AMED - İstasyon Meydanı’nda gerçekleştirilen 1 Eylül mitingine katılanlar, İmralı kapılarının açılmasını ve savaşa ayrılan bütçenin halkın geleceğine ayrılmasını istedi.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından dün Amed’te bulunan İstasyon Meydanı’nda gerçekleştirilen 1 Eylül Dünya Barış Günü mitinginde, “savaşa karşı barış” mesajı verildi. Mitingde mikrofon uzattığımız yurttaşlar, savaş politikalarına son verilmesi ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasıyla ülke sorunlarının çözülebileceğine vurgu yaptı.
‘İMRALI KAPILARINI AÇIN’
Ülkedeki en temel sorunun çatışmalı süreç olduğuna dikkati çeken İsmail Topkan, “Her ne kadar Barış Günü’nü kutluyor olsak da maalesef hala gözyaşlarının sel olarak aktığı bir ülkede yaşıyoruz. Özellikle 2015 yılından sonra Türkiye’de yeni bir konsept oluşturuldu. AKP-MHP, ülkenin bütün kaynaklarını savaşa ayırmakta. Bu savaş sonucunda maalesef gözyaşları dinmemekte. Artık bu savaşın son bulmasını, halkların kardeşliğinin ön plana çıkmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Savaşa ayrılan kaynakların halkların geleceği ve refahına ayrılması gerektiğini ifade eden Topkan, krizlerin son bulmasının PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasıyla mümkün olabileceğini söyledi. Topkan, “Barışın muhatabı Abdullah Öcalan’dır. Eğer bu ağırlaştırılmış tecrit devam ederse her gün onlarca insan ölmeye devam edecektir. Bunun durması için İmralı kapılarını açsınlar, tecridi kaldırsınlar, Sayın Öcalan ile tekrar muhatap olsunlar. Muhatap oldukları anda kan duracaktır, bu ülkeye huzur ve barış gelecektir, faşizm kaybedecektir” ifadelerini kullandı.
‘SAVAŞIN FATURASINI HALK ÖDÜYOR’
Savaş politikalarına tepki gösteren Mahmut Aktekin, “Erdoğan bu savaştan nemalanıyor, bu ülkenin bütün ekonomisini savaşla batırdı. Havalanan her bir savaş uçağı ne kadar parayla kalkıyor? Bunların faturası bu mazlum halka ödetiliyor. Önderlik (Öcalan) ile görüşmeler olmadığı sürece ortalık durulmayacak. Ne Amerika ne Rusya ne de Avrupa bu savaşın bitmesini istemiyor. Ortadoğu’daki bu savaştan nemalanıyorlar. Bu yüzden Kürt halk el ele verip, bu mücadeleyi ileriye götürmeli” diye konuştu. Aktekin, şöyle devam etti: “Önderlik hak ve hukuk için kendini bu halka feda etmiş. Mücadele etmeliyiz, zorlamalıyız ki görüşmeler olsun. Savaşın bitmesi için muhatap Önderlik’tir.”
‘VARIZ, BURADAYIZ’
Kürtlerin birliğini sağlamaları halinde barışın da gelebileceğini belirten Ömer Soysağ, “Yüzyıllardır Kürdistan topraklarında savaş yürütülüyor. Bu savaştan kaynaklı Kürdistan’ın dağları, ovaları, tanklarla, tüfeklerle ve savaş uçaklarıyla yok edildi. Ama biz hala birlik olamıyoruz” dedi.
“Süren bu savaşı hiçbir şekilde kabul etmiyoruz” diyen Necla Acıbuca, “Bugün bütün dünya halkları için barış istediğimiz için bu alana geldik. Beyaz tülbentlerimiz ve kıyafetlerimizle bu alana gelip, barış için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Özgür ve eşit bir ülke için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Burada olmaya devam edip ‘biz varız, buradayız’ demeye devam edeceğiz” diye belirtti.
‘ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ İSTİYORUZ’
Kürt birliğinin sağlanmaması halinde savaşın devam edeceğini vurgulayan Abdul Küçükdemirtaş, “Barış istiyoruz, barışın muhatabı da Önderlik’tir. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere hepsinin tecritte parmağı var. Kürt halkı ayağa kalkarsa tecrit kalkar. Tecrit kırılınca barış gelir” diye kaydetti.
Meryem Yaşar, PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan haber almak istediklerini söyledi. Yaşar, şunları söyledi: “Önderimizden bir haber almadığımız sürece barış ortamı olmayacak. Artık barış ve eşitlik olsun. Önderimiz özgür olursa hepimiz özgür olacağız. Tek isteğimiz önderimizden haber almak. Biz artık onun fiziki özgürlüğünü istiyoruz.”
‘ÖCALAN’I KUCAKLAMAK İSTİYORUM’
PKK Lideri Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşmasıyla tüm sorunların çözülebileceğini vurgulayan Salih Aykaş, “Fikirlerin, düşüncelerin şiddetle önlenebileceğini düşünüyorlar. Bu insanlık tarihinde hiçbir zaman başarıya ulaşamamıştır. Yakın tarihe bakın; Nelson Mandela cezaevinde kaldı ve çıktı, sonra cumhurbaşkanı oldu. Sayın Öcalan da içerde ve çıkacak. Ben 76 yaşındayım, ben o günü görmek için yaşamaya çalışacağım. Benim hayattan bir beklentim yok. Sadece ve sadece Sayın Öcalan’ı karşılamak, kucaklamak ve onunla bir çay içmek istiyorum. Kürt halkı tecridi kıracak” diye konuştu.
Abdulkerim Altun ise, şunları söyledi: “Hiçbir devlet bir şahsı böyle tecrit etmiyor. Türkiye’de kanun ve nizam kalmadı. Türkiye’nin ekonomisi tecrit nedeniyle çökmek üzere. Hükümet, ekonomi hükümeti değil, savaş hükümetidir. Herkes ayağa kalksın, önderimiz üzerindeki tecridi kaldırsın.”