MUĞLA - Milas Akbelen Ormanı'nın kesilmemesi için 2 yılı çadırlı nöbet olmak üzere 4 senedir mücadele eden kadınlar, biber gazı, tazyikli su, TOMA'lı her türlü saldırıya karşı ağaçların kesilmemesi için mücadele edeceklerini söyledi.
Muğla Milas ilçesi İkizköy'de bulunan Akbelen Ormanı'na Yeniköy-Kemerköy (YK) Enerji tarafından açılmak istenen kömür ocağı için bölgede 4 gündür ağaç kesimi sürüyor. 24 Temmuz’dan itibaren binlerce ağacı asker, polis ve TOMA korumasında kesen şirket, mevcut işlettiği kömür ocağını ormanın içine doğru büyütmek istiyor.
Köylüler ve ekolojistler ise 24 Temmuz sabahından itibaren kesimin durdurulması için direnişlerini sürdürüyor. İlk gün askerin saldırısı ile karşılaşan köylülerden 8 kişi gözaltına alındı, 4'ü ise yaralandı. 26 Temmuz'da ise aralarında Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcüsü İbrahim Akın ve milletvekili Perihan Koca'nın da bulunduğu gruba 2 kez biber gazı ve coplarla saldıran askerler, 5 kişiyi daha gözaltına aldı.
Akbelen Ormanının kesilmemesi için 2 yıldır verilen mücadelede kadınlar ön plana çıkarken, direnişe de 7'den 70'e kadınlar öncülük ediyor. Kesim alanına, çadır nöbet alanına ve ormanın içindeki birçok eylemde rol alan kadınlar, topraklarını, geleceklerini vermemekte kararlı.
ORMANDA ASKER KUŞATMASI
İkizköylü Esra Işık (23), kesim ekiplerinden önce onlarca jandarmanın daha önceki eylemlerden kaynaklı planlı olarak bölgeye geldiğini kaydetti. Evlerden bile ormandaki yıkımın seslerini duyduklarını belirten Işık, "Kesim ekipleri içeride ormanları yok ediyorlar. Birileri de sözde ormanları korumak adı altında bizi içeri almayacaklarını söylüyorlar ve bize güç kullanıyorlar. Ormanın her yeri asker tarafından kuşatılmış durumda" dedi.
'HAKLILIĞIMIZ KORKUTUYOR'
Karşılarındaki orantısız gücün kendini kaybettiğini söyleyen Işık, "Biz, biber gazı da sıksalar, TOMA ile su da sıksalar nenemiz, dedemiz ile bu topraklara, ormana sahip çıkmak için mücadele edeceğiz. Her geçen dakika orada bir ağaç daha devrilmeye devam ediyor. Devlet tüm gücünü, ormanı korumak yerine ormanı koruyanları buradan atmak için kullanıyor. Ama Akbelen direnişi 4 yıllık tarihi olan çok güçlü bir direniş. Bu mücadelenin haklılığından aldığı gücü karşı tarafı çok korkutuyor. Korktukları şey dayanışmamız ve korkusuz olmamız. 80 yaşındaki insanlar biber gazı yiyor, ama yine de buraya geliyor. Çünkü bu insanlar buradan gitmek istemiyorlar. Köylüler ormanlarını, yaşam alanlarını sonuna kadar savunmaya devam edecek" diye belirtti.
'BURASI GELECEĞİM'
Tüm olanaksızlıklara rağmen geleceğini yaratmaya çalıştığını ifade eden Işık, geleceğinin Akbelen ve diğer ormanlar olduğunu belirtti. Köklerinin bu topraklarda olduğunu dile getiren Işık, "Ben bu mücadelenin içinde yetiştim. Geleceğimi burada görüyorum. Bunun içinde mücadeleden vazgeçmeyeceğim" diye konuştu.
EKİNLER KURUDU, ARILAR ÖLDÜ
İkizköylü Melahat Çulha (63) ise çamları, zeytinleri, ormanları için direndiklerini söyledi. Arılarının artık bal üretmediğini, öldüklerini, çiçeklerin açmadığını aktaran Çulha, "Ormanlardan çıntar, kuzu göbeği, mantar topluyoruz. Ormanlarımıza giremezsek geçinmemiz çok zor. Bunun için ormanlarımızı vermek istemiyoruz. Kömürden dolayı her şeyimiz kurudu, ekinlerimiz yok oldu. Bunun için kömür lanetinden kurtulmak istiyoruz. Burada doğdum, yaşadım. Geçmişte hiç böyle bir şey olmamıştı. Son yıllarda kuraklık yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.
'SALDIRSALAR DA BURADAYIZ'
Akbelen Ormanının yok edilmesinin ardından 8 köyün daha yok olacağına dikkati çeken Çulha, insanların mecburen bölgeden gitmek zorunda kalacağını kaydetti. Bahçesine onlarca ağaç diktiğini aktaran Çulha, şöyle devam etti: "Bu yaşa kadar verdiğimiz bütün emekler gidecek. Bu saatten sonra şehirde yaşayamam. Allah burayı alırsa tez zamanda beni de alsın. Buranın halini görmeyeyim. Zeytin yerine kömür yesinler. Bize saldırıyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar burayı bırakmayacağız."
MA / Tolga Güney