ŞIRNEX - Türkiye’de tüm krizlerin nedeninin İmralı’da derinleştirilen tecrit sistemi olduğuna işaret eden HDP Şirnex İl Eşbaşkanları, “Tecrit kaldırılmadan, herhangi bir sorun çözülmez” diyerek, mücadele çağrısı yaptı.
PKK Lideri Abdullah Öcalan, 24 yıldır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutuluyor. 30 aydır ise hiçbir şekilde kendisinden haber alınamazken, yapılan tüm başvurulara rağmen aile ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. Abdullah Öcalan’dan haber alınamama halini değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şirnex İl Eşbaşkanları Sabuha Akdağ ve Abdullah Güngen, yaşanan krizlerin temel nedeninin tecrit olduğunu vurguladı.
TECRİT TOPLUMA YAYILDI
HDP Şirnex İl Eşbaşkanı Akdağ, İmralı’da Abdullah Öcalan üzerinde başlayan tecridin başta bütün cezaevleri olmak üzere toplumun her kesimine sirayet ettiğini belirterek, “Tecrit politikasıyla Kürt halkı nefessiz bırakılmak isteniyor. Dilimiz, kültürümüz, doğamız ve tarihimiz de tecrit ediliyor. Türkiye’de yaşanan sorunların temelinde de Sayın Öcalan üzerindeki ağır tecrit var. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit sonlandırılmadan ve Kürt sorunu çözülmeden, Türkiye’de yaşanan hiçbir sorun çözülemez. Türkiye’de yaşanan sorunların çözümü, tecridi kaldırılmaktan geçer” şeklinde konuştu.
TECRİDE KARŞI MÜCADELE
Tecritle birlikte Kürtlere dönük saldırıların da her gün arttığını ifade eden Akdağ, “Bütçenin neredeyse tamamı savaşa ayrılıyor. Bu nedenle her geçen gün ekonomik kriz derinleşiyor ve toplum üzerinde de etkisi artıyor. Tecritle birlikte derinleşen siyasi kriz nedeniyle binlerce üyemiz gözaltına alındı. Son 7 yılda özel savaş politikalarıyla halkı kimliğinden ve partimizden uzaklaştırılma siyaseti uygulanıyor” diye belirtti. İmralı’da sürdürülen tecridin sadece Kürt halkını değil, Ortadoğu halklarını da etkilediğini söyleyen Akdağ, “Tecridin kaldırılması için öncelikle kendimizi sorumlu hissetmeliyiz. Yine Ortadoğu, Türkiye ve Avrupa’da halklar kendini sorumlu hissetmelidir. Tecride karşı büyük eylemlerle dünyanın her yerinde bunun mücadelesini vermeliyiz” diye konuştu.
ULUSLARARASI DEVLETLERİN ROLÜ
HDP İl Eşbaşkanı Abdullah Güngen ise, Abdullah Öcalan şahsında Kürt halkının tecrit edildiğini vurguladı. Güngen, “Türkiye’de iktidara gelen her hükümet, varlığını Kürt halkının inkarı ve imhası üzerinde kuruyor ve sürdürmeye çalışıyor. Sorunun çözümünü kendi iktidarları için tehlike gördükleri için çözülmesini istemiyorlar. Eğer tecrit olmazsa, kendi varlıklarını neyin üzerinde sürdürecekler? Tecridin bu kadar derinleşmesinin bir diğer nedeni de uluslararası güçlerin parmağının bu sorunun içerisinde olmasıdır. Kendi çıkarları için Türkiye’ye karşı ses çıkarmayarak destek oluyorlar. Eğer sessiz kalınmasaydı, ne tecrit bu kadar derinleşirdi ne de bu kadar devam ederdi. Tecrit politikası devam ettiği sürece ülkede yaşanan hiçbir sorun çözülemeyecektir. Tıkanmadan çıkmanın yolu da Sayın Öcalan üzerindeki ağır tecridin kırılmasıdır. Artık Türkiye kamuoyunun da bunu iyi bilmesi gerekiyor” dedi.
CPT’NİN TARAFSIZLIĞI
Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) tarafsız bir kurum olmadığının altını çizen Güngen, “Söz konusu tecrit olduğunda, CPT tarafsızlığını yitirmiştir. Uluslararası güçler kendi çıkarları için Kürt sorunun çözümünden yana tavır göstermiyorsa, CPT de o şekilde hareket ediyor. Sayın Öcalan, ne Türkiye’nin ne de uluslararası devletlerin hukukunda yer alan bir uygulamayla karşı karşıyadır. 30 aydır ne ailesiyle ne avukatlarıyla görüştürülmüyor. Bu uygulama uluslararası hukuka aykırı olmasına rağmen bu güçler kendi çıkarları için yaşanan bu hukuksuzluğa göz yumuyorlar” ifadelerini kullandı.
‘ÇÖZÜM SAYIN ÖCALAN’DIR’
Güngen, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çözüm gücü olduğunu vurgulayarak, “40 yıldır devam eden bir çatışma var, her iki taraftan binlerce kayıp oldu. Binlerce köy boşaltıldı. Türkiye’de artık siyasi, ekonomi, toplumsal ve yargı alanında kaos yaşanıyorsa, altındaki neden Kürt sorunun çözülmemesidir. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit devam ettiği sürece, bu kaos devam edecektir. Çözümün yolu Sayın Öcalan’la görüşme sağlanması ve bu ağır tecrittin kaldırılmasıdır. Tecrit kaldırıldığı anda, birçok şeyin önü de açılacaktır. 40 yıldır devam eden çatışmalı süreç durdurulabilir. Bunun için ‘ben vicdanlıyım, barış ve demokrasi istiyorum’ diyen herkes bir araya gelerek, tecridin kaldırılması için baskı yapmalıdır” dedi.
MA / Mehmet Güleş