AMED - Zamlar sebze ve meyve fiyatlarına da yansırken, Amedli yurttaşlar, pazar alışverişi yapamadıklarını belirterek, 5-10 kilo aldıkları domatesi 2 kiloya düşürdüklerini söyledi.
Temmuz ayına zamlarla girilirken, önceki gün açıklanan politika faizi de beklentilerin altında kaldı. Politika faizi yüzde 17,5 seviyesine yükseltildi. Vergi artışlarının yapıldığı Temmuz ayı içerisinde benzin ve motorine gelen zamdan sonra süt ve süt ürünlerine yüzde 35 zam geldi. Akaryakıtta gelen zamlar, döviz kurundaki yükseliş, çarşı-pazara ise zam olarak yansıdı. Amed’in Bajare Nû (Yenişehir) ilçesinde kurulan semt pazarına sebze ve meyve fiyatları yüksek olunca yurttaşlar da ihtiyaçları kadar alış veriş yapamıyor. Semt pazara esnafı, müşteri çekmek için fiyat etiketi asmamaya başladı.
Ofis’te kurulan Perşembe pazarında meyve –sebze fiyatları el yakıyor. Pazarda, domates 15- 30 TL, salatalık 12-15 TL, şeftali 30 -35 TL, patlıcan 10-16 TL, kiraz 45 TL, üzüm 25-35 TL arasında değişen ücretlerle, patates 15 TL, soğan 17 TL, marul 30 TL, maydanoz 5 TL, kırmızı lahana 18 TL, limon ise 18 TL’ye satılıyor.
Amed’in Sûr ilçesi Dağkapı ile Bajare Nû ilçesi Ofis Semti’ndeki semt pazarında mikrofon uzattığımız yurttaşlar, zamlardan kaynaklı dert yandı.
‘GÜN GEÇTİKÇE HER ŞEY DAHA KÖTÜYE GİDİYOR’
Dağkapı’da mikrofon uzattığımız 53 yaşındaki Kahraman Erten, Amed Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanması ardından işsiz kaldığını söyledi. Çöpten pet şişe toplayarak geçinmeye çalışan Erten, eşi ile tek başına yaşamasına rağmen kazandığı paranın geçinmelerine yetmediğini söyledi. Hastalığından dolayı pet şişe toplamayı da bir ay önce bıraktığını aktaran Erten, “Sağlık sorunlarım var, ağır işler yapamıyorum. Bu koşullarda geçinmek zor oluyor. Neredeyse her gün yeme, içmeye zam geliyor. Eskiden 15-20 TL’ye pazardan ihtiyaçlarımızı alabiliyorduk. Ancak şimdi 400-500 TL’ye bir şey alamıyoruz. Bir karpuz alıyoruz 50-60 TL’ye. Geçen ay bin 500 TL, bu ay 3 bin TL’ye yakın giderimiz oldu. Millet geçinmekte çok zorlanıyor. Sistem çökmüş durumda gün geçtikçe her şey daha kötüye gidiyor” şeklinde konuştu.
‘HİÇ BİR ŞEY ALAMIYORUZ’
Eşinin emekli maaşıyla geçindiklerini söyleyen Keziban Çelik (64), “Eskiden merkeze eşya almaya geliyorduk, domatesin kilosu 50 kuruştu. Sonra 1 TL oldu, sonra 3 TL oldu, böyle böyle yükseldi. Şimdi domatesin kilosu 15-20 TL’den aşağı değil. Bir terlik alacaktım 120-150 TL, gidip zar zor 65 TL’lik bir terlik bulup aldım. Her şey pahalı olmuş, hiçbir şey alamıyorsun. Bir ceket alacaktım kendime, o da 200 TL olunca alamadım” dedi.
FİYAT ETİKETİ KONULMUYOR
Ofis Semti’nde kurulan Perşembe Pazar’ında sebze meyve satarak geçimini sağlamaya çalışan Atilla Görmüş (40), insanların yüksek fiyatları görüp, tezgâhlara yaklaşmadığını belirtti. Tezgahta sattığı ürünlere fiyat etiketi yapıştırmadığını belirten Görmüş, “Biz evde 5 kişiyiz üç çocuğum var. Geçimimizi çok zor yapıyoruz. Sebze ve meyvelerde bayramdan önceki haftalarla, bayramdan sonraki haftalar arasında uçurum gibi fark var. Birkaç hafta önce mazot 18-20 TL’yken bugün litresi 25-26’yı bulmuş. Sebze ve meyvenin buraya geliş fiyatı çok pahalıya mal oluyor. Bir aile evine bayramdan önce 300-400 TL alışveriş yaparken, şu an 800 TL’yle alışverişini tamamlayamıyor. Bayramdan önce muz fiyatı 25 TL’ydi, bugün 35 TL olmuş” ifadelerini kullandı.
‘ERDOĞAN’LA EKONOMİ DÜZELMEZ’
Çewlîgli Ömer Susever, insanların, sokakta bir şeyler almak amacıyla değil, bakmak amacıyla gezdiğini belirterek, “Türkiye’nin durumu zaten iyi değil, zaten iyi de gitmeyecek” dedi. Ekonomik krizin sebebinin Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikalarından kaynaklandığına dikkat çeken Susever, şunları söyledi: “Türklerin, biz Kürtlere bakış açısı bu olduğu müddetçe de bu krizlerin yaşanmasında değişen bir durum olmayacak. Türkiye, Kürtlerle barışmadığı müddetçe, yardım için ister Afrika, ister Rusya’ya gitsin yine Kürtlerin ayağına gelecek. Türk halkı şunu iyi bilsin, bu sorun çözülmedikçe ne Türkler ne de Kürtler rahat edecek. Türk ve Kürtlerin kardeşliği sağlanmayıncaya kadar bu krizler bitmez. Biz kardeşliğin gerçekten tesis edilmesini istiyoruz, ama onların kardeşliği sadece dildedir.”
‘ADALET YOK, ZAM VAR’
Yoksulun daha çok yoksullaştığını, zenginin daha da zenginleştiğini dile getiren Susever, “Mehmet Şimşek’le de düzelmez, Erdoğan’la da düzelmez. Değişim için, akılcı bir yol izlenmesi lazım yoksa ülke olarak kaybedilecek. Eskiden Avrupa’dan bir kaç yıl gerideydik, şimdi onlardan 50-60 yıl geri kaldık. Avrupa’nın parası değerlidir çünkü adaletleri var. Bizde ise adalet yok. Biz de ise her sabah uyandığımızda bir önceki günde zarardayız” dedi.
‘ZAM GELMEDİ Mİ ŞAŞIRIYORUZ’
5 çocuk annesi Evin K., eşinin şoförlük yaparak, geçimlerini sağlamaya çalıştığını belirtti. Zam haberi almadıkları gün şaşırdıklarını dile getiren Evin, “Eskiden iyiydi, eşimin çalışıp, kazandığı parayla rahatça geçinebiliyorduk ama şimdi kıt kanaat geçinebiliyoruz. Eskiden 300 TL ile mutfak alışverişimi yapabiliyorken şimdi o parayla bir poşeti doldurup eve getiremiyorsun. Bir karpuz aldın mı paran bitiyor. Köyde oturuyorum, elektrik ve su parasıyla birlikte para ancak yetiyor” şeklinde konuştu.
‘DOMATESİ 2 KİLOYA DÜŞÜRDÜM’
Vefat eden eşinden kalan emekli maaşıyla geçinen Zeynep Başakçı (60), “Maaşımı aldığım gibi mutfak giderlerine veriyorum. Aldığım maaşı yettirmeye çalışıyorum. Pazara gittiğimde 300 TL ile gidiyorum, sebze dışında hiçbir şey almadan geliyorum. Eskiden dört beş kilonun altında sebze almazken şimdi bir iki kilo alabiliyorum. Kiloları düşürdüm. Domatesin kilosunu en son 23 TL’ye aldım, eskiden 5-10 kilo aldığım domatesi şimdi 2 kilo alabiliyorum” ifadelerini kullandı.
‘YARDIMLARLA AYAKTA DURMAYA ÇALIŞIYORUZ’
Malatya’da yaşadığını belirten depremzede Zeynep Avcı (35), depremden sonra evlerinde kimsenin çalışmadığını belirterek, “Son gelen zamlardan sonra hiç memnun değiliz halimizden, her şeye zam. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Benzinin litresi ne kadar zamlandı? Enflasyon batmış durumda, 2 bin lira olan alışveriş tutarımız 3 bin lira oldu. Pazara daha önce 300-400 TL ye gidebiliyordum, şimdi bin TL cebinde olacak ki her şeyi alabilesin. Biz dört kişiyiz, şu an evde kimse çalışmıyor. Depremden sonra yardımlarla ayakta durmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
‘SİMİT ALSAM EKMEK ALAMIYORUM’
Diyarbakır PTT Başmüdürlüğü’nde aldığı yaşlılık maaşı için sırada bekleyen 76 yaşındaki Halime Aba da geçinememekten yakındı. Tek başına yaşayan Aba, “Torunlarım kendine kıyafet alabilmek için 3 gün kasabın yanında çalıştı. Üçüncü günün sonunda alabildikleri para 200 TL oldu.3 bin TL alıyorum, fazladan bir şey alamıyorum. Canım bir simit, sıcak ekmeği istediğinde satın alamıyorum. Dolaptan ekmek çıkarıp onu yiyorum, çünkü 10 TL’yi verirsem geçinemem, 2 ekmek alırsam günde 20 TL yapıyor. Eskiden 100 TL’ye bana yetecek kadar şey satın alıyordum. Şimdi de tek başıma yaşamama rağmen 500 TL yetmiyor. En son alışveriş yaparken domatesin kilosuna 30 TL istedi. Bende orada bulunan çürük domatesleri 20 TL’ye satın aldım. Küçük torunlarım var, onlara 10 lira harçlık veriyorum ,onunla mutlu oluyorlar. Takatim, ayakta duracak mecalim yok ama saatlerdir burada maaş kuyruğundayım. Doktora gidemiyorum” dedi.