AMED - Silivri 5 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nden tahliye olan Özgür Halk Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mahmut Gülecan, cezaevinde sağlığa erişimde sorunlar olduğunu ve tutukların tecride maruz bırakıldığını söyledi.
Türkiye’de her dönem gazetecilere yönelik baskılar artarak devam ederken, gazeteciler için bir mekan haline getirilen cezaevlerinde ise ihlaller sürüyor. İstanbul’da 18 Nisan 2018’de tutuklanan ve yargılandığı davada “Örgüt üyeliği” iddiasıyla 6 yıl 3 hapis cezası verilen Özgür Halk Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mahmut Gülecan, Silivri Cezaevi’nden 31 Temmuz’da tahliye oldu.
Metris Cezaevi’nden sevk edildiği Silivri 5 Nolu Cezaevi’nde 5 yıl 4 ay tutuklu kalan Gülecan, cezaevinde yaşanan hak ihlallerini anlattı.
Mahmut Gülecan
‘DİLEKÇELERE YANIT VERİLMİYOR’
Cezaevi’nde tutukluların tecrit edildiğini ve yalnızlık dayatıldığını vurgulayan Gülecan, Silivri’de tutukluların yasal hakları olan sosyal aktivitelerden yararlandırılmadığını belirtti. Tutukluların kendilerine dayatılan hak ihlallerine ve tecride karşı mücadele ettiğini de ifade eden Gülecan, cezaevi idaresi tarafından dilekçelerine ya yanıt verilmediğini ya da “cezaevi doluluğu” gerekçeleriyle reddedildiğini söyledi.
‘TUTUKLULAR AYDA BİR REVİRE ÇIKARILIYOR’
Silivri 5 Nolu Cezaevi’nde yaşanan sorunlardan bir tanesinin de sağlığa erişim hakkına yönelik ihlaller olduğunun altını çizen Gülecan, “İnsani olarak kabul edilemeyecek bu durumlara karşı da duyarlı olmak lazım. Hasta tutsakların tedavileri zamanında yapılmıyor. Sağlık personellerinin yaklaşımı ciddiyetsiz, tutsakların revire çıkma süresi ayda bir ile sınırlandırılmış. Hasta isen eğer revir için dilekçe yazdığında ‘sen geçen hafta önce ya da daha önceki hafta çıktın’ diyerek ret ediliyor. Bunun gibi bir çok sorun var son olarak bir arkadaşımıza iğne yapıldıktan sonra iğne yeri şişti ama onun için hiçbir şey yapılmadı ve ısrarlarımıza rağmen doktor, ‘Revire çıkarmıyorum’ dedi. Özellikle sağlıkla ilgili çok ciddi problem olamaya başladı. Bütün bunlara gerekçe olarak da yine cezaevinin kalabalık olması gösteriliyordu” dedi.
7 KİTAP SINIRLAMASI
Cezaevinde tutuklulara kişi başı 7 kitap kotası getirildiğini de aktaran Gülecan, “Kitapların cezaevine gireceği günler belirlenmiş, belirlenen gün dışında gelen kitaplar içeri alınmıyor. Kütüphanelerden yararlanın deniliyor fakat kaynaklar ya zamanında verilmiyor ya da bir tane ile sınırlandırılıp, eksik bırakılıyor. Gazete ve dergiler içinde yine benzer bir durum söz konusu diyebiliriz. Kaynaklara ulaşmada ciddi sorunlar yaşatılıyor” diye belirtti.
‘DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERİLİYOR’
Tüm baskı, tecrit ve hak ihlallerine karşın tutukluların mücadele ettiğini belirten Gülecan, “Cezaevindeki arkadaşlar bir noktada sağlıklarından vazgeçiyorlar ama insanlık ve demokrasi mücadelesinden asla vazgeçmiyorlar. Toplumun şu anda içerisinde bulunduğu duruma karşı demokrasi mücadelesi ne kadar güçlü verilirse, içerdekilerin yaşama karşı duruşları daha da güçlenecektir. Bunun için demokrasi mücadelesinden bir zerre bile bile taviz verirsek, haliyle bu orada kalmış bütün arkadaşlara yansıyacaktır. Bu noktada zerrece taviz vermeden mücadele etmek gerekiyor. Mücadele etmenin yolu da toplumun bütün dinamikleriyle birlikte hareket etmekten geçiyor” ifadelerini kullandı.