AMED / ANKARA - TİS masasında talepleri karşılanmayan kamu emekçileri, KESK’in çağrısıyla yarın 1 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirecek.
Kamu emekçileri ile iktidar temsilcileri arasında yapılan 2024-2025 Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri 1 Ağustos itibariyle başladı. İşveren statüsündeki hükümet, 14 Ağustos’ta 2024 yılı ilk altı ayı için yüzde 14, ikinci altı ay için yüzde 9, 2025 yılının ilk altı ayı için yüzde 6, sonraki 6 ay için ise yüzde 5 şeklinde zam teklifinde bulundu. Bununla birlikte sendikaların seyyanen maaş zammının emekliler için de geçerli olmasını, kira yardımı yapılmasını, eş ve çocuk yardımının yükseltilmesi talepleri reddedildi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı iş kollarında çalışan emekçiler ise taleplerinin karşılanmaması üzerine yarın 1 günlük iş bırakma eylemi yapacak. TİS süreci ise 21 Ağustos’a kadar sürecek.
KESK Eşbaşkanı Şükran Kablan Yeşil, TİS sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘MASANIN OLUŞUM BİÇİMİNE İTİRAZIMIZ VAR’
TİS görüşmelerinin 1 Ağustos itibariyle başladığını belirten Yeşil, KESK olarak “Haklar yasalardan önce gelir. Demokratik grevli bir TİS hakkı için mücadeleyi yüceltiyoruz” şiarıyla oluşturdukları teklifi sunduklarını belirterek, şunları kaydetti: “KESK olarak bu masanın oluşum biçimine yıllardır itirazımız var. İtirazımız grev hakkının tanımlanmadığı, kamu işvereninin hem işveren hem hakem heyeti olduğu, sonu baştan belli bir TİS görüşmelerinin kamu emekçilerinin yıllar içerisinde daha fazla yoksullaşmasına, sefalet ücretine mahkum olmasına, hem ekonomik hem özlük ve sosyal haklar açısından daha geriye gitmesine ve kamuda birike birike devasa bir hale gelen sorunlar yumağı ile karşı karşıya kalmamıza neden olmuştur. Biz bu dönemde TİS masasına giderken, bütün bunların değişmesi talebimizi dile getirdik. Bu sistematiğin değişmesi gerektiğini vurguladık.”
‘TEKLİFİ KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL’
Hükümetin 12 yıldır hedeflenen enflasyon oranlarıyla kamu emekçileri ve emeklilerinin maaş artışlarını gerçekleştirdiğini söyleyen Yeşil, 12 yıldır bu hedeflerin tutmadığını belirtti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜKİ) enflasyon rakamlarının inandırıcılığının kalmadığının da altını çizen Yeşil, “2022 yılında hedeflenen enflasyon yüzde 9,2 açıklanmışken, yıl sonunda gerçekleşen enflasyon yüzde 60’ları geçmiştir. Merkez Bankası, Temmuz ayı için hedeflenen enflasyon rakamları yüzde 22 iken yüzde 58’e revize ettiklerini açıklamıştır. TÜİK’in sahte rakamlarıyla maaş zamlarının belirlendiği bir masayı kabul etmediğimizi açık ve net bir şekilde teklif ettik. Hükümetin maaş zammı teklifine baktığınızda bu hedeflenen enflasyon oranlarının çok çok altında olduğunu görmek mümkün. Bunun yaşam mücadelesi veren milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisinin yaşamını yok saymaktan başka bir şey olmadığını görmek mümkün. Hükümetin bu teklifi kabul edilir ve yaşama geçerse -yoksulluk sınırı Temmuz ayı itibariyle 38 bin lira- 2 yıl sonra en düşük kamu emeklisi maaşı ancak bu günkü yoksulluk sınırına gelecek. Bunun insanca yaşayacak bir ücret olmadığı aşikar. Bu teklifi kamu emekçileri olarak kabul etmemiz mümkün değildir” diye konuştu.
‘BÜYÜMEDEN PAYIMIZA DÜŞEN ARTIŞI TEKLİF ETTİK’
Teklifin ekonomik kısmının yoklarla dolu olduğunu belirten Yeşil, 3 bin 600 ek göstergenin bütün kamu emekçilerine verilmesi ve AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından seçim vaadi olarak verilen atama ve göreve yükselmelerde mülakatın kaldırılması, vergi adaletsizliğinin düzenlenmesine ilişkin taleplerin de görmezden gelindiğini kaydetti. Yeşil, şunları vurguladı: “Temmuz ayında yapılan 8 bin 77 liralık zammın başta taban aylığımıza yansıtılması, ücret artışının bunun üzerinden yapılması, eş yardımını 3 bin 300’e, çocuk yardımının 2 bin 200 liraya yükseltilmesini, büyük şehirlerde yaşayan kamu emekçilerinin 7 bin 500 lira, diğer şehirlerde yaşayan kamu emekçileri için de 5 bin lira kira yardımı yapılmasını önerdik. Eşi çalışmayan iki çocuklu bir kamu emeklisi tüm bu yardımlarla birlikte en düşük kamu emekçisi maaşının 47 bin 500 liraya çıkarılması, diğer şehirlerde 45 lira olmasını talep ettik. Aralık ayında yoksulluk sınırının 45 bin olacağı öngörülen bir yerde en düşük kamu emekçisi maaşının yoksulluk sınırı üzerine çıkarılması gerektiğinden hareketle teklifimizi oluşturduk. 3’er aylık yoksulluk sınırındaki artış oranında kamu emekçileri ve emeklilerin maaşlarının da güncellenmesini gerektiğini ve ülkedeki büyümeden ücretlerimize payımıza düşen artışın yapılmasını teklif ettik.”
İŞ BIRAKMA EYLEMİNE ÇAĞRI
Kamu emekçileri ve emeklilerin TİS masasında yok sayıldığını belirten Yeşil, “Bugün en düşük kamu emeklisinin maaşı açlık sınırı ve asgari ücretin çok altında. İş yerlerinde yaptığımız buluşmalarda bu taleplerimizin karşılanmaması durumunda bir günlük iş bırakacağımızı dile getirdik. Dün hükümetin ilk teklifinde dağ fare bile doğurmadı. Biz hükümetin alım gücündeki, maaşlardaki erimeyi gören bir yerden revize değil gerçek bir maaş artışı talebimizi Türkiye’nin 4 bir yanından haykıracağız. Üretimden gelen gücümüzü kullanarak bir günlük iş bırakma eylemi yapacağız. Buradan da bütün kamu emekçilerine, bu masanın gerçek sahibinin bizler olduğu bilinciyle yarın yapacağımız iş bırakma eylemine güç vermeye, omuz vermeye çağırıyoruz. Üreten biz olduğunu, yönetenin de biz olacağını, sistemi değiştireceğimizi bilen bir yerden gücümüzü birleştirmemiz gerekiyor. Yarın bütün kamu emekçilerini iş bırakmaya, bütün halkımızı destek olmaya çağırıyoruz” dedi.
AMED
KESK Amed Şubeler Platformu da, görüşmelere ilişkin Eğitim-Sen 1 Nolu Şube’de basın toplantısı düzenledi. Toplantı öncesi konuşan Eğitim Sen 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Emine Akşahin, TİS görüşmelerinde hükümetin verdiği zam oranı teklifiyle kamu emekçilerinin ve emeklilerin haklarının yok sayıldığını söyledi. Hükümetin mevcut ekonomi politikalarını eleştiren Akşahin, iktidarın zam oranı teklifinin, kamu emekçilerini sefalete, kamu emeklilerini ise ölüme mahkûm ettiğini belirtti.
Ardından ortak basın metnini Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) Amed Şube Başkanı Serdar Keskin okudu. Temmuz ayı itibariyle yoksulluk sınırının 38 bin TL olduğunun altını çizen Keskin, bugün 20 bin 350 TL olan en düşük kamu emekçisi maaşı için iki yıl sonra 28 bin 145 TL olması teklif edilmesini kabul etmediklerini kaydetti. Keskin, “Son bir ayda akaryakıt ve doğalgazda ÖTV artışı, hemen her şeyin KDV oranlarının artırılması, TL'nin döviz karşısında değer yitirmesi ile hızlanan zam kasırgası, zincirleme bir şekilde iğneden ipliğe tüm ürünlere yansımaya devam etmektedir. Dolayısıyla hükümetin dün açıkladığı teklif bizim açımızdan yok hükmündedir” ifadelerini kullandı.
Keskin, tüm kamu emekçilerini yarın bir günlük iş bırakma eylemine davet etti.