İSTANBUL – MA TUHAYDER, cezaevinde yaşamını yitiren hasta tutuklu Şakir Turan’ın ölümünden Adalet Bakanlığı’nın ve cezaevi yöneticilerinin sorumlu olduğunu belirterek, cezaevlerinde tecrit politikalarının son bulmasını için çağrı yaptı.
Marmara Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MA-TUHAYDER), Erzincan L Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşamını yitiren Şakir Turan ve cezaevlerinde halen tutuklu bulunan hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla Aksaray’da bulunan dernek binalarında açıklama yaptı. “Tecrit insanlık suçudur” yazılı pankartın açıldığı açıklamaya dernek yöneticilerinin yanı sıra Barış Anneleri ve çok sayıda tutuklu yakını katıldı. Konuya dair açıklamayı MA-TUHAYDER Eşbaşkanı Dilek Demir yaptı.
İMRALI TECRİDİNE DİKKAT ÇEKİLDİ
Uzun yıllardır cezaevlerinde yaşanan ağır tecrit uygulamalarıyla beraber süren hak ihlallerinin yoğunlaşarak devam ettiğini ifade eden Demir, cezaevlerinde yaşananların PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan ve yaklaşık 3 yıldır devam eden mutlak tecritle yakından bağlantısı olduğuna vurgu yaptı. “Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaşarak devam eden tecrit gelinen aşamada tüm cezaevlerine yansıdı” diyen Demir, bu tecrit durumunun bugün cezaevlerindeki tutukluları ölüme sürüklediğini belirtti.
‘CEZAEVLERİ SUÇ MERKEZLERİNE DÖNÜŞTÜ’
Son dönemlerde cezaevlerinde hasta tutukluların yaşamını yitirmesinde Adalet Bakanlığı ve cezaevleri yöneticilerinin sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Demir, bu kurumların suç işlediğini de vurgulayarak, “Bu da cezaevlerinin hak ihlalleri ve derinleşen tecrit uygulamaları aynı zamanda hem Anayasal hem de evrensel hukuk çerçevesinde suç merkezleri haline dönüşmüştür” dedi.
BAKANLIĞA ÇAĞRI: TECRİT POLİTİKALARINA SON VERİN
Erzincan L Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşamını yitiren Şakir Turan’ın ölüme sürüklenerek yaşam hakkının elinden alındığını ifade eden Demir, Adalet Bakanlığı’na şu çağrıda bulundu: “Ağır tecrit politikalarına ve hasta tutsakların yaşam haklarının ihlal edilmesine derhal son verin. Bir kez daha yineliyoruz. Hasta tutsakların yaşam haklarını savunmaya ve ağır tecridin son bulması için yaşananların takipçisi olacağız.” 1 Eylül Dünya Barış günü olması vesilesiyle Demir, 1 Eylül'ün tüm halklara barış be özgürlük getirmesi temennisinde bulundu.