İSTANBUL - Gazeteci Aziz Köylüoğlu, KDP’nin Kerkük’te "danışıklı dövüş" içinde olduğunu belirterek, "Eğer kaos sürerse seçimler olmayacak ve bu da KDP’nin işine gelir. Çünkü KDP’nin pek bir oyu yok” dedi.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani, Kerkük'te 2017'den bu yana ordunun ve Haşdi Şabi'nin elinde bulunan binanın KDP'ye geri verilmesi emri vermişti. Sudani’nin kararının ardından üssü boşaltmaya başlayan askeri güçler, binayı Parastin’a (KDP’nin istihbarat örgütü) vermek için hazırlıklara başladı. Ancak sonrasın başlayan protestolar ve ordunun saldırıları sonrası kararın geçici olarak durdurulduğu açıklandı. 2 Eylül'de gerçekleşen protestolara dönük saldırılar sonucu 4 kişi yaşamını yitirdi, 15 kişi ise yaralandı.
Söz konusu olayların Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi'nde gerçekleştirdiği ziyaretler sonrası yaşanması dikkati çekti. Bölgedeki gerilim kısmi olarak sona erse de, yaşananların Irak'ta 18 Aralık 2023 tarihinde yapılması planlanan il genel meclisi seçimlerinden bağımsız olmadığı belirtiliyor.
Kürtler, Kerkük'te söz konusu seçimlerde 16 sandalyenin 8’ini kazanması halinde çoğunluğu sağlayan asli güç olacak. Böylece Kerkük Valiliği de Kürtlere geçecek. YNK’nin Kerkük’teki oyu diğer tüm Kürt partilerinden fazla. KDP'nin böyle bir durumda YNK’nin vali adayına oy vermek zorunda kalacağı belirtliyor. Ancak bu durum ne Türkiye ne de KDP'nin işine gelmiyor. Bölgedeki gelişmeleri yakından takip eden bazı gazeteciler ve siyasetçilere göre; söz konusu nedenden kaynaklı hem KDP'nin hem de Türkiye'nin Kerkük’teki seçimin iptal edilmesini istediği ve böylesi bir provokasyona zemin hazırladığı belirtiliyor. KDP, ayrıca Kerkük'teki seçimlerde Kürt partileriyle aynı listede yer almayacağını açıklamıştı.
Gazeteci Aziz Köylüoğlu, yakından takip ettiği bölgedeki son gelişmeleri değerlendirdi.
'EYLEMCİLER KDP İLE ORTAK SEÇİME GİRECEK'
Hakan Fidan’ın ziyaretini “provokasyon” olarak değerlendiren Köylüoğlu, Türkiye’nin bölgeye dair “işgal planı" yaptığını söyledi. Fidan’ın birinci önceliğinin PKK’nin Irak tarafından “terör örgütü” listesine alınması olduğunu belirten Köylüoğlu, Irak’ın bu konuda resmi bir açıklaması olmadığını ancak KDP yetkililerden bu duruma destek verildiğini kaydetti. "Türkiye Kerkük’ü bir Türkmen yeri olarak tanımlıyor” diyen Köylüoğlu, Kerkük'te yaşanan olayların perde arkasında il genel seçimlerinin olduğunu dile getirdi.
Köylüoğlu, KDP’nin kentte bulunan Türkmen ve sünni Araplarla ortak listede seçime gireceğine işaret ederek, "Şii Araplar, ortak adaylar belirleyip girecek. Goran Hareketi, Değişim Hareketi, Zahmetkeşan hareketi de herhangi bir gruptan seçime girmeme kararı almışlar. Seçim gerginliği arifesinde Irak Başbakanı Sudani, Kerkük'te bulunan Ortak Operasyonların Karargahı'nı KDP’ye verdi. Bu karara tepki gösteren bazı Şia ve Haşdi Şabi’ye yakın gruplar eylem yaptılar ama bu sadece bir gün sürdü. Daha sonra Türkmen ve sünni Araplardan oluşan bir grup 'KDP’nin Kerkük’e gelmesini istemiyoruz' diyerek çadır açtılar. Eylem gerçekleştiren Arap ve Türkmenler ise, KDP ile ortak listede seçime girecekler. KDP’nin Türkiye'yle ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda Kerkük'te Türkmenlerin KDP’ye karşı herhangi bir eylem içerisine girmesi mümkün değil” diye kaydetti.
‘SEÇİMLER ENGELLENMEK İSTENİYOR’
KDP’nin Kerkük’te "danışıklı dövüş" içinde olduğunu ve kendisini destekleyen grupları sanki kendisine karşıymış gibi sahaya sürdüğünü söyleyen Köylüoğlu, KDP yanlılarının kendi ittifaklarına karşı gösteri yaptıkları izlenimi vermeye çalıştıklarını söyledi. Birçok Kürt gencinin milli duygularla gösterilere katıldığını kaydeden Köylüoğlu, sivil eylemcilerin içindeki silahlı kişilerin bilinçli olarak provokasyon yarattığını söyledi. Köylüoğlu, yaşanan provokasyonda 4 Kürt gencinin yaşamını yitirdiğini anımsatarak, “Bu KDP’nin kendi provokasyonudur. KDP çok büyük bir oyun oynadı ve bir kaos yarattı” dedi.
Köylüoğlu, protestolara dönük saldırıların nedenine değinerek, "Bu sert müdahalenin birinci amacı sanki Kürtlerle bir çatışma durumu varmış gibi lanse edilmesi. İkincisi ise seçimleri engellemektir. Eğer şehirde kaos sürerse seçimler olmayacak. Bu da KDP’nin işine gelir. Çünkü orada KDP’nin pek bir oyu yok. Türkmenler ve Şiilerle yaptığı ittifakta deşifre olduğu için Kürtlerden oy alma şansını da kaybediyor” dedi.
KÜRTLER ARASI PARÇALILIK
KDP’nin "bağımsızlık referandumu" sonrası Kerkük’ün demografik yapısının ciddi bir değişime uğradığını dile getiren Köylüoğlu, demografik yapının değişmesinin Kürtlerin kazanımları açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Köylüoğlu, "Mevcut anlamda Kürtler üç parçaya ayrılmış durumda. Bazısı bağımsız duruyor. Bazısı YNK’nin çevresinde toplanarak bir Kürt birliği oluşturmaya çalışıyor. KDP kendini ayrı bir yapılanma görüyor. Kerkük’te Kürtlerin çok fazla bir kazanımları kalmamış diyebilirim” diye kaydetti. Kürtlerin en son ulusal talepleri ve haklarının gasp edilmesine karşı gösterilere katıldığına dikkati çeken Köylüoğlu, KDP’nin Kürt halkının sokaklara dökecek bir gücünün olmadığına vurgu yaptı.
TARTIŞMALI BÖLGELER
Köylüoğlu, Kerkük’ün statüsü ve 140’ıncı maddeyte işaret ederek, şöyle devam etti: "Irak Anayasası oluşturulduğunda Kerkük, Kürt bölgesi olup, Güney Kürdistan bölgesine bağlı olmayan yerlerin geleceğiyle ilgili bir yol haritası çizilmişti. Bu maddeye göre 2005 yılından bir yıl sonra bir nüfus sayımı olacaktı. Nüfus sayımından sonra daha önce zorla göç ettirilenler geri getirilecekti. Sonra nüfus sayımı yapılacaktı daha sonra da referandum yapılacaktı. Sadece Kerkük değil, Mahmur ve Şengal ve o bölgenin tümünü kapsayan bir yol haritasıdır. Ama Irak hükümeti, 140’ıncı madde çerçevesinde belirlenen yol haritasını uygulamadı. Bu bölgeler şuan tartışmalı bölgeler olarak geçiyor. Şu an Kerkük’te Kürt nüfusu çok az ve siyasi anlamda dağınık duruyor. Eğer bir seçim olursa çoğunluğu sağlamaları zor görünüyor."
MA / Esra Solin Dal