WAN - WAN TUHAY-DER Eşbaşkanı Edibe Babur, cezaevlerinde baskıların en fazla kadınlara dönük olduğunu belirterek, "AKP-MHP iktidarının amacı kadını teslim almaktır. Ama buna karşı müthiş bir direniş var” dedi.
Cezaevlerinde tutuklulara dönük ağır insan hakları ihlallerine her gün bir yenisi ekleniyor. Baskı ve işkence uygulamalarının yanı sıra tutukluların sağlığa erişim hakkı ve iletişim hakkına yönelik engellemeler de sürüyor. Wan Tutuklu Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (WAN TUHAY-DER) Eşbaşkanı Edibe Babur, Serhat bölgesinde bulunan cezaevlerinde kadın tutukluların yaşadığı hak ihlallerini aktardı. Baskıların arttığını dile getiren Babur, buna karşı müthiş bir direniş olduğunu vurguladı.
ÇOCUKLARIYLA TUTUKLU OLAN ANNELER
Bayburt M Tipi Cezaevi’nde Ebru Özdemir’in çocuğuyla birlikte tutuklu olduğunu belirten Babur, “Çocuğuna istediği gibi bakamıyor, cezaevlerinin koşulları çok kötü, her taraf havasız. Yani cezaevine giren bütün arkadaşlar hak ihlallerine uğruyor ama kadın arkadaşlar daha çok etkileniyorlar ve kötü koşullar nedeniyle çabuk hastalanıyorlar. Özellikle kadın arkadaşlar, sınırlı temizlik malzemeleri alabiliyor. Bu malzemeleri de çok yüksek fiyata alıyorlar. Cezaevlerinde çocuklarıyla kalan kadın arkadaşlar daha büyük sıkıntılar çekiyorlar. Aileler, avukatlar ve arkadaşların gönderdikleri mektuplar üzerinden yaşananları öğreniyoruz” dedi.
Yaşı ilerleyen birçok tutuklunun bulunduğunu aktaran Babur, 78 yaşında olan Hanife Acar’ın da sağlık sorunlarına rağmen Van T Tipi Cezaevi’nde tutulduğunu ve tedavi edilmediğini söyledi.
SAĞLIĞA ERİŞİM HAKKI ENGELLENİYOR
Bayburt M Tipi Cezaevi ve Patnos L Tipi Cezaevi’nde bulunan kadın tutukluların büyük bir çoğunluğunun KOAH hastalığı olduğunu dile getiren Babur, baskıların sağlık sorunlarını artırdığını kaydetti. Babur, kötü beslenmenin de sağlık sorunlarına neden olduğunu ifade ederek, birçok tutuklunun hastaneye götürülmediğini belirtti. Hastaneye götürülen tutukluların sözlü taciz ve ağız içi arama dayatmasına maruz kaldığını dile getiren Babur, “Kadınlar, revire götürülmek için bile 2 hafta beklemek zorunda kalıyor. Revir cezaevinin içirişinde ama oraya gitmek için bile haftalarca beklemek zorunda kalıyorlar. Hastane randevuları da 3 aya kadar alınamıyor. Çünkü tedavi edilmesini istemiyorlar. O hastalıkların ‘kalıcı’ olmasını istiyorlar. Yine arkadaşların ilaçları düzenli şekilde verilmediği gibi, değişik ilaçlar da veriliyor” diye anlattı.
‘BASKILARA KARŞI MÜTHİŞ DİRENİŞ VAR’
Cezaevlerinin kadın ve çocukların için uygun mekanlar olmadığını, insanlık onuruna kıran uygulamaların arttığını söyleyen Babur, “En doğal hak olan avukat görüşmelerini dahi engelliyorlar. Spor alanları daraltılmış, sohbet günlerini ve saatlerini ya azaltmışlar ya da kaldırmışlar. Bunların hepsi hak ihlalleridir. İnsanlar çamaşırlarını yıkamak için su bulamıyor. İçme suyunu parayla alıp, bu şekilde çamaşırlarını yıkıyorlar. Bu anlamda her türlü baskı, zulüm ve işkence cezaevlerinde var. Baskılara da en fazla kadın arkadaşlar uğruyor. AKP-MHP iktidarının amacı kadını iradesizleştirmektir. ‘Kadını teslim alırsam, erkeği de çocukları da teslim alırım’ zihniyetiyle yaklaşıyor. Bu anlamda kadın arkadaşlar çok zorlanıyorlar ama müthiş şekilde direniyorlar” dedi.
Adalet Bakanlığı’na koşulların düzeltilmesi çağrısı yapan Babur, hasta tutukluların da bir an önce serbest bırakılması gerektiğini söyledi.