AMED - Eğitim Sen Amed şubelerinin gerçekleştirdiği “Depremin Eğitim Sistemi Üzerindeki Etkileri Çalıştayı”nda, deprem süreçlerinde çocuk odaklı sistemlerin kurulması gerektiğine vurgu yapıldı.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Amed şubeleri, 6 Şubat Mereş merkezli depremin eğitim sistemi üzerinde bıraktığı etkilere ilişkin Plaza Otel'de “6 Şubat 2023 Depreminin Eğitim Sistemi Üzerindeki İzdüşümüne Bakmak: Yaşananlar, Sorunlar ve Çözümler ” başlıklı çalıştay düzenledi. Çalıştaya, Eğitim-Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, Eğitim Sen Amed Şube Eşbaşkanları ve yöneticileri, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi üyeleri katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Eğitim-Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, “Okullarda neler oluyor, neler eksik kaldı? Depremin üzerinden yaklaşık 7 aylık bir zaman geçti, insanların hayatı böyle mi sürecek? Kalıcı çözümlere ne zaman ulaşılacak? Su sorununa kadar çok acil sorunlar var. Eğitim de bu sorunların başında geliyor. Bir yandan eğitim emekçilerinin son TİS görüşmelerinden sonra maaşlarının en düşük düzeyde olması sorunu var. Bu nedenle kamu emekçileri geçinememe sorunuyla karşı karşıyadır. Eğim-Sen olarak emekçilerden çok eğitim hakkını önceliyoruz. Laik, parasız, anadilinde, cinsiyet eşitlikçi bir eğitimin olanaklarını sürekli düşünen, düşündükçe eylemler üreten iktidarı zorlayan bir kurumuz” dedi.
‘SAYISAL BÜYÜKLÜK, NİTELİK DÜŞMESİ’
Eğitim sisteminin demokratik olmadığını söyleyen Kurul, “Bugün KHK ile ihraç edilen 30 bin eğitim emekçisi var. Her eğitim emekçisinin soruşturmaları ve güvenlik soruşturmaları var. Eğitimin demokratikliğe kavuşması bu nedenle önemlidir. Bir milyon öğrencinin okul görmeden mezun olma durumu söz konusu. Eğitim Bakanı da değindi ama henüz eğitim sendikaları ile görüşmüyor. Sayısal büyüme ve niteliğin düşmesi sorunuyla karşı karşıyayız. Eğitime dair ortak bir akıl ile düşünmemiz gerekiyor. Demokratik alanlarda tartışmamız gerekiyor” diye konuştu.
‘KÜRTÇEYE YER VERİLMİYOR’
Zorunlu Din Kültürü ders seçimine de değinen Kurul, “16 saate yakın zorunlu din dersi getiriliyor. Felsefe okullardan uzaklaştırıldı, Arapça resmî dil haline gelmeye başladı, Kürtçeye ise yer verilmiyor. Bakanlık kuruluna seçmeli ders verme hakkı tanınıyor. Çok büyük bir sorun var. Laiklik bu anlamda bir sınıf mücadelesidir. Eşit yurttaşlık hakkını da göz önünde bulunduruyoruz. Yakın zamanda İzmir’de ÇEDES projesine karşı laiklik mitingi gerçekleştireceğiz” dedi.
‘KENTLERİ RANTTAN KURTARMALIYIZ’
Kurul, devamında sözlerini şöyle tamamladı: “Depremde kaybettiğimiz kişilerin sayısını hatırlayan var mı? Biz depreme dair çok az şey biliyoruz. Bir raporları 3 ay öncesine dayanıyor. Deprem illerin de yaşanan gerekçeleri tam bilemezsek önümüzü nasıl planlayacağız. Çalıştayın önemi burada ortaya çıkacak. Bu dönemin çocukları çok niteliksiz bir eğitime mi tabi tutulacak. Kentlerin ranttan sermayeden yana değil doğadan emekten yana olması için kenetlenmeliyiz. Daha çok alanda var olmalıyız.”
Moderetörlüğünü Eğitim Sen 2 No’lu Şube Eşbaşkanı Hasan Çıtrık’ın yaptığı ilk oturumda Doç. Dr. Savaş Karabulut; “Yapı ve ekoloji”, Amed Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Elif Turan ; “Çocuk sağlığı ve afet”, Prof. Dr. Mustafa Durmuş ise; “Afet sonrası eğitimin yeniden inşasının politik ekonomisi” konuları üzerine sunumlar yaptı.
‘OKULLARDA TEHLİKE ANALİZİ YAPILMALI’
Doç.Dr. Savaş Karabulut, “Diyarbakır’ı bekleyen somut durum nedir hala belli değil. 2021 yılında hazırlanan ‘il risk planları’ var fakat bu eksiklikler ilgili somut çözümler var mı, bunu burada yaşayanlar gördü. Diyarbakır’da ki tüm okullar için tehlike analizlerinin yapılması gerekiyor. Valiliklerin almadıkları önlemler nedeniyle hayatlar kaybediliyor. Diyarbakır’da öncelikli olarak beklenen afetler; deprem, heyelan, taşkın ve meteorolojik iklim değişiklikleri” ifadelerinde bulundu.
‘DEPREM YEREL YÖNETİMLERİN ÖNEMİNİ ORTAYA KOYDU’
Prof. Dr. Mustafa Durmuş ise, deprem sonrası hükümetin bütçe kullanımına dair konuştu. Deprem sonrası ortaya çıkan durumla yerel yönetimlerin öneminin ortaya çıktığını belirten Durmuş, “ Depremde devletin halktan ve halk sınıflarından nasıl koptuğunu da gördük. Buda bunun karşısında çok önemli bir alternatifi ortaya çıkardı. Yereldeki inisiyatifler ve halk arasındaki dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Depremi iktidar bloğu inşaat sektörüyle birlikte fırsata çevirdi” dedi.
Moderetörlüğünü Eğitim Sen 1 No’lu Şube Eşbaşkanı Emine Akşahin’in yaptığı, ikinci oturumda ise Çocuk Hakları Aktivisti Ezgi Koman; “Afet/Kriz durumlarında çocuk”, Dr. Tuğba Canbulut; “Afet ve çocuk kırılganlığı”, SES Amed Şube Eşbaşkanı Psikolog Şiyar Güldiken ise; “Çocuğun iyilik halini güçlendirme/müdahaleler ve etik sorunlar” konuları üzerine sunumlar yaptı.
‘ÇOCUK ODAKLI AFET YÖNETİMİ OLMALI’
Çocuk Hakları Aktivisti Ezgi Koman, sokağa çıkma yasakları süresi ve depremde yaşananların hemen hemen aynı olduğunu söyledi. “Türkiye’de çocuk olmak çok zor” diyen Koman, “Hele ki Kürt çocuğu olmak. Krizler insan odaklı ve hak temelli yönetilemezse insan hakları krizine neden açıyor. Çoklu krizler çocukları etkiliyor. Yetişkinle çocukları özne olarak görmedikleri için kendi algılarından krizleri yönetiyorlar. Çocuk koruma mekanizmaları işlemiyorsa çocuklar bu krizlerden çok daha fazla etkileniyor. Çocuklar riskli alanlarda kalmak zorunda kaldı, cinsel şiddete maruz kaldılar. Hala kayıp çocuklar var. Aynı zamanda ayrımcılığa da maruz kaldılar. Çocukların sesi duyulmadıkları gibi medya tarafından sürekli araçsallaştırıldılar. Böyle olmak zorunda değildi, çocukların bunları yaşamasına gerek yoktu. Çocuk odaklı afet yönetimi olabilirdi. Çocukları hak sahibi ve özgürlükleri olan özneler olarak görmek gerekiyor” diye konuştu.
‘ÇOCUKLARIN GÜÇLENDİRİLMESİ GEREK’
“Afet ve çocuk kırılganlığı” başlığı altında sunum yapan Dr. Tuğba Canbulut ise, çocukların kırılganlığını arttıran etkenlere değindi. Canbulut, “ Yaşa dayalı ayrımcılık herkesin başına gelen bir şey. Yaş hiyerarşisi akademik olarak gündemimize almamız gereken bir konu. Depremden sonra bir sürü çocuk başka okullara nakledildi, bu da büyük bir sorun. Çocuklar bu nedenle başka sorunlar yaşıyor. Çocukların güçlendirilmesi gerekiyor” dedi.
SES Amed Şube Eşbaşkanı Psikolog Şiyar Güldiken ise, “Çocuğun iyilik halini güçlendirme/müdahaleler ve etik sorunlar” başlığı altında yaptığı sunumda, çocuk odaklı sistemin oluşturulması gerektiğini söyledi. Güldiken, psikolojik sağlamlılığa ve çocuğun iyilik halinin güçlendirmesine ilişkin bilgilendirmeler yaptı.
Çalıştay, verilen aranın ardından ikinci oturumla devam edecek.