WAN - İran’da “Kürt dilinin teşvik edildiği ve tanıtıldığı" gerekçesiyle kapatılan Roznewbar Kurdistan Bilim Enstitüsü'nün kurucuları, "Her parçada birlik olursak, bu soykırımı engelleyebiliriz” dedi.
İran rejimi tarafından katledilen Jîna Emînî’nin ölüm yıldönümü öncesi Kürtlere dönük baskılar arttı. Jîna Emînî’nin katledilmesinin ardından Kürt aktivistlere yönelik tutuklama furyasının devam ettiği İran’da, Kürt öğretmenlerin işlerine son verildi. Rojhilat’ın Qorveh ve Dehgolan kentlerinde 6 yıldır Kürtçe eğitim veren Roznewbar Kurdistan Bilim Enstitüsü'nün ise lisansı iptal edildi. Lisansın iptal edilmesinin ardından enstitülerini kapatmak zorunda kalan Farideh Weisi ve eşi Cyrus Abbasi, Mezopotamya Ajans’ına (MA) konuştu.
ENGELLEMELERE RAĞMEN LİSANS ALINDI
Özel sektörde 11 yıl öğretmen olarak çalıştıktan sonra Kürtçe eğitim vermek için Roznewbar’ı kurduklarını anlatan Abbasi, “Kimliğimizi ve Kürt fikirlerimizi her zamankinden daha iyi şekilde hayata geçirmek için yerel bir eğitim merkezi kurmaya karar verdik. Bu nedenle 2016 yılında İran Eğitim ve Öğretim Bakanlığı'ndan lisans alma sürecini başlattık. Bir yıl süren evrak trafiği ve yoğun çalışmalar sonucunda İranlı eğitim yetkililerinin onlarca engelini aşmayı, sonra Bilim Organizasyonu sertifikasını almayı başardık. İran'da İslam Cumhuriyeti'nin kanun ve yönetmeliklerine uymayan kişiler için bir eğitim kurumu kurmak, özellikle de Kürtlerse zordur” diye konuştu.
KÜLTÜREL SOYKIRIM YÜRÜTÜLÜYOR
İran devletinin hem Şah döneminde hem de şeriat döneminde Kürtlere karşı bir asimilasyon yürüttüğünü dile getiren Abbasi, “Kürt halkına karşı yürütülen asimilasyon ve kültürel soykırıma karşı bir şeyler yapmak istedik. Öğrencileri Kürtçeye, Kürt kimliğine ve Kürt düşüncesine yönlendirmek istedik. Uzun bir dönem resmi olmayan yollarla çocuklara eğitim verdik, fakat daha sonra bunu resmi bir kuruluş adı altında yapmaya karar verdik. 2017 yılının yazında ise kurumuzu resmi olarak kurduk ve dilinin Kürtçe olduğunu duyurduk” ifadelerini kullandı.
JÎNA’DAN SONRA BASKILAR ARTTI
Kürtler üzerinde yürütülen baskı politikalarından kendilerinin de etkilendiğini belirten Abbasi, şöyle konuştu: “Resmi eğitim dilimizin Kürtçe olduğunu açıkladıktan sonra, güvenlik teşkilatlarından tehditler aldık, üzerimizde bir baskı kurdular ve yıldırma politikasıyla enstitüyü kapatmak için zorlandık. Jîna Emînî’nin öldürülmesinden sonra bizler de alanlara çıktık ve üzerimizdeki baskı daha arttı. Jîna Emînî’nin şehit edilmesinden 5 gün sonra ben ve ailemin 3 üyesi tutuklandı, 3 ay hapiste kaldıktan sonra 6 yıl 4 ay hapis cezası aldım fakat cezamı ertelediler, kefalet ödeyip çıktım.”
Jîna Emînî’nin katledilmesinden sonra İran’da onlarca eğitim ve öğretim görevlisinin işine son verildiğini aktaran Farideh Weisi, “Jîna devriminin ardından baskılar arttı. Onlarca üniversite öğretmeni kovuldu, Kürtçe eğitim yapan kurumlar kapatıldı. Bu da hükümetin Kürt halkının meşru taleplerine baskı dışında bir yanıt vermediğini gösteriyor. Rojhilat ve Bakur Kurdistan başta olmak üzere dört parça Kurdistan'da, özellikle dil ve kültür alanına yönelik güçlü bir soykırım girişimi söz konusudur. Rojhilat’ta pek çok kişi ve parti, çeşitli merkezler aracılığıyla bu politikaya karşı çıktı; Kürt halkının mücadeleyle, direnişle haklarına kavuşacağını umuyoruz” dedi.
‘TEK RESMİ DİL ANADİLDİR’
Kurdistan’ın dört parçasından da Kürtler üzerinde yoğun bir asimilasyon olduğunu vurgulayan Weisi, şöyle devam etti: “Enstitüyü kapattılar, fakat çalışmalarımızı başka bir şekilde devam ettirmeye çalışıyoruz. Kürt halkına çağrımız; birlik ve beraberliğimizi her şeyin üstünde tutarak, Kurdistan'ın dört parçasında tek millet olarak hareket etmek, birbirimize destek olmaktır. Kürtçe bizim kimliğimizdir ve Kürtçe okuma-yazmayı bilmeli, çocuklarımızı da Kürtçe eğitmeye çalışmalıyız. Her parçada birlik olursak, bu soykırımı engelleyebiliriz. Her insanın tek resmi dili ana dilidir.”
MA / Berivan Kutlu