MEREŞ - Enkazların düştüğü yerde kaldığı Bazarcix’ın Musolar Mahallesi Muhtarı Taylan Sapan, yurttaşların büyük bir karamsarlık ve umutsuzluğa sürüklendiğini ifade etti.
Yaklaşık 350 yıllık bir tarihi bulunan Mereş'in Bazarcix ilçesine bağlı Musolar (Payamlıbağ) Mahallesi’nde depremin izlerini silinmedi. 6 Şubat depremlerinde en büyük yıkımın yaşandığı mahallelerden biri olan Musolar’da, depremin üzerinden 6 ay geçmesine rağmen hala enkaz kaldırma çalışmaları başlamadı. 216 hanelik mahallede 143 ev yıkılırken, bugüne kadar sadece 14 evin enkazı kaldırıldı. Evleri yıkılan yurttaşların bir kısmı konteynırlarda yaşam mücadelesi verirken, çok sayıda insan ise depremden bu yana mahallelerinden göçmek zorunda kaldı. Mahalle sakinleri depremin ilk günlerinden bu yana kendi çabaları ve gönüllülerin dayanışmasıyla ayakta kaldı. Nüfusunun çoğu yaşlı yurttaşlardan oluşan mahallede, yaşı ilerleyen ve çok sayıda hastalığa sahip yurttaşlar, enkazlar içerisinde yaşama tutunuyor.
DÜKKANLARINDA YAŞIYORLAR
Depremin ardından evi yıkılan Fatma Sungur, eşi ve oğluyla birlikte kıraathane olarak işlettikleri dükkanlarında yaşamak zorunda kaldı. Yaşı 80'in üzerinde olan ve birçok hastalığı bulunan Sungur, bu hastalıkları sebebiyle sık sık kent merkezi ya da farklı kentlere gitmek zorunda kalıyor. Kıraathanede banyo ve mutfağın bulunmayışının sıkıntılarını arttırdığını dile getiren Sungur, banyo ihtiyaçları için evinin önüne sobalı kazan kurduğunu, diğer hijyen ve yemek ihtiyaçları için ise çevredeki komşulardan yardım aldığını söyledi. Depremin ardından yaşadığı rahatsızlıkların arttığını belirten Sungur, “Başım ve gözlerim ağrıyor. Depremden bu yana bu dükkanda yaşıyoruz. Yıkanmaya, oturmaya, yatmaya, yemek pişirmek için yer yok burada. Benle eşim burada kalıyoruz. Eşimin benden daha fazla hastalığı bulunuyor. Doğru düzgün hareket edemiyorum. Sürünerek yürümek zorunda kalıyorum” diye anlattı.
Sungur, yeni ev yapacak ya da kiraya çıkacak imkanlarının olmadığını ifade ederek, dükkanda kalmaya devan etmek zorunda olduklarını söyledi.
TEK BAŞINA YAŞAM MÜCADELESİ
Tek başına kaldığı evin depremde yıkılmasıyla birlikte mahalle sakinlerinin çabalarıyla evden kurtulan Nazlı Sıdar (71), dayanışmayla kurulan çadırında yaşamaya devam ediyor. Ağır hasar tespit edilen evi yıkılmayı beklerken, Sıdar ise evinin bahçesinde yaklaşık bir ay önce mahallelinin yerleştirdiği konteynırda yaşamaya başladı. “Evimden birkaç parça eşya dışında kurtarabildiğim bir şey olmadı” diyen Sıdar, “Bu sebeple yaşadığımız sorunlar ikiye katlandı. Bir yandan başımızı sokacak bir yer, bir yandan da geçim sıkıntısı yaşıyoruz” dedi.
350 YILLIK KÖY KADERİNE TERK EDİLDİ
Yaklaşık 350 yıllık bir geçmişi olan Musolar Mahallesi’nin depremle birlikte yerle bir olduğunu ifade eden mahalle muhtarı Taylan Sapan, “180 tane ev bulunuyor. Bunların 60’ı hafif hasarlı iken, 120’si ağır hasarlı ya da yıkılmış yapılar. Ancak enkazlar hala yerde duruyor. Hasar tespitlerinin bir kısmının yanlış yapılmasına dair konuyla ilgili çok uğraştık. Hatta tespitlerde de bir hata olduğunu Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü de belirlemişti. Onlar da bize 'ihale sonucu belirlenince yapacağız' dediler, ancak Ağustos ayına geldik. Hala sorunların çözülmesini bekliyoruz” şeklinde aktardı.
Bazarcix’ın en önemli ve büyük köylerinden biri olan Musoların 1980’lerde bine yakın nüfusu olduğunu anlatan Sapan, “Burası bir Kürt Alevi köyü. Buranın genel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Ancak bugün tarım ve hayvancılıkla ilgili çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. İklim değişimi sebebiyle bu yıl yağış alamayınca, sıkıntılar ikiye, üçe katlandı. 1980’lerden bu yana çok yoğun oranda bir genç göçü oluyordu. O yüzden bugün mahallede yaşayanların yaş oranı büyük. 15-20 gencimiz kaldı mahallede, onlar da çaresiz aslında. Hayvancılıkta ve tarımda var olan sıkıntılarla beraber üstüne de deprem eklenince çok ciddi bir umutsuzluk, kırılganlık yaşıyorlar” dedi.
GEÇİM KAYNAKLARI YOK OLDU
Gençleri depremden bu yana sürece dahil ederek onlara dokunmaya çalıştıklarını ifade eden Sapan, verdikleri bu mücadele ile kalan gençlerin bir şekilde köydeki yaşama tutunduğunu belirtti. Sapan, “İlçede ciddi bir göç yaşandı. Ancak burada öyle bir göç yaşamadık. Bizde tutmaya çalışıyoruz. Eğer gençler çaresiz kalıp yarın öbür gün köyü terk ederse, asıl sorun o zaman başlayacak. Depremden önce hayvancılıkla uğraşan birkaç genç vardı, ancak depremden sonra o hayvanları yok pahasına satmak zorunda kaldılar. O yüzden şuan bir geçim kaynakları yok. Her şeyden önce ailesiyle yaşayacakları bir evi yok ” diye konuştu.
‘KONTEYNIRLAR KIŞIN KULLANILAMAYACAK’
Mahallede yaşayan yurttaşların karamsarlık yaşadığını ifade eden Sapan, özellikle konteynırlarda yaşayanların kışı nasıl geçireceklerine dair tedirginlikler içerisinde yaşadıklarını aktardı. “Nüfusumuz yaşlı ve kronik hastalıkları mevcut” diye anlatan Sapan, konteynırlarda kışın soba yakılamayacağını ve plastik bir yapı içerisinde insanların uzun süreler yaşayamayacağını söyledi. Yapılmak istenen yeni yapılara dikkat çeken Sapan, “Şu ana kadar yapılarla ilgili herhangi bir adım atılmadı. Devlet toplu alanda yapı yapmak istiyor, köylü de yerleşim alanlarını terk etmek istemiyor. Köyün yerleşim alanı ile ilgili her hangi bir sorun bulunmuyor. Yani ne fay üstü ne de heyelan yeri. Zemin yapısı çok iyi. Depremde yıkımın büyük olması, mühendislik alt yapısı olmadan yapı yapılmasından kaynaklı. Çoğu evde kolon, taşıyıcı bile yoktu” diye bahsetti.
MA / Ceylan Şahinli