MÊRDÎN - Êlih’te katledilen siyasetçi Mehmet Sincar’ın anıldığı programda konuşan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, dava dosyasının zaman aşımı ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, “Bu cinayetin aydınlatılmaması devletin taraf olduğunu gösteriyor” dedi.
Êlih’te, 4 Eylül 1993 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucu katledilen Demokrasi Partisi (DEP)Milletvekilli Mehmet Sincar, ölümünün 30’uncu yıldönümünde anıldı. Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde bulunan bir düğün salonunda gerçekleştirilen anma programına, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ile kent milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. “Biz unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız” ve “Örgütlü toplumla özgür yaşama doğru” pankartlarının asıldığı program, saygı duruşuyla başladı.
SİNCAR AİLESİ: MÜCADELE SÜRECEK
Programda ilk olarak konuşan Sincar’ın eşi Cihan Sincar, mücadeleyi sürdürme kararlılığını vurgulayarak, “Birçok arkadaşımız bu mücadelede yaşamını yitirdi. Mehmet de bunlardan biridir. Onların mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğiz. Mehmet Sincar’ın ailesi olarak burada diyoruz ki; biz sizinle gurur duyuyoruz ve mücadeleniz sürüyor” diye belirtti.
Ardından konuşan Sincar’ın kardeşi Ali Sincar, ağabeyinin bıraktığı mücadele mirasına değinerek, “O benim öğretmenimdi, mücadele arkadaşımdı. Bugün ölümü üzerinden tam 30 yıl geçti ve devlet Mehmet’in davasını kapatmak istiyor. Ama bizler buna izin vermeyeceğiz. Onu unutmayacağız. O’nu ve onun gibi meçhule gidenleri unutmayacağız. Davalarının takipçisi olacağız” dedi.
‘MÜCADELEMİZ DİMDİK AYAKTA!’
Daha sonra konuşan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, 30 yıla rağmen aydınlatılmayan, aydınlatılmak istenilmeyen bir dava dosyasıyla karşı karşıya olduklarını anımsatarak, şunları belirtti: “30 yıldır herhangi bir sonuca ulaşmayan bu dava, aslında zaman aşımıyla karşı karşıya. Devletin içinde olduğu ve taraf olduğu cinayetler meçhuldür. Bu cinayetin aydınlatılmaması da devletin taraf olduğunu gösteriyor. Bu cinayetin tetikçisi Hizbulkontraydı ve iktidar şimdi bu kontra uzantılarıyla yeni bir ittifak oluşturmaya çalışıyor. Hizbullah tutukluları ve hükümlüleri ile ilgili AİHM’in kararını uygulayan Türkiye, siyasetçi arkadaşlarımız için alınan kararları halen bekletiyor ve uygulamıyor. Dolayısıyla Türkiye’de özelde de Kurdistan’da 90’lı yıllarda devlet adına suç işleyen Hizbulkontra uzantıları bugün devletin yeni inşa ettiği sistem içerisindedir. O yıllardan itibaren irademizle partilerimizi kurduk. Büyük saldırılara rağmen en güçlü şekilde durmaya çalışıyoruz. Devlet, iktidar ne kadar kazanımlarımıza göz dikerse diksin, saldırılarını ne kadar büyütürse büyütsün emeğimiz, kazanımız AKP’den de, MHP’den de, Kürt sorununu çözümsüz bırakan devlet aklından da çok daha büyük. Mücadelemiz dimdik ayaktadır” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından program sona erdi.