İSTANBUL - Sanatsal faaliyetleri nedeniyle yıllarca devlet baskısına maruz kalan sanatçı Ali Baran, "Kürdün sanatçısına, kültürüne, diline zulüm yapılıyor. Kenan Evren dönemindeki baskıyı aşan bir baskı durumu var. Bunu yapan da AKP’dir” dedi.
Babası Dengbêj Mahmut Baran’ın izinden giderek 12 yaşından bu yana Kürt müziği ile ilgilenen sanatçı Ali Baran, Kürtçe şarkı söylemenin bedelini gözaltı, tutuklama ve göç ile ödese de, anadilinden vazgeçmedi. Dersîm’in Xozat ilçesinde doğup büyüyen Baran, şimdiye kadar 10’un üzerinde Kürtçe albüm çıkardı. 1976 yılında Hozat’ta katıldığı bir gecede Kürtçe şarkı söylediği için gözaltına alınan Baran, 1977 ise Amed’te Dilan Sineması’nda verdiği konserin ardından tutuklandı, iki ay cezaevinde kaldı. Hakkında açılan davalar nedeniyle 1978 yılında Almanya’ya göç etmek zorunda kalan Baran, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından ise vatandaşlıktan çıkarıldı. Baran, 1983’te de Almanya vatandaşı oldu. Baran son olarak 2023 yılının Mart ayında albüm çalışması için Türkiye’ye geldiği sırada Sabiha Gökçen Havalimanı’nda “örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla gözaltına alındı ve ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.
Yakın zamanda “Hêvîya Çîya” (Dağdaki umut) adlı bir albüm daha çıkaran Baran, Kürt kimliğine yönelik tüm baskılara karşı ulusal birliğin sağlanmasının önemine dikkat çekti.
Kürtçe müziğin eksik olmadığı bir evde büyüdüğünü belirten Baran, 1970’lerde sol hareketlere sempatisinin arttığını belirtti. Daha sonra Kürtlerin yaşadıkları sorunlar ile ilgilenmeye başladığını ifade eden Baran, Amed’te yapılan bir konserde Kürtçe şarkı söylediği için 3 kişi ile birlikte gözaltına alındığını, baskılar artınca da Almanya’ya göç ettiğini belirtti.
CEZAEVİ DİRENİŞİNDEN ETKİLENDİ
Almanya’da gittiğinde “Lo were” adında bir albüm çıkardığını belirten Baran, kendisini etkileyen etmenlerden birinin PKK'nin ilk “silahlı eylemi” olduğunu belirtti. Baran, “Bu hareket sanatçı olarak beni de çok etkiledi. Onlarla ilişki içerisine girdim. O dönem ‘Deri Hepishanê’ isminde bir albüm yaptım. Hapishaneler o dönem çok kötüydü. Mazlum Doğan ve diğer arkadaşlarının hapishanedeki eylemleri vardı. Onları da buradan bir kere daha saygıyla anıyorum. 1986’da ‘Ey Dersimê’ isminde bir albüm yaptım” dedi.
Kürtçe müzik yapmanın hala baskı nedeni olduğuna dikkat çeken Baran, “Benim kendi dilimde şarkı söylemem neden ‘terör’ oluyor? Kürdün sanatçısına, kültürüne, diline zulüm yapılıyor. Türkiye’de Kenan Evren dönemindeki baskıyı aşan bir baskı durumu var. Bunu yapan da kendine ‘Müslümanım’ diyen AKP’dir. Kürtçenin bu dönemde hala yasak olması ve Kürtçe müzik yapanlara dönük baskılar protesto edilmeli” diye belirtti.
ASİMİLASYONA KARŞI ÇAĞRI
Kürtçenin önemine dikkat çeken Baran, “Ben oğlumla hiçbir zaman Türkçe konuşmadım hep Kürtçe konuştum. Her ailenin kendi evinde anadilini konuşması gerekiyor. Bizim bunun için devletten izin almamıza gerek yok. Burada sorun evinde Kürtçe konuşmayanlarda. Çocuklarla Kürtçe konuşsunlar, zaten diğer dil okulda öğreniyorlar” diye belirtti.
‘KÜRTLER BİRLİK OLMALI’
Kürtlerin kimlikleri için mücadelesinin hala sürdüğünü belirten Baran, son çıkardığı “Hêvîya Çîya” albümüne atıfta bulunarak, “Kürtler için umut hiç bitmiyor. Kürtler asırlardır bağımsızlığını, kendi dilini, kendi kültürlerini istiyor. Şarkılarımda çeşitli eleştiriler de var. Ben her albümde mutlaka kendimize bir eleştiri de yaparım. ‘Eyvah eyvah’ isminde bir şarkı var albümde. Orada birbirimizi ne kadar boşuna kırdığımızı, Kürtlerin birbirine karşı savaştıklarını, birlik olamadıklarını ve bu yüzden vatansız kaldıklarını, zindanlara düştüklerini, dağlarda öldüklerini yazdım. Bir olamıyoruz. Bu yüzden bizim tek çaremiz birlikte mücadele etmektir” şeklinde konuştu.