İSTANBUL - Ağır sağlık sorunlarına rağmen 17 yıldır tek kişilik hücrede tutulan hasta tutuklu Erdal Özel’in ablası Kumru Akgül, kardeşinin ters kelepçeyle hastaneye götürüldüğünü ve tahlilleri yapılmadan cezaevine geri götürüldüğünü aktardı.
İstanbul’da 2006 yılında Kanarya’da bulunan evine yapılan baskınla gözaltına alınan hasta tutuklu Erdal Özel, 15 gün boyunca gözaltı sürecinden sonra “ örgüt üyeliği” ve “Devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 6 ay Bayrampaşa Cezaevi’nde tutulan Özel, daha sonra Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. 17 yıldır tek kişilik hücrede tutulan Özel, bu sürede kalp, yüksek tansiyon, diyabet, böbrek ve şizofreni hastalıklarına yakalandı.
TERS KELEPÇEYLE TEDAVİ DAYATMASI
Sağlık durumu kötüye giden Özel’in ablası Kumru Akgül, kardeşinin son durumunu aktardı. 20 gün önce cezaevini ziyaret ettiğini belirten Akgül, kardeşinin diyabet rahatsızlığı nedeniyle fenalaştığını ve ters kelepçeli bir şekilde hastaneye götürüldüğünü söyledi. Kardeşinin tahlillerinin yapılmadan cezaevine geri getirildiğini dile getiren Akgül, “Kardeşime işkence yapmışlar. Yemekler kötü geliyor. Çoğunlukla küflü geliyor. Bu yüzden yemek yiyemiyorlar. Kantinde aldıkları ürünler fahiş fiyatlarla satılıyor” dedi.
TEKLİ HÜCREDE TUTULUYOR
Kardeşinin 2006’da gözaltına alındığında işkenceye uğradığı bilgisini veren Akgül, kafasının kırıldığını ve tedavi edilmediği için yarasının enfeksiyon kaptığını söyledi. Kardeşinin tutukluğu sürecinde 15 gün boyunca “domuz bağı” işkencesine maruz kaldığını dile getiren Akgül, “Domuz bağından sonra tekli hücreye atıyorlar. Kardeşim bu işkencelere dayanamayıp 2011’de kendini yakarak intihar girişiminde bulundu. İntihar vakası olduktan sonra cezaevinden bizi aradılar, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne kaldırıldığını söylediler. Kardeşimin yanına gittiğimizde, bizi tanımadı. Kardeşim tanınmaz hale gelmişti. Gardiyanlar kardeşimi döve döve her yerinde morluklar oluşmuştu. Bize dediler ki ‘kendini yakmaya çalışmış’, ben bu duruma inanmadım çünkü vücudunda morluklar vardı, elleri ve avuçlarının içinde ise sigara söndürülmüştü. Ben durumun farkına varmadığım için dava açamadım. İntihar eden birisinin vücudu yanar, elinin üzerinde sigara izleri olmaz. Kardeşim 2011’den bu yana cezaevinde tek hücrede tutuluyor” diye konuştu.
2012’de kardeşine şizofren teşhisi konulduğunu belirten Akgül, ayrıca başka hastalıklarının olmasına rağmen Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “cezaevinde kalabilir” raporu verdiğini ifade etti. Akgül, kardeşinin tahliye edilmesi gerektiğini belirtti.
‘CEZAEVİNDEN TABUT ÇIKMASIN’
Cezaevinde işkencenin sadece kardeşine yapılmadığını söyleyen Akgül, onlarca hasta tutuklunun yaşamını yitirdiğini anımsattı. Akgül, “Bu cezaevleri ölüm evidir. Anne olarak cezaevlerinde tabut çıkmasın diye 11 ay boyunca Adalet Nöbeti tutuk. Her hafta bizi gözaltına aldılar. Saatlerce bizi ablukada tuttular. Biz bu adalet arayışından vazgeçmeyeceğiz. Biz adalet ve barış istiyoruz. Biz cezaevlerinde tabut çıkmasını istemiyoruz ” dedi.
MA / Ferdi Bayram