WAN - Rojhilat'ta Kürt partilerinin silahsızlandırılarak İran'a teslim edilmesine yönelik anlaşmayı değerlendiren gazeteci İkram Belakanî, partilerin tasfiyeye karşı PJAK ile ittifak kurması gerektiğinin altını çizdi.
İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri ile Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı, 19 Mart’ta Irak Başbakanı Muhammed Şiya Es-Sudani başkanlığında Bağdat’ta gerçekleştirdiği toplantıda, Rojhılatlı partilerin Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki faaliyetlerinin sonlandırılmasını da içeren bir "güvenlik" protokolü imzaladı. İran ve Irak arasında imzalanan anlaşmayla Rojhilat bölgesinde bulunan partilerin silahsızlandırılması kararı alındı. Anlaşma çerçevesinde bölgede bulunan gruplara 19 Eylül 2023’e kadar silahlarını teslim etme, Hewlêr ve Süleymaniye’deki kamplara aileleriyle birlikte geçmeleri için süre tanındı. İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, partilerin Eylül ayına kadar silahsızlandırılmamaları halinde Federe Kürdistan Bölgesi’nde kampları bulunan Rojhılatlı Kürt partilerini “daha yoğun şekilde” hedef alacakları tehdidinde bulundu.
Anlaşmanın kamuoyuyla paylaşılmasının ardından teslim olmayacaklarını açıklayan Komele, saldırılara karşılık vereceklerini bildirdi. Kurdistan Demokratik Partisi İran (KDP-İ), Federe Kurdistan Bölgesi’nde faaliyet yürüten KDP’nin kendilerine açıklama yapma yasağını getirdiğini duyurdu. Kurdistan Özgürlük Partisi (PAK) ise İran’ın baskıyı arttırdığını ancak saldırılar karşısında direneceklerini açıkladı. PJAK da anlaşmayı kabul etmediklerini bildirdi. Yapılan anlaşma ve bölgedeki dengeleri, gazeteci İkram Balekanî değerlendirdi.
BARZANİ AİLESİNİN İHANETLERİ
İran’daki muhalif Kürt partilerinin her zaman özgürlük talebi olduğunu vurgulayan Balekanî, “Mahabad Kurdistan Cumhuriyeti’nden sonra Qazi Muhammed öncülüğünde açılan bir özgürlük fikri var. O günden bugüne kadar yöntemler, yollar farklı olsa da özgürlük için direniş, mücadele hep vardı. Kurdistan’ın Rojhilat bölgesindeki direniş iki defa devrimin öncüleri olduğunu iddia eden kişiler tarafından sekteye uğratıldı. Bölgedeki direniş Mele Mustafa Barzani ve çocukları tarafından iki kez ihanete uğratıldı, Qazi Muhammed’in anısına ihanet edildi. Mele Mustafa, Sovyetler Birliği’nden döndükten sonra İran Şahı ile anlaşarak, Mahabad Cumhuriyeti’nden geriye kalan devrimcileri tasfiye etti. Süleyman Moinî'yi öldürdü, cenazesini İran'a teslim etti. İran İslami devrimden sonra Rojhilat’ın büyük bir kısmı Kürt güçlerinin eline geçti, bu kez de Mesut Barzani’nin öncülüğünde İslam devletiyle yapılan ortaklıkla Kürtlerle savaştılar” diye konuştu.
‘SİLAHLARI ELLERİNDEN ALINMAK İSTENİYOR’
Rojhilat devriminin öncülerinin hayatını kaybetmesinin ardından bölgedeki partilerin bir şekilde Barzani ailesine muhtaç bırakıldığını söyleyen Balekanî, “PAK, Komele, PDK-İ silahsızlanmaya mecbur bırakıldı ve kamplara yerleştirildi. İran şimdi diyor ki, ‘bu partiler silahsızlandırılmalı’ ama bu gerçek değil. Bu partiler zaten yıllardır silahsızlar, silahlı eylem yapmıyorlar. Ellerindeki silahlarla bir tek kamplarını koruyorlar, hepsi kamplarda evlendi, çocukları oldu, silahlı mücadele gibi bir durumları yok. İran, partilerin kendini savunma silahlarının bile ellerinden alınmasını istiyor” ifadelerini kullandı.
‘İHANET GİZLENMEK İSTENİYOR’
İran’ın yaptığı açıklamaların Federe Kurdistan Bölgesi yönetimiyle askeri ve istihbarat işbirliğini ifade ettiğini belirten Balekanî, “İran ve Irak’ın işbirliği yıllardır vardı. Mesut Barzani’nin yetkilisi Rêber Ahmet, Mesut Barzani adına İran’a giderek, sanki bu anlaşma Irak devletiyle yapılmış gibi gösterilmesini istedi. Sanki Irak anlaşmayı imzalamış gibi göstermek istediler, fakat İran yaptığı açıklamalarla bu anlaşmanın üç tarafı olduğunu doğruladı. Ama İran’ın yeni açıklamalarıyla olay tekrar gündeme geldi. Bu partilerin bunca zamandan sonra İran’a teslim edilmesinin nedeni, Ortadoğu’daki dinamiklerle ilgilidir. Barzani ailesi, Rojhilat partilerini kullanarak, Suudi Arabistan’dan para alıyordu. Alınan bu paranın büyük bir kısmı Barzani ailesine aktarılıyor, küçük bir kısmı ise partilere veriliyordu. Daha sonra İran ve Suudi Arabistan işbirliği yapmaya karar verdi ve İran’ın talepleri arasında Suudi Arabistan’ın bu para desteğini kesmesi vardı. Suudi Arabistan da bu şartı kabul etti, bunun üzerine Barzani ailesi, Kürt partilerinin ‘kendilerine yük olacağını’ belirtti ve onlardan vazgeçti” diye belirtti.
‘BARZANİ, KÜRT PARTİLERİNİ KANDIRDI’
Federe Kurdistan Bölgesi yönetiminin desteği olmadığı sürece Irak’ın Rojhilatlı Kürt partilerini tasfiye edemeyeceğini vurgulayan Balekanî, “Barzani ailesi, Rojhilat Kürtlerini satmazsa, Irak’ın Kürt partilerini İran’a teslim etme gücü yoktur. Bu partiler zaten Hewlêr’de, yani Federe Kurdistan Bölgesi’nde ve Irak’ın orada bir gücü yok. Barzani ailesi, Kürt partilerini kandırdı ve bunu Irak yapıyormuş gibi yapıyor. İran yıllardır başta Kürtler olmak üzere bütün muhalefet güçlerini idam ederek öldürüyor, fakat Kürtleri idam ile korkutamadı. Jîna Emînî’nin ölümünden sonra başlayan eylemlerde en fazla Kürtler öldürüldü. İran şimdi Rojhilatlı Kürt partilerini tasfiye etmek istiyor, bunun sonuncunda ise tüm muhalifler üzerindeki baskısını arttıracak” şeklinde konuştu.
‘ROJHİLAT HALKI ALTERNATİFSİZ DEĞİL’
Bu partilerin tasfiyesiyle Rojhilat halkının umutsuzluğa düşmemesi gerektiğini ifade eden Balekanî, “Rojhilat partileri sadece PAK, Komele, PDK-İ değildir. Rojhilat’taki en direngen ve eyleme hazır Demokratik ve Özgür Doğu Kürdistan Topluluğu (KODAR) ve ona bağlı PJAK’tır, yine kadın ve gençlik örgütleri olan HPJ, YRK’dir. Bu partiler, Rojhilat halkının özgürlük umududur. Halkımız kamplara, Başûr devletine muhtaç değildir ve kaderini de onlar belirleyemez. Eğer Komele, PAK ve PDK, PJAK ile ittifak kurup birlik sağlarsa, kimse onları İran’a da teslim edemez” dedi.
‘PARTİLER PJAK İLE İTTİFAK YAPMALI’
Komele ve PJAK’ın Avrupa’da birlikte yaptığı konferanstan sonra Barzani ailesinin Komele’yi hedef haline getirdiğini söyleyen Belakanî, şunları söyledi: “Bu yaklaşma hem İran’ı hem de Barzani ailesini korkuttu. Bunun üzerine Komele’nin iki üyesine suikast düzenlendi ve hayatını kaybetti. 4 parça Kurdistan ne zaman yaklaşsa, bu durum hem Barzani ailesini hem de İran’ı rahatsız ediyor. Tek çare Rojhilat partilerinin PJAK ile işbirliği yapmasıdır.”
DAİŞ’in ortaya çıkmasının ardından İran’ın Irak üzerindeki etkisinin arttığını belirten Belakanî, “İran, Irak’ı arka bahçesi olarak görüyor, ne isterse yaptırıyor. Şimdi de Türkiye, Başûr’u aynı komuna getirmek istiyor. Bu yüzden Barzani ailesiyle bir yakınlaşma var. Barzani ailesi Türkiye ile yakınlaştıkça, Başûr daha zor duruma düşüyor ve küçülüyor. Barzani, Türkiye’nin aklına uyarak bir referandum yaptı, bunun sonuncunda ise başta Kerkük olmak üzere birçok şehri kaybetti. Sonrasında Bağdat, bazı yaptırımlar uyguladı ve Irak Federe Bölgesi hükümeti pêşmergelerin maaşlarını bile ödemeyecek konumda. Türkiye de bunun üzerinden bir şantaj yapıyor” dedi.
MA / Berivan Kutlu