HABER MERKEZİ - Adli yıl açılışı nedeniyle baroların yaptığı açıklamalarda ülkenin hukuk, demokrasi ve insan hakları alanında yaşadığı sorun ve sıkışmışlığın en önemli nedeninin Kürt sorunu olduğu belirtilerek, sorunun barışçıl yöntemlerle çözülmesi çağrısı yapıldı.
Hukuk örgütleri, 2023-2024 adli yıl açılışı nedeniyle birçok kentte açıklama yaptı. Yargının bağımsızlığına dikkat çekilen açıklamalarda ülkenin hukuk, demokrasi ve insan hakları alanında yaşadığı sorun ve sıkışmışlığın en önemli nedeninin Kürt sorunu olduğuna vurgu yapıldı.
AMED
Amed Barosu’nun adliye önünde gerçekleştirdiği açıklamaya, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi avukatlar da katıldı. Açıklamada konuşan Amed Barosu Başkanı Nahit Eren, bugün aynı zamanda 1 Eylül Dünya Barış Günü olduğunu hatırlattı.
Devletlerin savaş politikaları nedeniyle dünyanın birçok yerinde insanların yaşamını yitirdiğini, kentlerin yaşanılmayacak hale geldiğini ve milyonların göç etmek zorunda bırakıldığını belirten Eren, “Amed Barosu olarak; savaş ve şiddet olaylarının karşısında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Savaşın, çatışmanın ve şiddetin ne denli acı sonuç verdiğini; buna karşılık barışın ne kadar önemli ve elzem olduğunu toplum olarak çok iyi bilmekteyiz. Bu nedenle, Kürt toplumu geçmiş yıllarda başlatılan çözüm ve barış süreçlerine büyük bir değer atfetmiş ve destek sunmuştur. Ülkenin hukuk, demokrasi ve insan hakları alanında yaşadığı sorun ve sıkışmışlığın en önemli nedeninin Kürt meselesinin çözümsüzlüğü olduğu gerçeğiyle; hak ve hukuk çerçevesinde adil bir çözümü amaçlayacak yeni bir sürecin başlatılması çağrısında bulunuyoruz. Sorunların yegâne çözüm yönteminin diyalog ve barış olduğuna olan inancımızla, tüm halkların Dünya Barış Günü’nü kutluyor ve yaşanabilir bir dünya için devam eden savaşlara karşı uluslararası toplumu göreve davet ediyoruz” dedi.
‘HAK VE ADALET SORUNU ARTTI’
Toplumun, hak ve adalet sorununun bütün ağırlığıyla varlığını sürdürdüğü bir yılı daha geride bıraktıklarını söyleyen Eren, “Hukukun üstünlüğüne dayalı bir toplumda, bireyin ve toplumun en temel güvencesi bağımsız ve tarafsız yargıdır. Türkiye’de, kronik bir hal alan yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı meselesi bu dönemin de en önemli sorunudur. Siyasal iktidarın gündemine aldığı dava dosyalarındaki yargılamalarda, başta savunma hakkı olmak üzere adil yargılanma hakkı ihlal edilmekte ve insanlar ağır cezalara mahkum edilmektedir. Yargılama faaliyeti yapan ve adaleti yerine getirmekle görevli yargı mensuplarının; her türlü otorite ve güç odağından bağımsız olmadığı, tam bir tarafsızlık içinde görevini yapmadığı bir düzende hukuk ve adaletten bahsedilmez” diye konuştu.
HASTA TUTUKLULAR
Yaşam hakkının engellenemeyeceğini belirten Eren, “Ancak son günlerde Ceza İnfaz Kurumları’nda yaşanan yoğun hak ihlallerinin yanı sıra hasta mahpusların sürekli hale gelen ölüm haberleri, kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Bir kez daha bu can yakıcı sorunun çözümü konusunda ilgilileri göreve davet ediyoruz” dedi.
BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
“İfade ve medya özgürlüğünün yargı tehdidi ile baskı altına alındığı, ifade özgürlüğünün araçlarından olan toplanma ve gösteri özgürlüğünün engellendiği, seçme seçilme hakkının ihlal edildiği bir yerde demokrasiden söz edemeyiz” diyen Eren, gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden dolayı yargı tehdidine maruz kaldığına tanıklık ettiklerini söyledi.
YENİ ANAYASA ÇAĞRISI
Baro olarak yeni adli yılda ifade ve basın özgürlüğü ile seçme seçilme hakkına gereken saygının gösterilmesini beklediklerini söyleyen Eren, şöyle dedi: “Toplumsal sorunların çözümünü amaçlayan, tüm farklılıkları içerisinde barındıran demokratik ve sivil yeni bir Anayasa’nın ertelenemez toplumsal bir ihtiyaç olduğunu da yineliyoruz.” Avukatlarla avukatlık mesleğinin sorunlarının çözümüne dair talepleri de sıralayan Eren, “Avukatlar olarak yeni adli yılda, stajyer avukatlarının statü, kamu avukatların özlük ve bağımsız çalışan avukatların tüm sorunlarının çözümü ile temel haklarının güvenceye kavuşturulduğu, bağımsız avukatlık faaliyetinin önündeki kurumsal ve yapısal engellerin kaldırıldığı, meslek alanının genişletildiği, avukata yönelik ekonomik ve fiziki şiddeti engelleyecek gerekli mali ve idari düzenlemelerin yapıldığı bir yargı düzenine kavuşmak istiyoruz. Adli yılda etkin bir kovuşturma ile başta katledilen Baro Başkanımız Tahir Elçi cinayetinin aydınlatılacağı, yargı ve mesleki sorunlarımızın çözüme kavuşacağı, insan hakları ile hukukun üstünlüğüne saygının tam olarak sağlandığı ve herkes için adaletin gerçekleştiği bir yıl olmasını diliyoruz” ifadelerini kullandı.
Açıklama alkışlarla son buldu.
ÊLIH
Êlih Barosu, adliye önünde açıklama yaptı. Avukatların cübbeleri ile katıldığı açıklamada, Êlih Barosu Başkanı Erkan Şenses konuştu. Şenses, “Cumartesi Anneleri’nin sistematik bir biçimde yasaklamalara konu olan barışçıl toplanma özgürlükleri engellenmekte, Türkiye’nin birçok ilinde barışçıl toplanma özgürlüğü Valilik veya Kaymakamlık emirleriyle ortadan kaldırılmaktadır. Batman Barosu, kamusal makamlara yurttaşların barışçıl toplanma özgürlüğü hakkına saygı duyma çağrısında bulunmaktadır. Gırtlak kanseri teşhisi konulan hasta mahpus Şakir Turan iki gün önce cezasının infazını çekmekteyken maalesef hayatını kaybetti. Hasta mahpuslarla ilgili ivedilikle yasal düzenleme yapılarak hasta mahpusların tahliyeleri sağlanmalıdır” diye belirtti.
İşkence ve kötü muamelenin artığına dikkat çeken Şenses, “İşkence ve kötü muamele mutlak surette yasak olup hiçbir gerekçe işkence ve kötü muamele yapılmasını meşru kılamaz. Batman Barosu, yargı makamlarına işkence ve kötü muamele iddialarıyla ilgili seri, etkili ve tarafsız soruşturma yürütme çağrısında bulunmaktadır. Bugün aynı zamanda Dünya Barış Günü. Bugün vesilesiyle kayda geçmek isteriz ki, Kürt meselesinin barışçıl çözümü ile Kürt kimliği ve Kürtçe’nin yasal ve anayasal güvenceye kavuşturulması ertelenemez bir zorunluluktur” dedi.
RIHA
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha Şubesi, adliye önünde açıklama yaptı. Açıklamada konuşan Şube Eşbaşkanı Meral Halat, toplumun tüm kesimlerinin adalet arayışı içerisinde olduğunu belirterek, “Hukuk devletinin en temel ilkelerinin dahi yok edildiği, yargının hemen hemen her boyutuyla siyasal mekanizmaların aracı haline geldiği bir dönemde yeni adli yılda da adalet ve eşitlik çağrımızı yineliyoruz” dedi. Hukuk sisteminin son yılların en büyük krizi içerisinde olduğuna dikkat çeken Halat, “Yargıçların bağımsızlığı ve tarafsızlığına olan güven tüm toplumda ortadan kalkmıştır. Mahkemeler, halka vermek zorunda oldukları güven duygusuyla değil yürütmenin ve iktidarın boyunduruğu altında hareket etmektedir” diye belirtti.
İMRALI TECRİDİ
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik derinleştirilen tecrit başta olmak üzere son dönemde artan adaletsizliklere tepki gösteren Halat, şöyle devam etti: “Geçtiğimiz adli yıl, diğerlerinden farksız olarak yargının sac ayaklarından savunma için de adalet ve eşitlikten uzak geçmiştir. Sadece 2023 yılında siyasal iktidarın hedef göstermesi sonucunda birçok meslektaşımız gözaltına alınmış, tutuklanmış ve kovuşturmaya uğramıştır. Halihazırda ülkedeki, adalet saraylarının adaleti yok edilmiş, sarayı kalmıştır. Yeni adli yılda da demokratik ve özgürlükçü bir hukuk inşası için mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiyor, yeni adli yılda yargının tüm unsurlarını toplumun ihtiyacı olan adil, eşitlikçi, tarafsız ve bağımsız ilkelerle hareket etmeye çağırıyoruz.”
İZMİR
İzmir Barosu Bayraklı ilçesinde bulunan İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz ile çok sayıda avukatın cübbeleriyle katıldığı açıklamada, “Avukatlığı itibarsızlaştırmanıza , avukatları yoksullaştırmanıza karşı söyleyecek sözümüz, hakkımızı alacak gücümüz var" pankartı açılırken, “Mesleğimizi savunuyoruz”, “Avukatız buradayız” dövizleri taşındı.
Açıklamayı yapan İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, yeni bir adli yılın başlangıcında, mutlu, huzurlu, tarafsız ve bağımsız bir yargı düzeni içerisinde mesleklerini icra etmek istediklerini söyledi. Adaletin hüküm sürdüğü, haklarını koruyabildikleri, demokratik bir ülkede yaşamayı istediklerini söyleyen Yılmaz, ancak siyasal iktidarın, otoriter ve baskıcı rejim ile emir komuta zincirindeki yargı sistemini hukuk ve adalet olarak sunmaya çalıştığını aktardı. Yılmaz daha sonra avukatların taleplerini sıraladı.
İSTANBUL
İstanbul Barosu, adli yılın açılışı dolayısıyla Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nin atrium alanında tören düzenledi. Törende konuşan İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki yargı kararı kesinleşmediği halde seçilmiş milletvekili olarak yasama faaliyetine katılması önündeki engellerin kaldırılmasının, Anayasa ve İnsan Hakları Sözleşmesi ile koruma altında olan seçme ve seçilme hakkının gereği olduğunu belirterek, “Bu konudaki engellemeler bir an önce kaldırılmalıdır” dedi.
‘HATALAR TEKRAR EDİLMEMELİ’
“Yargı liyakata göre teşkilatlanmak zorundadır. Geçmiş yılların hataları tekrar edilmemelidir” diyen Saraç, avukat stajyerlere avukatlık stajına ilişkin nitelikli, ekonomik ve sosyal güvencenin sağlanmadığına dikkat çekerek, “Tüm bu düzenlemeler savunmayı sistematik olarak niteliksizleştirme çabasının bir parçasıdır. Bu değersizlik sadece avukatın emeği için değil, vatandaşın ve temel bir hak olan savunmaya verilen değerin de ölçüsüdür. Hukuk fakülteleri açılmasına son verilmelidir. Mevcutların belli standartlarda eğitim vermeleri için kriterler olmalı, bunlara uymayanlar kapatılmalıdır” önerilerinde bulundu.