ANKARA - İç Anadolu Bölgesi’ndeki 23 cezaevine ilişkin hazırlanan 3 aylık raporda, cezaevlerinde en az bin 203 ihlalin yaşandığı belirtildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, İç Anadolu bölgesinde bulunan cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı Nisan, Mayıs ve Haziran ayı raporunu İHD Genel Merkezi’nde gerçekleştirdiği basın toplantısı ile açıkladı. Toplantıya İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen, Hapishaneler Komisyonu üyesi avukat Ümit Can Akbulut ile Halil İbrahim Varlı katıldı.
3 AYDA BİN BİN 203 İHLAL
Raporda, İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan 23 cezaevinden en az 80 kişinin, diğer cezaevlerinden ise en az 10 kişinin İHD’ye başvuru yaptığı ve üç aylık süreçte 23 cezaevinde 1203 hak ihlalinin yaşandığı paylaşıldı.
SAĞLIK HAKKI İHLALLERİ
Raporda, son üç ayda en az 5 cezaevinde toplamda 13 tutuklunun yaşanan hak ihlallerine karşı açlık grevi eylemlerine girdiği belirtilerek, tespit edildiği kadarıyla cezaevlerinde en az 234 sağlık hakkına ilişkin ihlalin yaşandığı bilgisi verildi. Raporda, sağlık hakkına dair yaşanan ihlallerin detaylarına da yer verilerek, cezaevinde bulunan hasta tutuklular başta olmak üzere diğer tutukluların diyet yemeklerinin karşılanmadığı, detaylı muayene yapılmadan ilaç verildiği, tutukluların hastaneye götürülürken ağız içlerinin arandığı ve bu nedenle tutukluların tedaviyi reddettiği kaydedildi. Bunun yanı sıra birçok tutuklunun hastane sevklerinin gerekçesiz reddedildiği, çoğu zaman ise bu sevklerin zamana yayıldığı ve bu nedenle de var olan hastalığın ilerlediği, tutukluların psikolog ile görüşmelerinde gardiyanların da yer aldığı, tutukluların daha önce tedavi oldukları hastanede yanlarına aldığı tedavi araçlarına el konulduğu ve pek çok ihlalin yanı sıra Tokat T Tipi Cezaevi’nde yatakların 10 yıldır değiştirilmediği için çeşitli sorunlara yol açtığı belirtildi.
İŞKENCE, KÖTÜ MUAMELE, ONUR KIRICI DAVRANIŞ…
Raporda, bu ihlaller arasında en az 357 işkence, kötü muamele ve onur kırıcı davranışın olduğu belirtildi. Adalet Bakanlığı’nın bu konuda veri paylaşmadığı hatırlatılan raporda, “Bolu F Tipi Kapalı Hapishanesinden tutulan A.K.’nin hastane sevki sırasında Jandarmanın tehdidine maruz kaldığı öğrenilmiştir. Bolu/Gerede L Tipi Kapalı Hapishanesinde mahpusların darp edildiği öğrenilmiştir. Baskın şekilde oda aramaları yapılmakta, aramalar esnasında eşyalar dağılmakta ve kırılabilmektedir. Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Kapalı Hapishanelerde mahpuslar tek kişilik odalarda tutulmakta, günde 1-1,5 saat ayrı bir ünitede bulunan havalandırmaya çıkarılmaktadırlar” denildi.
ASKERİ NİZAM
Raporda, “Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’inde bir mahpusun darp edildiği öğrenilmiştir. Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesinde bir mahpusun tehdide maruz kaldığı öğrenilmiştir. Kırşehir S Tipi Kapalı Hapishanesinde siyasi mahpuslarla adli mahpusların yakın temas mesafesinde tutulduğu öğrenilmiştir. Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde, Jandarmanın ambulansa biner binmez mahpuslardan TC kimlik numaralarını sorduğu, mahpusların da TC kimlik numaralarını ezbere bilmediği, bu nedenle jandarmanın sürekli olarak ‘siz vatan hainisiniz hangi memlekette yaşıyorsunuz, bir de TC’nizi bilmiyorsunuz, TC’sini bilmeyenleri götüremiyoruz’ dediği, ambulansa bindirilen her mahpusun aynı olayı yaşadığı öğrenilmiştir. Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinden havalandırmaya çıkarken dahi mahpuslara ağız içi arama dayatılmaktadır. Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde görüşe bebeği ile gelen anneye zorluk çıkartılmış, bebeğin bezi çıkartılarak aranmış ve bebeğin emziği de görevliler tarafından alınmış ve bebeğin görüş boyunca ağlamasına neden olunmuştur. Ayrıca görüş süresi de bu aramalardan kaynaklı olarak kısaltılmıştır. Görüşe ve spora çıkarılan mahpuslara ayakta ve askeri nizamda sayım dayatılmaktadır. İskenderun T Tipinde bazı mahpusların darp edildikten sonra Tokat T Tipi Kapalı Hapishanesine sevk edildikleri öğrenilmiştir. Hapishanelerde mahpuslar çıplak arama dayatması devam etmektedir” şeklindeki ifadeler yer aldı.
İGK TAHLİYELERİ ENGELLİYOR
Raporda ayrıca İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde bulunan en az 6 tutukluya soruşturma açıldığı, bir tutukluya hücre cezasının verildiği, bir tutuklunun Kürtçe savunma yapma hakkının ise engellendiği bilgisine yer verildi. Yanı sıra üç ay içinde en az 35 tutuklunun tahliyelerinin İdare ve Gözlem Kurulu tarafından engellendiği de altı çizildi. Raporda, tutukluların iletişim haklarının da engellendiğini ve söz konusu cezaevlerinde en az 493 ihlalin yaşandığını dile getirildi. Yeni Yaşam, Evrensel ve Xwebûn gazetesinin yanı sıra Meclis Tv, Halk Tv ve Tele1 gibi kanalların da izlenmesinin engellendiğini belirtildi. Raporda, en az 59 tutuklunun kendi istekleri dışında başka cezaevlerine sevk edildikleri bilgisi de yer aldı.
ONUR KIRICI
Yaşanan ihlallerin Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve diğer pek çok norm havzasına aykırı olduğu belirtilen raporda, bu ihlaller “onur kırıcı” nitelendirildi. Raporda, “Cezaevlerinde son dönemlerde artış gösteren işkence-darp vakalarına son verilmeli, sorumlu olan kişiler hakkında soruşturma açılmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır. Mahpuslara yapılan işkence, onur kırıcı ve kötü muameleler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile yasaklanmıştır. Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır” ifadelerine yer verildi.
GÖREVE DAVET
Raporun devamında, şu ifadelere yer verildi: “Hapishanelerdeki sağlık personeli sayısı arttırılmalıdır. Hastaların havasız, kışın soğuk, yazın sıcak ringler ile hastaneye sevk edilmesi, hastane önlerinde ringler içerisinde saatlerce bekletilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Ağır hastaların ring araçları ile değil ambulansla hastanelere sevki sağlanmalıdır. Tek kişilik ring aracı tamamen kaldırılmalıdır. Hastaların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalıdır. Kelepçeli muayene ve tedavi yöntemi uygulamasından vazgeçilmelidir. Bu uygulama nedeniyle birçok hasta mahpusun tedavisi yapılamamaktadır. Tüm cezaevlerinde yaşananlara, hak ihlallerine, sağlığa erişim engellerine karşı Adalet Bakanlığı’nı, ilgili tüm kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz.”