SÊRT - Besta bölgesindeki ağaç kesimi ve orman yangınlarına ilişkin konuşan Yeşil Sol Parti Sêrt Milletvekili Sabahat Erdoğan Sarıtaş, “Bölge insansızlaştırılmak isteniyor” dedi.
Sêrt’in Berwarî ilçesi Besta bölgesindeki ormanlık alanda meşe ağaçları korucular tarafından kesiliyor. Bir süredir devam eden ağaç kesimi yer yer yangınlara da neden oluyor. Son olarak Hawêl (Baykan) ilçesinde bulunan Madran köyünde çıkan yangın 15 saat sonra söndürüldü. Söz konusu yangının ağaç kesimi sırasında verilen molada içilen sigara izmaritinin mazotla çalışan hızar kesim aletinin yanına atılmasıyla başladığı belirtildi. Bölgede asker gözetiminde ve korucular eliyle kesilen ağaçlar kamyonlara yüklenirken, korucu ve askerler ağaç kesimi sırasında çekilen görüntüleri kendi sanal medya hesaplarında paylaşıyor.
Ağaç kesimi ve yangınların çıktığı bölgeyi yerinde inceleyen Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Sêrt Milletvekili Sabahat Erdoğan Sarıtaş, doğa talanını ve köylülerin mağduriyetini anlattı.
‘KORUCULARA PEŞKEŞ ÇEKİLDİ’
Yeşil Sol Parti il, ilçe yönetimlerinden oluşan bir heyetle Berwari ilçesine bağlı Sanuh, Hêşeta Bêre Spî, Ewrex ve Omyanis köylerini ziyaret eden Sarıtaş, “Özellikle meşe ağaçları kesiliyor. Kesilen ağaçlar kamyonlara yükleniyor ve Sêrt merkeze götürülüyor. Besta koruculara peşkeş çekilmiş durumda, keyfi bir şekilde kesim yapıyorlar” dedi.
‘KÖYLERİNDEN ÇIKARILMAKTAN KORKUYORLAR’
Besta bölgesinde köylülerin birçok sorun yaşadığını ifade eden Sarıtaş, Sêrt’te halkın yaşam hakkının dahi ihlal edildiğini söyledi. Köylülerin bölgede asker ve korucular tarafından baskı altına alındığını aktaran Sarıtaş, ziyaret öncesi jandarmanın köylülere konuşmamaları yönünde baskı kurduğunu belirtti. Köylülerin topraklarından edilme korkusu yaşadıklarını da dile getiren Sarıtaş, “İnsanlar konuşmaktan korkuyor” diye belirtti.
‘İNSANSIZLAŞTIRILMAK İSTENİYOR’
Besta bölgesindeki Omyanis köyünde 100’den fazla hanenin bulunduğu ancak devlet baskısı nedeniyle 12 hane kaldığını ifade eden Sarıtaş, köylülerin temiz suya erişiminden, kanalizasyon ve yol hizmetine kadar birçok sorun yaşadıklarını belirterek, şunları ekledi: “O bölge insansızlaştırılmak isteniyor. 1990’lardaki gibi köy yakmalarla zorla çıkarılmıyorlar belki ancak onlara yaşam alanı bırakılmıyor ve mecbur bırakılarak göçertilmek isteniyorlar. Eğer temel yaşam gereksinimleri, yangınlar, ağaç kesimleri, su sorunu ve yol sorunu çözülürse; insanlar köylerinde yaşamak istiyor.”
Sarıtaş, şöyle devam etti: “Bir yurttaş hastasını doktora götürmek istiyor ancak yol kapalı olduğu için götüremiyor. Buna dair video çekip, paylaşmasının ardından ‘46 saat gözaltında kaldım’ diyor. Diğer köylerde de aynı durum söz konusudur. Aynı zorbalık ve zulüm sürdürülüyor. Sesini çıkaran baskılarla karşılaşıyor.”
‘SEYRELTİLMİŞ FAŞİZM UYGULANIYOR’
Kurdistan doğasının ağaç kesimleri ve yangınlarla talan edildiğinin altını çizen Sarıtaş, “2014 yılında devreye konulan Çöktürme Planı kapsamında aynı zamanda ‘göçertme politikası’ da devreye konuldu. Kurdistan’da halk tecrit ve göç politikasına maruz kalıyor. Seyreltilmiş bir faşizm uygulanıyor. İnsanlar mecburiyetin dayattığı ‘rıza ile göçe’ zorlanıyor. İnsansızlaştırma, sessizleştirme politikası uygulanıyor” şeklinde konuştu.
Halkın doğası için mücadele ettiğini belirten Sarıtaş, “Kürtler kendi doğasında, haklarıyla insanca yaşamak istiyor. Halkın bu mücadelesine destek olmak ve seslerine ses olmak gerek” diye belirtti.