İSTANBUL - Afganistan’ı ele geçiren Taliban’a karşı son iki yıldır direnen kadınların ortaya koyduğu mücadeleye dikkat çeken siyasetçi Besime Konca, “Rojava ve Şengal direnişi Afganistanlı kadınlar için de önemli bir dayanaktır” dedi.
Taliban'ın 20 yılın ardından Afganistan yönetimini 15 Ağustos'ta yeniden ele geçirmesinin üzerinden iki yıl geçti. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile 2020'nin başında imzalanan Doha Anlaşması'nın ardından hızlanan Taliban'ın ülke topraklarını ele geçirme süreci, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin ülkeyi terk etmesiyle 15 Ağustos 2021'de başkent Kabil'e hakimiyetin sağlanmasıyla tamamlandı. O günden bu yana hiçbir ülke resmi olarak Afganistan'daki Taliban hükümetini tanımadı. Bu süre zarfında ülkedeki temel hak ve özgürlükleri askıya alan Taliban, özellikle kadınları ve kazanımlarını hedef aldı.
Besime Konca
SON İKİ YILDA AFGANİSTAN
Şeriat kanunları uygulanırken, kadınlar dini gerekçelerle baskı ve insan hakları ihlallerine maruz kaldı. Kadın Bakanlığı, "Ahlaksızlığı Önleme Bakanlığı" olarak değiştirildi. Başkent Kabil'de bulunan Kadın Bakanlığı tabelası indirilerek, yerine "Dua, Rehberlik ve Namusun Teşviki ile Ahlaksızlığın Önlenmesi Bakanlığı" yazılı bir tabela asıldı. Bakanlık çalışanı kadınlar ise binaya alınmadı. Şeriat kanunları dayatılan kadınlara, tüm kapılar bir bir kapatıldı. Ülkedeki kız çocuklarının eğitimi engellendi. Zorlu bir mücadele ile elde edilen kazanımları ile hak ve özgürlükleri kaybetmekle karşı karşıya kalan Afganistanlı kadınlar, yeniden yaşam mücadelesi vermeye başladı. Bu süreçte kadınlar, gözaltında işkence ve tecavüze maruz kaldı, tutuklandı, katledildi, kimileri can güvenliği olmaması nedeniyle ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Ancak her şeye rağmen vazgeçmeyen kadınlar, sokaklarda olmaya devam etti.
Son iki yılda Afganistan’daki kadınların verdiği mücadele ve yaşananları değerlendiren Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) aktivisti Besime Konca, mücadelenin önemine vurgu yaptı.
HEGEMON GÜÇLERİN SORUMLULUĞU
Êzidî halkının DAİŞ eliyle soykırımdan geçirilmesi, Afganistan’ın Taliban tarafından işgali ile Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşananların birbirinden farklı olmadığını belirten Konca, Afganistan’ın uluslararası güçlerin de onayıyla Taliban’a sunulduğunu vurguladı. Afganistan’da kadınların ve çocukların yaşadığı trajedinin sorumlusunun NATO üyesi ülkeler ve Rusya olduğunu aktaran Konca, şunları söyledi: “1980’lere kadar Rusya Afganistan’daydı. 2000’den 2021’e kadar Amerika sözde Taliban’la mücadele adı altında Afganistan’ı yönetti. Amerika ya da NATO ülkeleri Taliban’ın nasıl bir güç olduğunu bile bile, son anda çekilip Afakan halkını barbar Taliban’a teslim ettiler. Yine aynı şekilde Êzidî halkından sadece DAİŞ sorumlu değil, burada bu hegemon güçler sorumludur. Bu durum hegemon erkekliğin, kadına nasıl bir zulüm dayattığını ve kadınları nasıl yok saydıklarının bir ifadesidir.”
‘BÜYÜK İNSANLIK SUÇU YAŞANIYOR’
Afganistan’da büyük bir insanlık suçunun yaşandığını ve bu duruma tüm dünya ülkelerinin sessiz kaldığını ifade eden Konca, “Orada yaşananlar bir soykırımdır. Yaşananlar bir kadın ve çocuk kırımıdır. Taliban ilk yönetimi ele geçirdiğinde, hastaneleri, okulları ve mahkemeleri kapattı. Kadınlar bütün alanlardan çıkarılarak susturuldu. Kadınların okuma hakları ellerinden alındı. Tüm çağrılara rağmen kadınlar soykırımla yüz yüze bırakıldı” şeklinde konuştu.
‘ROJAVA VE ŞENGAL DİRENİŞ DAYANAĞIDIR’
Kürt halkının Kuzey ve Doğu Suriye ile Şengal’de soykırımdan geçiren zihniyetle, Afganistan’ı Taliban’a teslim eden zihniyetin aynı olduğunu belirten Konca, buna rağmen tedbir alınmadığını ifade ederek, küresel güçlerin DAİŞ barbarlığına da izin verdiğini, bu saldırılarda Êzidî kadınların DAİŞ tarafından köle pazarlarında satıldığını hatırlattı.
Afganistan’da yaşananlara karşı Kürt kadın hareketinin, 3 ila 15 Ağustos tarihinde dayanışma kampanyası başlattığını ifade eden Konca, “Bu konuda herkes sessiz kalırken, Kürt kadınları duyarlılık ve dayanışmasını geliştiriyor. Çünkü Êzidî halkı da Şengal’de DAİŞ’in zulmüne maruz kaldı, o trajediyi yaşadı. Dönüp öz örgütlülüğünü, öz savunmasını geliştirdi. Bu anlama Rojava'da, Şengal'de yaşanan direniş, Afganistan halkı ve Afganistan kadınları içinde önemli bir dayanaktır. Buradan birlikte bu mücadeleyi geliştirebiliriz. Afganistan, İran, Kurdistan ve Türkiye’deki kadınlarla, bu hegemon erkek egemenlikli zihniyetin soykırımına karşı hiçbir biçimde geri adım atmadan mücadelemizi, direnişimizi güçlendireceğiz” dedi.
ORTAK ZİHNİYETLERE KARŞI MÜCADELE
DAİŞ, Taliban ve AKP iktidarının zihniyet olarak benzer olduğunu dile getiren Konca, “AKP iktidarının tecavüzü meşrulaştırma biçimi, ‘çocuğun rızası varsa evlenebilir’ demesi, eğitim müfredatını değiştirmesi, Taliban uygulamalarından farklı değil. Taliban da okulları kapattı. AKP okulları kapatmadan yıllardır tarikatlarla, mezheplerle, bir dönem cemaatin okullarıyla toplumu ikna etmeye çalışıyor. AKP, Türkiye'de rejim değişikliğini daha çok kadın kimliği ve eğitim üzerinden başlattı. İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi, 6284 sayılı yasanın tartışmaya açılması ve son olarak kadınların nafaka hakkına kaldırmak istemesi, DAİŞ ve Taliban’la aynı zihniyettir. Bu kadınlar açısından ciddi bir tehlikedir. Bu tehlikelere karşı kadın mücadelesini büyüteceğiz” diye belirtti.
MA / Esra Solin Dal