ANKARA- Akbelen ve Cûdi’deki doğa kırımına ilişkin açıklama yapan Ankara Kadın Platformu ve ODTÜ’lüler, mücadele kararlılığını yineleyerek, “Ankara'dan Akbelen'e, Cudi'ye, Dikmece'ye direnişi büyütüyoruz” dedi.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi (OTDÜ) çağrısıyla Ankara’da bulunan gençlik komiteleri, Devrimci Gençlik Dernekleri (DGD), Öğrenci Kolektifleri, Üniversiteli Feminist Kadınlar, Umut Sen, Halkevleri çok sayıda kişi Akbelen ve Cûdi’de orman yangınları ve ağaç kıyımına ilişkin Gaziosmanpaşa’da bulunan Limak İnşaat Şirketi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Limak elini Akbelen’den çek” pankartı açılırken, “Rant, talan, sömürü bu düzen bitecek”, “ Ormanlar bizim kahrolsun kapitalizm”,” Katil Limak Akbele’den defol”, “Ormanlar halkındır sermayenin değil” dövizleri taşındı.
Açıklamayı, OTDÜ öğrencilerinden Melih Yıldız, okudu.
İkizköylüler ve yaşam savunucularının 4 yıldır kömür madenciliğine karşı koruduğu Akbelen ormanının günlerdir abluka altında olduğunu hatırlayan Yıldız, 24 Temmuz günü kolluk kuvvetlerinin direniş alanına çıkarma yaptığını ve ağaç kesimine başladığını belirtti. Yıldız, “Buna karşı çıkan yaşam savunucuları ve İkizköylüler ise ağır bir şekilde darp edildi ve işkence ile gözaltına alındı. O günden beri de hem ağır jandarma müdahalesi hem de ağaç kıyımı devam ediyor. Mevsim normallerinin çok üstünde sıcaklıklar son zamanlarda tüm canlıları etkilerken, soğutma işlevi çok yüksek olan ormanlar, ağaç gölgelerinde bekleyen kolluk kuvvetleri eşliğinde kıyılıyor” dedi.
‘KESİLEN HER AĞAÇ BİR CANLININ EVİNİN YOK OLMASI DEMEK’
Akbelen ormanının, İkizköy ovası ve Akbelen yerleşim alanlarının tam ortasında yer aldığını dile getiren Yıldız, orman varlığının kömür madenin zararlı etkilerine karşı bariyer işlevi gördüğüne ve tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilmesine imkan verdiğine dikkat çekerek “Bu açıdan ormanın varlığı ve şimdiki büyüklüğünü koruması, tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilmesinde hayati öneme sahiptir.Birçok türün yaşam alanı olan Akbelen'de Türkiye'nin de imzacı olduğu Bern Sözleşmesi'nde kesin korunacak hayvan listesinde 3 kuş türü olmak üzere onlarca kuş türü, yaban hayatı ve yüzlerce böcek türü bulunmaktadır. Kesilen her ağaç başka bir canlının evi ve yok olmasının sebebidir” ifadelerini kullandı.
‘AKBELEN'E, CUDİ'YE, DİKMECE'YE DİRENİŞİ BÜYÜTÜYORUZ’
Akbelen ormanının sözde “çevreci” özde yağmacı Limak Holding ve İçtaş ortaklığındaki YK Enerji Şirketi ise kolluk desteğiyle günlerdir yağmalandığına vurgu yapan Yıldız, şöyle konuştu: “AKP-MHP iktidarı ve gözünü rant bürümüş Limak-İçtaş işbirliğinde Akbelen ormanı günden güne katlediliyor. Bizler, ormanlarımızın şirketlerin ve holdinglerin oyun alanı haline getirilmesini de, ranta açılıp talan edilmesini de kabul etmiyoruz. Bugün sadece Akbelen'de değil,Cudi'de de, Dikmece'de de iktidarın eko kırım politikaları halkın direnişine rağmen devam ediyor. Bizler dört bir yanda devam eden bu kırımı kabul etmiyor ve Ankara'dan Akbelen'e,Cudi'ye, Dikmece'ye direnişi büyütüyoruz. Hukuksuz ve usulsüzce ormanlarımızdan ve doğamızdan nemalanmasını kabul etmiyoruz. Limak'ın elini Akbelen'den çekmesini talep ediyoruz ve iktidar-şirketler ortaklığıyla yapılan bu yıkım son bulana kadar mücadelemizin devam edeceğini söylüyoruz.”
Açıklama, “Her yer Akbelen her yer direniş” sloganları ile sona erdi.
OTDÜ’lerin açıklamasının ardından Ankara Kadın Platformu da aynı yerde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi(Yeşil Sol Parti) milletvekili Özgül Saki katıldı. Açıklamada, “Akbelen'den Cudiy'ye katledilen ağaçlar isyanımızdır" pankartı açıldı. Açıklamayı Seda Nur Eseroğlu okudu.
‘BİNLERCE CANLI YOK OLMA TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA’
22 yıllık AKP iktidarının hem rant talan ve sermaye çıkarları hem de özel savaş politikaları nedeniyle yüzlerce ekolojik yıkımın yaşandığına vurgu yapan Eseroğlu, “Kadın, doğa ve emek düşmanı neoliberal rant ve talan politikalarıyla her gün yaşam alanlarımız yok edilerek insanlık suçu işlenmeye devam ediliyor. Yok edilen ormanlarla birlikte ekosistem tahrip ediliyor, köylüler yerinden yurdundan oluyor, binlerce canlı türü yok olma tehlikesiyle yüz yüze geliyor. Doğa katlediliyor, yaşam alanları yok ediliyor, halka yalan söyleniyor, coğrafya adım adım talan ediliyor. Rant odaklı orman katliamlarına geçtiğimiz hafta kadınların, köylülerin, ekolojistlerin dört yıldır saraydan ve holdinglerden korumak için nöbet tuttuğu Akbelen Ormanı da eklendi. Akbelen Ormanı’nda Limak Holding ve IC holding ortaklığında, sarayın desteği ve talimatıyla termik santrallere kömür sağlamak amacıyla başlatılan doğa katliamını durdurmak için kadınlar, ekoloji örgütleri, yöre halkı günlerdir direniyor” dedi.
‘DOĞAYA KARŞI SAVAŞ, GÜVENLİK SOSUYLA GÖLGELENİYOR’
Akbelen’deki doğa katliamı devam ederken Cûdi bölgesinde orman yangını ile bölgedeki tüm canlıların yok edildiğini ifade eden Eseroğlu, “Yetkililer tarafından yangına müdahale edilmediği gibi müdahale etmek isteyen yöre halkı da engelleniyor. Bölgedeki doğa kıyımı, uzun yıllardır “güvenlik” bahanesiyle bir devlet politikası olarak devam ediyor. Bir yandan Cudi'de yaşanan orman yangınları, diğer yandan Akbelen'de yaşanan ağaç kıyımıyla tüm canlıların yaşam alanı yok ediliyor, nefessiz bırakılıyor. Ormanlar yakılırken, şovenizm zehrine bulanmış dumanlar arkasında, kirli savaş politikalar gizleniyor. İnsanlığa ve doğaya karşı yürütülen savaş ve rant siyaseti, ‘güvenlik’ sosuyla gölgelenerek kitlelere makul gösterilmeye çalışılıyor” diye belirtti.
‘AKBELEN’DEN CÛDİ’YE DOĞAYI SAVUNMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Hatay’da zeytinliklere dönük kırıma da değinen Eseroğlu, “Biz kadınlar; köylülerin, kadınların, ağaçların, hayvanların kısacası tüm canlıların yaşam hakkı şirketlerin kârından üstündür diyoruz ve iktidara sesleniyoruz: Akbelen’deki doğa katliamını bir an evvel durdurun! Termik santrallere kömür sağlamak amacıyla yapılacak maden faaliyete geçerse, ekosistem tümüyle ve geri dönüşsüz bir biçimde zarar görecek. Bu suçu daha fazla derinleştirmeyin. Protesto hakkını kullanarak ormanı ve yaşam alanlarını korumaya çalışan insanlara yönelik uygulanan şiddete ve gözaltılara derhal son verin. Akbelen’den de Cudi’den de yaşamı ve doğayı savunmaktan da vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Açıklama "Jin, Jiyan, Azadi", "Kadın, Yaşam, Özgürlük", "Limak elini Akbelen'den çek" sloganları ile sona erdi.