İSTANBUL - Tutuklanmadan önce ajansımıza konuşan 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, baskıya karşı direnişin en büyük hak olduğunu söyledi.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak amacıyla bir günlük “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katıldığı gerekçesiyle hakkında dava açılan 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can’a "Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Dün sabah saatlerinde Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne giden Can, savcılık işlemlerinin ardından doktor muayenesine götürülmek istendi ve bu esnada kelepçe takıldı. Daha sonra tutuklanan Can, Metris 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi'ne götürüldü.
Tutuklanmadan önce 29 Ağustos’ta Gezi Davası tutukluları ile dayanışma amacıyla katıldığı “Adalet Nöbeti”de ajansımıza konuşan Celalettin Can, hakkında verilen ceza ve tutuklama kararına dair konuştu.
7 YIL SONRA CEZA
Tutuklanma kararına gerekçe yapılan nöbetçi genel yayın yönetmenliği kampanyasına destek verme sürecine değinen Can, “Özgür Gündem gazetesi kapatılmak istendiğinde biz bir grup arkadaş gelen çağrı üzerine her birimiz bir gün nöbetçi genel yayın yönetmenliği yapma kararı aldık ve onu uygulamaya koyduk. Ardından bu kampanyaya destek veren bazı arkadaşlarımız cezalar aldı. Bunların hemen hemen birçoğu ertelendi. Aradan 7 yıl geçtikten sonra bugün önüme bu ceza konuldu” dedi.
Özgür Gündem Gazetesi’nin kampanyasına destek vermekle herhangi bir suç işlemediğini söyleyen Can, “Tamamen legal, demokratik, hemen hemen herkesin okuduğu bir gazetede insanların okumaktan rahatsız olmayacağı görüşler dillendirildi. Ben bu görüşlerden dolayı cezalandırılmak ve özgürlüğümle bir süre daha mahkum edilmek isteniyorum” diye belirtti.
‘KORKU İKLİMİ YARATILMAK İSTENİYOR’
İktidarın seçimleri kazanmasının ardından tutuklama ve baskılar ile toplumda bir korku ve kaygı iklimi yaratmayı amaçladığını kaydeden Can, “Anlaşılan o ki seçim sonrasında iktidar sanıldığı gibi ortamı yumuşatmak yerine gözaltına almalar, baskı altında tutmalar, insanların fikirlerini özgürce söyleyememelerinin koşullarını yaratmaya çalışıyor. Seçimlerden sonra biraz daha pervasızlık ortaya çıktı ve bu pervasızlık giderek gelişiyor. Örneğin gazetecileri olur olmaz gözaltına alıyorlar. Yine benzer şekilde sürekli olarak Cumartesi Anneleri’ne dönük saldırılar söz konusu” şeklinde konuştu.
‘BASKIYA KARŞI DİRENİŞ HAKTIR’
İktidarın bu baskı ve sindirme politikalarına karşı muhalefete de çağrıda bulunan Can, muhalefetin seçim sonrası ortaya çıkan sessizliğe bir an evvel son vermesi ve ortak bir mücadelede birleşmesi gerektiğini söyledi. Can, şöyle devam etti: “Aşacağız bunları. Özgürlük düşüncesini, Özgür Gündem’i, farklılıkların kendisini ifade etmesini, Kürtlerin görüşlerinin kendi gazetelerinde yer almasını engelleyemeyecekler. Farklılıkların görüşlerini ve topluma mal olmasını engelleyemeyecekler. Gün gelecek bu ülkeye özgürlük ve demokrasi hakim olacak. Ve o güzel günlerde hep beraber halay çekeceğiz. Çünkü baskıya karşı direniş en büyük haktır.”
MA / İbrahim Irmak