanan yıkım hem de günlerce yardımın gitmemesi onbinlerce insanın ölümüne, onbinlercesinin de yaralanmasına neden oldu. Mereş felaketi sonrası, fay hatlarındaki hareketlilik sürerken, yurt çapında geniş bir coğrafyada üst üste artçı depremler meydana gelmeye devam ediyor. Kurdistan'da ardı ardına meydana gelen depremleri ve bölgeyi bekleyen tehlikeleri Gebze Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Jeofizik Mühendisi Doç. Dr. Savaş Karabulut ile konuştuk.
Depremi “direk tehlike” olarak tanımladıklarını söyleyen Karabulut, "Depremden dolayı ölmek kesinlikle doğal ölüm değil. Depremin kendisi de bir afet değil, doğal tehlikedir. Deprem dışında heyelan, çığ, kaya düşmesi, yangınlar gibi tehlike söz konusu” dedi.
LİCÊ VE HEZRO’DA DEPREM UYARISI
Geçmiş dönemlerdeki Erzîngan, Kocaeli ve Mereş depremlerini hatırlatan Karabulut, depremlerin devam edeceğini söyledi. Bugün Amed’te depreme karşılık bir çalışmanın yapılmadığını ve risklerin olduğunu belirten Karabulut, yakın zamanda Licê ve Hezro’da 7.2 büyüklüğünde bir depremin meydana geleceğinin uyarısında bulundu. Karabulut, “Diyarbakır’ın bazı ilçeleri Bitlis-Zagros kenet kuşağının güneyinde yer alıyor. Oysa kuzeyindeki Lice, Hazro gibi alanlar ise buna çok yakın alanda yer alıyor ve burada il risk azaltma planı raporunda da belirtildiği üzere 7.4-7.2 büyüklüğünde bir deprem bekleniyor” dedi.
MELETÎ-PULUR HATTI
Çewlig’de 7.2 üzerinde bir depremin olma olasılığına işaret eden Karabulut, “Şu anda Doğu Anadolu Fayı üzerinde kırılmayan Bingöl segmenti üzerinde yine 7.2 üzerinde deprem olma potansiyeli yüksek. Bunun dışında Kuzey Anadolu Fay Zonu’nda Bingöl üzerinden Yedisu dediğimiz 7.2 şiddetinde deprem üretecek bir fay var. Aslında bu coğrafyadaki en önemli tehlikelerden bir tanesi Malatya-Ovacık fay hattı olarak isimlendirdiğimiz, yaklaşık 240 kilometre uzunluğunda ve iki fayın kırılmasıyla birlikte 7.8 büyüklüğünde aynı Maraş depremi gibi bir deprem üretecek potansiyel tehlike söz konusu” diye konuştu.
AMED HAZIRLIKLI DEĞİL
Depremlerin dışında Amed için su baskını ve sel uyarısında bulunan Karabulut, “Depremler aktif durumda değilken bile heyelanlar oluşuyorken Lice ve Hazro güneyindeki alanda, Dicle Nehri'ne bakan alanlarda da ciddi şekilde potansiyel olarak su baskını, sel ve hatta deprem esnasında sıvılaşma, sıvılaşmaya bağlı oturmalar söz konusu. Ne oluyor sıvılaşma olayında? Binaların hepsi direk toprağa gömülüyor. Eğer oturma düzeyi karşılanabilir değilse katastrofik (felaket etkisi yaratacak durum) şekilde yıkılarak tuzla buz oluyor. Ki Diyarbakır’da Türkiye illerindeki gibi zemin etütleri yapılmadan yapılan yapılarla dolu. Hatta bu son 6 Şubat depreminde Eğitim Sen’in hazırladığı raporda 9 bine yakın hasar alma durumu söz konusu, 200 küsur vatandaşımız hayatını kaybetti” ifadelerini kullandı.
‘YAPI ENVANTERİ ÇIKARILMALI’
“Diyarbakır kendini bekleyen depreme hiçbir kurumuyla hazır değil” diyen Karabulut, bu konuda mevcut belediyeler kayyımda olduğu için iletişim kurma şansının olmadığını söyledi. Kurdistan hattında büyük depremlerin beklendiğinin altını çizen Karabulut, bu bölgelerin de depreme hazır olmadığını vurguladı. Anadolu coğrafyasının hiçbir yerinin doğal deprem tehlikesine karşı yerel yönetimler ve merkezi yönetimler tarafından hazırlanmadığını ifade eden Karabulut, bu sorunun kilitlendiği temel yerin finansal durum olduğunu söyledi.
Amed ve ilçelerinin küçük bazlı 250’ye 250’lik lintlerle mikro bölgelemesinin, mikro ölçülerinin, jeolojik, jeofizik etütlerinin yapılması gerektiğine dikkat çeken Karabulut, saha çalışmalarının, laboratuvar deneylerinin yapılması, alt yapı ve üst yapı envanterinin çıkarılması gerektiğini belirtti. Kentin doğalgaz, elektrik tesisatları ve üst yapılara ait bilgilerinin lazım olduğunu söyleyen Karabulut, şöyle dedi: “Bunu hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan hem de valilikten isteyeceğiz. Bize böyle bir yapı envanteri verirlerse bütün bu yapılarla ilgili deprem tehlike ve yapı risk analizi yapıp mevcut potansiyeli ortaya çıkarıp ona göre Diyarbakır’ı bekleyen durumun ne olduğunu ortaya koyabiliriz. Önceden önlemler alınırsa afet yönetilebilir.”
‘HÜKÜMET SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMELİ’
Türkiye’deki diğer depremler gibi Mereş depreminin de yönetilemediğini söyleyen Karabulut, Mereş depremiyle birlikte ciddi yönetim ve lojistik krizi yaşanıldığını hatırlatarak, “Aynı sıkıntıların tekrar yaşanmaması için merkezi hükümetin ve yöneticilerin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor” diye belirtti.
MA / Eylem Akdağ