İSTANBUL - Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, Türkiye ile koşullu görüşme söylemleriyle hem Erdoğan’a hem Putin’e mesaj verildiğini belirten gazeteci Fehim Taştekin, olası görüşmenin “senaryo” olacağını söyledi.
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları sürerken, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan son dönemlerde ısrarla Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile ilişkileri normalleştirmek için fırsat kolluyor. Suriye iç savaşının derinleşmesinde rol oynayan cihatçı selefi örgütlere her türlü desteği vererek savaşta büyük rol oynayan Erdoğan’ın görüşme talebine karşılık Esad, “Türk askerinin Suriye’den çekilmesi” şartını öne koydu. İki ülkenin Savunma ve Dışişleri bakanları en son Mayıs ayında ilişkileri geliştirmek için bir "yol haritası" oluşturmaya karar verdi. Ancak kesin bir takvim ortaya konulmadı. Son olarak geçtiğimiz hafta Esad, Erdoğan’ın istediği koşullar altında görüşmeyeceğini söyledi. Sky News Arabia kanalına konuşan Esad, "Görüşme Erdoğan'ın koşulları altında olamaz" dedi.
Yazar gazeteci Fehim Taştekin, Türkiye ve Suriye ilişkilerinde gelinen aşamayı, devlet başkanlarının söylemlerini ve bu gelişmelerin bölgede etkin bir güç olan Kürtleri nasıl etkileyeceğine dair değerlendirmelerde bulundu.
TARAFLAR NEDEN SONUCA VARAMIYOR?
Taştekin, Türkiye ve Suriye ilişkilerinde normalleşmenin sağlanması için Rusya’nın arabuluculuğunda Moskova’da bir dizi görüşmeler gerçekleştiğini belirtti. Bu görüşmelerin bir sonuca ulaşmamasının temelinde Türkiye’nin askerlerini çekmemesi ve bölgede desteklediği gruplar olduğunu söyleyen Taştekin, Erdoğan’ın özellikle birinci temel koşulu konuşmak istemediğini söyledi. Birinci temel koşula açıklık getiren Taştekin, “Türkiye, ‘askerlerimin konuşulması kırmızıçizgimdir’ diyor. Esad’da, ‘Sen işgalcisin, çekilmeyi garantilemeden herhangi bir görüşmeye girmem’ diyor. Taraflar bu şartlar altında bir araya gelmenin sonuç alıcı olmadığı için görüşmek istemiyor” diye belirtti.
‘OLASI GÖRÜŞME SENARYODAN İBARET’
Erdoğan’ın Suriye’de işgali meşrulaştırmak istediğini vurgulayan Taştekin, Esad’ın “Suriye’de terörün kaynağı Türkiye’dir” diyerek, Türkiye hakkında düşüncelerini ortaya koyduğunu vurguladı. Erdoğan'ın Putin’in yaptığı ve yapacağı baskılara bel bağladığını ifade eden Taştekin, Esad’ın, yaptığı son açıklamayla sadece Erdoğan'a değil, aynı zamanda Putin'e de mesaj verdiğine dikkat çekti. Rusya’nın önceliğinin Türkiye’yle ön koşulsuz bir görüşmenin sağlanması olduğunu belirten Taştekin, “Esad’da Türkiye’yi tanıdığını, Türkiye’nin güttüğü stratejinin nihai olarak bir takvim garantilemediğini belirtiyor. Suriye, şu aşamalarda adım adım Türkiye’nin çekilmesinin ön görüldüğü bir takvim formülü istiyor. Bu takvimin ortaya konulup konulmayacağı ise Erdoğan ile Putin’in buluşmasına kaldı. Bu takvim çerçevesinde bir müzakere mümkün olabilirdi belki ama bana göre bu olası bir senaryodur” yorumunu yaptı.
ORTADOĞU KONJONKTÜRÜNDE KÜRTLERİN POZİSYONU
“Ortadoğu’da konjonktür değiştikçe, Kürtlerin pozisyonu da değişiyor” diyen Taştekin, Rusya ile Türkiye arasında yakınlaşma arttıkça, Kürtlerin geri plana atıldığını söyledi. Rusya’nın, daha önce Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim’in kültürel yapısı ve özerklik anlamında tanınmasını da içeren esnek bir formülü masaya getirdiğini anımsatan Taştekin, “Rusya şimdi tamamen bunu unuttu ve Özerk Yönetime ‘Şam’la oturun uzlaşın, Şam’ın koşullarında Suriye ordusuyla birlikte hareket edin’ diyen bir noktada. Ruslar Kürtler konusunda artık Türkiye’nin söylediği yerden sözler üretmeye başladılar” ifadelerini kullandı.
NATO zirvesi sonrası Türkiye-Amerika ilişkilerinin yumuşadığını ve Amerika ile Suriye’nin Türkiye’yi rahatsız edecek pozisyonlardan aşamalı olarak çekindiklerini ifade eden Taştekin, Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük SİHA’larla suikast ve saldırılarını artırmasına rağmen Amerika'nın caydırıcı herhangi bir şey yapmadığını da sözlerine ekledi. Amerika’nın Kürtlerle IŞİD’e karşı savaş çerçevesinde askeri ortaklığının devam ettiğini belirten Taştekin, ama bunu siyasi düzleme çekmek istemediğinin altını çizdi.
‘KÜRTLER ALEYHİNE CİDDİ DEĞİŞİM OLACAK’
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bir milyon sığınmacıyı Efrîn’e yerleştirmekle bölgedeki demografik yapıya müdahale etmeye çalıştığını belirten Taştekin, “Bu da Kürtler aleyhine ciddi bir değişim olacaktır. Amerikalıların yaklaşımı, Türkiye’ye epeyce prim verdikleri anlamına geliyor. Ama daha da önemlisi Amerikalılar, Fırat’ın doğusunda bulunan bütün ortak noktalarını değiştiriyorlar. Çünkü İran milislerinin geçişini, silah akışını engellemek için bölgeye operasyon yapmaya hazırlanıyor. Amerika operasyonu Kürtlerle yapmak istedi. Ama SDG (Demokratik Suriye Güçleri) bunu kabul etmedi. Çünkü Suriye ve İran’la çatışmak istemiyorlar” dedi.
‘ÇÖKTÜRME SİYASETİ DEVREDE’
Türkiye'nin birinci hedefinin ABD’nin Kürtlere verdiği desteğin kesilmesi, ikinci bir hedefinin ise Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) Amerika’nın yedeğine verme planı olduğuna işaret eden Taştekin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye, Minbiç ve Rakka’ya yönelik operasyonlarda, Amerika’nın Kürtlerle değil de ÖSO’yla operasyon yapmasını istiyordu. Amaç Özerk Yönetim’i sınırlamak ve ABD’nin Kürtlerle ilişkisini bitirmekti. Çöktürme siyaseti konusunda yol almak istiyor Türkiye.”
MA / Esra Solin Dal