Kurdistan’ı dört parçaya bölen Lozan 100’üncü yılında

img
ANKARA - Birinci Dünya Savaşı sonrasında emperyal güçler arasında imzalanan Lozan Antlaşması’yla Kurdistan coğrafyası 4 parçaya bölünürken, Kürtlerin bu süreçte imha ve inkar politikalarına karşı direnişi büyüyerek devam etti. 
 
Ortadoğu’nun siyasi kaderini belirleyen Lozan Antlaşması, 100’üncü yılında Kürtler ve dostları tarafından tartışılıyor. Ulus devletlerin ve dünya sisteminin krizlerini aşmak ve ertelemek için giriştiği savaşların başında 1’inci Dünya Savaşı geliyor. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahdı olan Fransuva Ferdinand’ın Bosna’ya yaptığı ziyaret sırasında, Sırp milletçisi olan Gavrilo Princip’ın kendisine 28 Haziran 1914’te suikast düzenlemesi bahane edilerek karşıt görünen devletler, iki farklı tarafta birleşti.
 
SALDIRILAR BAŞLADI
 
İtilaf devletleri olarak isimlendirilen İngiltere, Fransa ve Rusya ile daha sonra bu gruba katılan İtalya bir yanda dururken Almanya ve Avusturya-Macaristan ve sonradan taraf olan Osmanlı diğer tarafta yer aldı. Benzerler konumlanınca da Avusturya-Macaristan, Sırbistan’a 23 Temmuz 1914’te ültimatom gönderdi, ardından ise 28 Temmuz’da Sırbistan’ı işgal etti. Bunun devamında ise Almanya, Belçika, Lüksemburg ve Fransa’ya saldırısı ile Rusya’nın Almanya’ya saldırısı takip etti.
 
GİZLİ ANTLAŞMALAR
 
Savaş öncesinde Osmanlı Devleti de Almanya’nın yanında savaşa katıldı. Osmanlı’nın dahil olması sonrası itilaf devletleri, gizli antlaşmalarla Osmanlı topraklarını kendi aralarında pay ettiği daha sonra ortaya çıktı. İmzalanan Boğazlar Sözleşmesi ile Osmanlı’nın başkenti olan İstanbul da dahil Çanakkale Boğazı, Rusya’ya bırakıldı. Bunun yanı sıra İngiltere tarafından kurulan ve Osmanlı’ya karşı izlenecek politikaları belirlemek üzere 8 Nisan 1915’te “De Bunsen Komitesi” kuruldu. Komite, hazırladığı “Emperyal çıkarların korunması için rapor: Asyatik Türkiye” raporu ile Osmanlı’yı merkezi bir otoriteden yoksun bırakmak ve 5 bölgeye ayırmayı hedefledi.
 
KURDİSTAN DA ANTLAŞMADA YER ALDI
 
Daha sonra ise bu doğrultuda 16 Mayıs 1916’da İngiltere ve Fransa arasında yapılan ve aynı yılın Ekim ayında Rusya tarafında da onaylanan Osmanlı Devleti’nin Ortadoğu’daki topraklarının paylaşılmasını öngören Sykes-Picot Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre; İskenderun bölgesi tamamen bağımsız, Filistin’in uluslararası güçler tarafından yönetilmesi, Trabzon, Betlîs, Wan ve Erzirom’un Rusya’ya bırakılması, Lübnan ve Suriye’nin yanı sıra Adana, Dîlok, Riha, Mêrdîn, Amed ve Musul’un Fransa’ya, Irak’ın ve Güney Mezopotamya’nın da İngiltere’ye peşkeş çekilmesi öngörüldü. Ancak Çarlık Rusya’nın yıkılması ile Rusya’da yönetime gelen Bolşevikler, 1917’de çekildiklerini duyurdu ve tüm gizli antlaşmaları teşhir etti.
 
MONDROS ANTLAŞMASI
 
Rusya’nın çekilmesi çoğu şeyi değiştirse de Osmanlı’ya yönelik pek çok politikanın değişmesine engel olamadı. Savaş henüz bitmeden Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda İtilaf Devletleri ile Osmanlı arasında 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ile Osmanlı fiilen sona erdi. Antlaşmanın 7’nci maddesi ile Osmanlı toprakları işgale hazır hale getirildi. 24’üncü maddesine göre de Kurdistan’da Ermeni devletinin kurulması amaçlandı.
 
9 MİLYON İNSAN ÖLDÜRÜLDÜ
 
İtilaf devletleri yanında savaşa sonradan katılan ABD’nin Başkanı Woodrow Wilson’un 8 Ocak 1918’de açıkladığı ilkeler gereği ise Sykes-Picot Antlaşması Osmanlı yönünden hükümsüz kılındı. Yeni bir dünya tahayyülü yapan ABD, Suriye ve Irak’ta ise İngiltere ve Fransa’ya bağlı sömürge devletlerin kurulmasını kararlaştırdı. Almanya’nın 11 Kasım 1918’de ateşkesi kabul etmesi ile birlikte savaş, kağıt üzerinde sona erdi. Bu arada 70 milyon insanın birbirine “asker kılıfı” altında ateş ettirildiği savaş nedeniyle 9 milyon kişi yaşamını yitirdi.
 
Haziran 1917’de yani bir yıl önce İtilaf Devletleri tarafında savaşa katılan Yunanistan ise Wilson ilklerine işaret ederek, İzmir’de Yunan nüfusun fazla olduğunu ve bu yerlerin kendilerinin hakkı olduğunu ileri sürdü. İtalya Yunanistan’ın bu talebinin yerine getirilmemesi için Osmanlı’nın Antalya kentine asker çıkarsa da daha sonra Yunanistan askerleri 15 Mayıs 1919’da İzmir’e ayak bastı.
 
KURDİSTAN TELGRAFI
 
Tam da bu sıralarda yangın yerine dönen Osmanlı toprakları arasında bulunan Samsun’da, Türk ve Rum halkının arasında çatışma başladı. Osmanlı, itilaf devletlerin Mondros Ateşkes Antlaşması’na dayanarak bu kargaşa nedeniyle tüm toprakları işgal etmesini önlemek için Mustafa Kemal’i, 9’uncu Ordu’nun müfettişi olarak Samsun’a gönderildi. Mustafa Kemal’in Anadolu’ya gönderilmesine dair fermanda, 3 ve 4’üncü kolordular ile; Amed, Betlîs, Xarpêt, Ankara ve Kastamonu illerinin kolordu komutanlarına doğrudan emir verebileceği yetki de yer aldı. Bu fermanla Mustafa Kemal, Kurdistan’ın büyük bir bölümüne emir verebilecek bir rütbeye ulaştı. İddialara göre çatışmaları sonlandırmak üzere Samsun’a gönderilen Mustafa Kemal’in daha sonra yazdığı Nutuk’ta İstanbul’dan çıkar çıkmaz, yeni bir Türk devleti kurma düşüncesi ile Anadolu’ya geçtiği belirtildi. 
 
Mustafa Kemal, Samsun’a çıktıktan on gün sonra ise Genelkurmay Başkanlığı’na bir telgraf çekerek, “Bağımsız Kurdistan görüşünü savunan, Diyarbakır’daki Kürt Kulübü ile hükümet yandaşı olan öteki kulüpler arasındaki çelişkinin arttığını araştırmalarımdan öğrendim. Kürtlere ve Kurdistan üzerinde etkili, savaş sırasında yakınlık ve sevgilerini çok iyi kazandığım Kürt ileri gelenlerinden bazılarına doğrudan, bazılarına kolordu aracılığıyla telgraflar çekerek, devletin gerçek durumunu ve kendilerince alınması gereken önlemler için gereği kadar bilgi vererek, etkili öğütlerde bulundum. Son günlerde edindiğim bazı bilgilere göre, Kurdistan bölgesiyle de ilgilenmek gerekiyor…”  ifadelerine yer verdi.
 
GİZLİ AMASYA PROTOKOLÜ
 
Mustafa Kemal Samsun’da bir müddet durduktan sonra 12 Haziran’da Amasya’ya, 27 Haziran’da ise Sêwaz (Sivas) ve oradan da 2 Temmuz’da Erzirom’a geçti. 23 Temmuz ve 7 Ağustos arasında Erzirom’da yapılan kongreye, kimi bilgilere göre Kurdistan kentlerinden 32 delege katıldı. 4 ve 11 Eylül arasında yapılan Sivas Kongresi ardından ise 22 Ekim 1919’da yayınlanan gizli Amasya Protokolü’nün ilk maddesinde, Osmanlı topraklarının Türklerin ve Kürtlerin oturduğu arazi olduğu, Kürtlerin Osmanlı topluluğundan ayrılmasının imkansız olduğu ve bu nedenle Kürtlerin ve Türklerin bölgenin kurtarılması için birlikte hareket etmesi gerektiği yönünde ifadeler yer aldı. Kimi tarihçiler, Mustafa Kemal’in Kürtlerin ayrılma talebini sekteye uğratmak yanı sıra yanında tutarak, Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi amaçladığını savunuyor.
 
SEVR ANTLAŞMASI
 
Bu gelişmelerin yanı sıra Osmanlı topraklarının paylaşılması için 18-26 Nisan 1920’de İtalya’nın San Remo kentinde pek çok gücün katıldığı konferans düzenledi. Bu görüşmelerde Kürt sorunu, boğazlar ve borçlar meselesi en çok dikkat çeken hususlar arasında yer aldı. 10 Ağustos 1920’de gerçekleştirilen Sevr Antlaşması ile Wan, Erzirom, Bêtlis ve Trabzon illerinin bulunduğu alanda bir Ermenistan devletinin kurulması, Suriye’nin Fransa’ya, Irak’ın İngiltere’ye verilmesi kararlaştırıldı.
 
KÜRTLER SEVR’DE NASIL TANIMLANDI?
 
Kürtlerle ilgili olan maddede ise şu ifadeler yer aldı: “İşbu anlaşmanın yürürlüğe konuluşundan bir yıl sonra 62. maddede belirtilen bölgelerdeki (Fırat’ın doğusundan, ilerde saptanacak Ermenistan’ın sınırının güneyinde… Suriye ve Irak ile Türkiye sınırının kuzeyinde Kürtlerin sayıca üstün bulunduğu bölgedeki) Kürtler bu bölgelerdeki nüfusun çoğunluğunun Türkiye’den bağımsız olmak istediklerini kanıtlayarak Milletler Cemiyeti Kongresi’ne başvurulursa ve konseyde bu nüfusun bağımsızlığa yetenekli olduğu görüşüne varırsa ve bu bağımsızlığı onlara tanımayı Türkiye’ye salık verirse Türkiye bu tavsiyeye uymaya ve bu bölgeler üzerinde bütün haklarından ve sıfatlarından vazgeçmeyi şimdiden yükümlenir.”
 
ÖZERKLİK VURGUSUYLA AMAÇ NEYDİ?
 
Osmanlıya dair bu gelişmeler yaşandığı sırada 23 maddeden oluşan 1921 Anayasası 20 Ocak’ta Meclis’te kabul edildi. Kimi görüşlere göre, bir geçiş metni konumunda bulunan bu anayasada yer alan 11’inci madde ile Kürtlere özerklik vermenin kararlaştırıldığı ancak bunun bir diğer amacının da Kürtlerin örgütlenme ve istemlerinin önüne geçilmesi olarak belirtildi. 
 
KOÇGIRÎ DİRENİŞİ
 
Bu gelişmeden hemen önce Kürt Teali Cemiyeti’nden Nuri Dersimi, Ali Şer, Alişan Bey ve Haydar Bey gibi öncüler, Mustafa Kemal ekibine karşı hep mesafeli durdu ve Şubat 1920’den itibaren Wilson ilkelerindeki özerklik maddesine dayanarak politikalarını şekillendirmeye çalıştı. Cemiyet, TBMM’ye Sevr Anlaşması gereğince özerklik talebinde bulundu ve tutukluların serbest bırakılmasını ve Kürtlerin yaşadığı yerlerden Türk memur ve askerlerinin ise çekilmesini istedi. Mustafa Kemal, önce bir “nasihat komitesi” gönderdi ve uzlaşma yollarını aradı. Kısa bir dönem uzlaşma yaşanmış gibi görünse de gerçek talepler ve sorunlar çözülmedi. Sêvas’ın Kamîlava (İmranlı) ve Koçgirî (Zara) ilçesinde yaşayan Koçgîrî Aşireti, 6 Mart  tarihinde başkaldırdı. Koçgirî, Nureddin Paşa ve Topal Osman gibi katliamcı kişilerce kanlı bir biçimde bastırıldı. Yüzlerce Kürt öldürüldü, binlercesi sürgün edildi. 
 
DİĞER PARÇALARDAKİ KÜRTLER
 
Koçgirî’nin yaşandığı dönemde yani 12 Mart’ta Kahire Konferansı düzenledi. Bu konferansta, Irak’ın kuruluşu kararlaştırıldı. Konferansa, Irak’ta yoğun bir biçimde yaşayan Kürt temsilcilerin katılması engellendi ve Irak Arap olan Faysal’a bırakıldı. Irak’ın kralı Faysal oldu. İngiltere öncülüğünde düzenlenen bu konferans ile Irak Kürtleri’nin parçalanma zemini atıldı. Bu sıralarda TBMM, Sovyetler ile Moskava Antlaşması imzaladı ve Doğu sınırları da kesinleşti. Sosyalist düşünce üzerine kurulduğu kabul edilen Sovyetler, Kürtleri ise görmezden geldi. Suriye sınırının belirlemesi için ise Fransa ile Ankara Antlaşması imzalandı. 20 Ekim’de imzalanan bu antlaşmada da Kürtlere herhangi bir hak tanınmadı.
 
BİR YANDAN YOK ETTİ, BİR YANDAN İSTEDİ!
 
Özerklik talebi ile hareket eden Kürtler bir yerden yok edilirken diğer taraftan ise Mustafa Kemal, sık sık özerklik vurgusu yapmayı sürdürdü. 22 Temmuz 1922’de El Cezire cephesi komutanı olan Tuğgeneral Nihat Paşa’ya gönderdiği bir mektupta,  “(…)yerel yönetimlerin oluşturulması iç politikamızın gereğidir. Kürtlerle dolu bölgede ise hem iç politikamız ve hem de dış politikamız açısından ölçülü yerel bir yönetim kurulmasını savunmaktayız. Ulusların kendilerini yönetmeleri yetkisi bütün dünyada benimsenmiş bir ilkedir. Biz de bu ilkeyi benimsiyoruz… Kurdistan’da Kürtlerin Fransızlar ve özellikle Irak sınırında İngilizlere karşı düşmanlığını silahlı çarpışmayla durdurulamaz bir düzeye vardırmak ve yabancılarla Kürtlerin birleşmesini engellemek aşamalı olarak yerel yönetimler kurulmasının zeminini hazırlamak ve bu yolla yürekten bize bağlılıklarını sağlamak Kürt yöneticilerinin sivil ve askerlik görevleriyle görevlendirilerek bize bağlılıklarını pekiştirmek gibi genel yollar benimsenmiştir…” ifadelerine yer vererek, özerkliğe dikkat çekti. 
 
DEVLET KURMA SÖZÜ
 
Ağustos ve Eylül’de adlandırılan şekli ile Kurtuluş Savaşı’nın son bulması ile Mustafa Kemal, çözülmeyen Musul ile ilgilenmeye başladı. Bu sırada ise Kürtler, verdikleri mücadele ile Musul’un yarısını kontrol altına alabilecek bir düzeydeydi. Bu nedenle İngiltere, Kürtlere otonom hakkı tanımak zorunda kaldı. Bir Kürt hükümeti oluşturuldu. İngiliz Yüksek Komiserliği, bu sıralarda, “İngiliz ve Irak hükümetleri, Irak sınırları içinde yaşayan Kürtlerin bu sınırlar içinde bir devlet kurma haklarının tanımaktadır” şeklinde bir bildiri yayınlasa da sonrasında bu bildiride yer alan ifadeye göre hareket etmedi.
 
KÜRT SORUNU LOZAN’I TIKADI
 
İtilaf devletleri, tam da bu süreçte yani 20 Kasım 1922’de Meclis ile İsviçre’nin Lozan kentinde “Barış Konferansı” adı altında görüşmelere başladı. Henüz resmi olarak kurulmamış olan ve Meclis ile idare edilen Türkiye Cumhuriyeti’ni İsmet İnönü temsil etti. Ailesi Bêtlisli olan İnönü Kürt olmasına rağmen, Kürtlere dair kazanımları görüşmelerde reddetti. Görüşmelerde ilerleme olmayınca 4 Şubat 1923’te görüşmeler kesildi. Görüşmelerin kesilmesinin temel etkenlerden birinin ise İngiliz temsilci Lord Curzon’nun Kürtlerin haklarını masaya yatırması oldu. İngiltere’nin bu ikili tavrı, gündemdeki yerini hep korudu.
 
ANAYASA İLE ‘TAAHHÜT’ SÖZLERİ
 
Lozan görüşmelerin kesildiği sıralarda İzmit’te 16 Ocak’ta gazeteciler ile bir araya gelen Mustafa Kemal, gazeteci Ahmed Emin Yalman’ın Kürt sorunu ile ilgili sorusuna, “Kürtlere bölgesel özerklik verileceği” şeklinde yanıt verdi ve bu durumun Anayasa ile taahhüt altına alınacağını kaydetti. Devamında ise, şu ifadelere yer verildi: “Kürt sorunu; bizim yani Türklerin çıkarına da kesinlikle söz konusu olamaz. Çünkü bildiğiniz gibi bizim milli sınırlarımız içinde bulunan Kürt unsurlar, öylesine yerleşmişlerdir ki, pek sınırlı yerlerde yoğun durumdadırlar. Fakat yoğunluklarını kaybede kaybede ve Türk unsurların içine gire gire, öyle bir sınır çizmek istesek, Türklüğü ve Türkiye’yi mahvetmek gerekir… Dolayısıyla başlı başına bir Kürtlük düşünmektense, bizim Anayasa gereğince zaten bir tür yerel özerklikler oluşacaktır… (Kürtler) İfade edilmedikleri zaman, bundan kendilerine ait sorun çıkarmaları daima beklenir… Musul bizim için çok önemlidir. Birincisi, Musul’da sınırsız servet oluşturan petrol kaynakları vardır… İkincisi, onun kadar önemli olan Kürtlük sorunudur…”
 
KÜRTLERİN VARLIĞI İNKAR EDİLDİ
 
24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile Türkiye-Suriye sınırı, Ankara Antlaşması’nda çizilen sınırlar olarak kabul edildi. Bununla birlikte Kurdistan dört parçaya bölünmesi resmileşti. Lozan’ın ardından 23 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi. 1924 Anayasası’nda ise hem Kürtler hem de diğer halkların varlığı, dili ve kültürü inkar edildi. Bu yaklaşım kendisini Meclis görüşmelerinde ve anayasada şöyle gösterdi: “Devletimiz milli bir devlettir. Çok milletli bir devlet değildir. Devlet, Türk’ten başka bir millet tanımaz, memleket dâhilinde eşit hak ve hukuka sahip olması gereken ve başka ırktan gelen kimseler de vardır. Fakat bunlara da ırki durumlarına uygun olarak haklar tanıma veya bu anlama gelecek sözler etmek caiz değildir.”
 
İNKARA KARŞI DİRENİŞLER
 
Bu süreçten sonra Türklerle birlikte işgale karşı direnişi örgütleyen Kürtler adım adım tasfiye edildi ve katliamlar, sürgünler, imha ve yok etme politikaları devreye konuldu. Bu imha ve inkar politikalarına karşı ise, Şeyh Sait (1925), Ağrı-Zilan (1930) ve Dersim (1937) direnişleri yaşandı.
 
Özellikle 1970’lerden sonra artan inkar ve imha politikalarına karşı Abdullah Öcalan öncülüğünde kurulan PKK’nin başlattığı mücadele, devlet tarafından “29’uncu isyan” olarak nitelendirildi. 40 binden fazla insanın hayatını kaybettiği, faili meçhul cinayetlere kurban gittiği, kaybedildiği, topraklarını terk etmek zorunda kaldığı bu çatışma halinde farklı dönemlerde devlet ile yapılan görüşmeler de oldu. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çabalarıyla başlayan ve kamuoyu önünde heyetler aracılığıyla kurulan ilk temas ise, 2013-15 yılları arasını kapsayan “çözüm süreci” oldu.
 
Özellikle Suriye’de Kürt güçlerinin kazanımlar elde etmesi ve Türkiye’de Kürt siyasal hareketinin 7 Haziran 2015 tarihinde seçim barajını geçerek, AKP’yi iktidardan düşürmesi gibi kritik gelişmeler sürecin siyasi iktidar tarafından bitirilmesine neden oldu. Keza 2014 yılında hazırlanan Çöktürme Planı ve sürecin yasal statüye kavuşturulmaması, sürecin bitirilmesinin kararlaştırıldığının göstergesiydi.
 
LOZAN İLE AYNI TARİHTE ÇATIŞMALAR BAŞLADI
 
Dolmabahçe Sarayı’nda hükümet ve devlet yetkilileri ile İmralı Heyeti üyeleri arasında kameralar önünde mutabakat imzalanmasına varan diyalog süreci, 2015 tarihinde, 23 Temmuz’u 24 Temmuz’a bağlayan gece Kandil’e yönelik girişilen hava saldırısıyla resmi olarak sona erdirildi.
 
Aradan geçen 8 yılda siyasi soykırım operasyonları, kayyımlar, binlerce kişinin tutuklanması ve öldürülmesine neden olan çatışma hali sürdü. Kürt siyasal hareketi ise Lozan’ın 100’üncü yılında itirazlarının daha fazla yükseltemeye devam ediyor.
 
MA / Mehmet Aslan
 

Diğer başlıklar

23/07/2023
12:18 Cemile Çağırga anısına yazılan öykü kitabı çıktı
12:07 Amed'te Lozan’a karşı ortak açıklama yapılacak
12:00 Riha'da DEDAŞ'a tepki: Bu zulümden vazgeçin
11:03 Yunanistan’da yangın: Köyler boşaltıldı, 2 bin kişi tahliye edildi
10:49 Lozan Konferansı ikinci gününde
10:14 Tahliye edilen suç örgütü yöneticisinden Bahçeli'ye ziyaret
10:03 Lozan, Jin Dergi'nin kapağında
09:45 İlaca zam
09:11 Av. Şahin: Disiplin cezası avukat görüşüne engel değil
09:10 Ege'de ekolojik talan son hız sürüyor
09:08 Nas: Bu fragman, daha büyük vergiler göreceğiz
09:07 Amed’te ekolojik tahribat: Halk yaşam alanlarını korumalı
09:05 Mukriyan: Yeni Lozan’a karşı 4 parçada birlik sağlanmalı
09:04 Wan sokakları: Savaş sürdükçe kriz de sürecek
09:00 23 TEMMUZ 2023 GÜNDEMİ
22/07/2023
23:56 CHP, Halk TV ile anlaşmasını sonlandırdı
23:24 Lozan konferansı: Yeni yüz yılda ulusal birlik önemli
22:19 İHD, Cumartesi Anneleri için eyleme geçiyor
21:52 Erenler Cemevi’nde Muharrem Orucu programı
21:18 HÜDA PAR yöneticisi öldürüldü
20:29 Halk toplantıları sürüyor: Bu kültürü yaymalıyız
19:23 Lozan konferansında ulusal birlik mesajı
19:02 Tarım işçilerini taşıyan minibüs kaza yaptı
18:59 Büyük Lozan mitingi: Kürtler dört parçada direnmeye devam edecek
18:49 Nevşehir’de bir kadın ve kızı katledildi
18:38 Dêrsim’de gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
17:58 Meletî’de 4.2 büyüklüğünde deprem
17:45 Cumartesi Anneleri: Vazgeçmeyeceğiz
17:25 Havuz medyanın hedef gösterdiği Kandemir tutuklandı
15:51 Baro başkanları: Cumartesi Annelerinin eylemi meşrudur
15:51 Dersim’de Cumartesi Anneleri'ne destek eyleminde 6 gözaltı
15:31 Lozan yürüyüşle protesto edildi
14:57 İHD: Ağır hasta tutuklu Kuday’ın infazı ertelenmeli
14:41 Lozan Belediye Başkanı: Kürtlere yeni bir sayfa açalım
14:33 Üç günlük bilanço: 16 asker yaşamını yitirdi
14:24 Kaymakamlık Kiğı Doğa ve Kültür Festivali’ni yasakladı
14:20 F Oturumu’nda Özge Özbek için çağrı
14:20 Dündar, Abayay ve Aydın'ın failleri soruldu
13:49 Kemal Türkler mezarı başında anıldı
13:40 RAWA: Kürt kadınlarının cesaretinden ilham aldık savaşmaya devam edelim
12:16 Zap’ta 8 asker yaşamını yitirdi
12:04 Cumartesi annelerinin eylemine müdahale: Hukuk yok Anayasa yok
11:50 Hava almak için tel örgüleri aralayan 8 tutukluya 10'ar ay hapis
11:34 104 isimden ‘Merdan Yanardağ’a özgürlük’ kampanyası
10:55 HDP: Kemal Türkler hak mücadelesine rehber olmaya devam ediyor
10:33 Zap ve Avaşîn bölgesinde bir asker yaşamını yitirdi
10:25 Musa Anter Gazetecilik Ödülleri için başvurular başladı
10:00 İmralı'da bir 'disiplin cezası' daha
09:25 100’üncü yılında Lozan’da konferans ve yürüyüş: Kürtler gelecek yüzyılını tartışıyor
09:05 Gazeteci Aykol: AB ülkeleri Türkiye’yi istemiyor
09:05 Kalyon Holding mera alanında GES projesi başlattı
09:03 Temelli: Lozan çözümsüzlüğün belgesidir
09:03 Cezaevindeki şüpheli ölüm davası: Deliller yok sayıldı, failler beraat etti
09:03 İHD Wan Şube Başkanı Durmaz: Tecride karşı mücadele şart
09:02 Yeniden yapılanma toplantıları sürüyor: Halkın tek isteği özgürlük
09:01 Pazarda fiyatlar yükseliyor, yurttaşlar kiloları düşürüyor
09:00 22 TEMMUZ 2023 GÜNDEMİ
21/07/2023
23:27 Hindistan’da kadınlar çete liderinin evini ateşe verdi
22:31 Qoser’de bir gencin yaşamına son verdiği iddia edildi
21:02 RTÜK’ten Halk TV’ye ceza
20:57 Riha ve Şirnex'te halk toplantılarına yoğun katılım
20:06 Pîrsûs anmasında gözaltına alınan 2 genç tutuklandı
19:55 Yargıtay, Özgür Gündem davasında yargılanan gazetecilerin cezasını onadı
19:42 Amed Emek ve Demokrasi Platformu'ndan gazetecilere ziyaret
18:29 4 büyüklüğündeki depremde ağır hasarlı bina yıkıldı
17:21 Zonguldak’ta 54 işçi hastaneye kaldırıldı
17:04 Gazeteci Salaz: Türkiye havadan bombalıyor, KDP karadan ilerlemeye çalışıyor
16:43 DEDAŞ'tan işçi eylemi sonrası açıklama
16:24 Kargoyla gönderilen kıyafette takip cihazı çıktı
15:40 Karşıyaka Belediyesi işçileri maaşları için eylemde
15:35 Mêrdîn’de ekmeğe zam
15:35 ‘Dina’nın davası kadın mücadelesi veren herkesin davasıdır’
15:09 Mültecilere işkence yapan askerler ihbar edildi
13:41 DEDAŞ çalışanları: Taleplerimiz karşılansın
13:10 Zap ve Metîna'da yeni bir saldırı başlatıldı
12:59 Diril davasında Apro Diril’e müebbet hapis cezası
12:37 100. yılında Lozan Antlaşması ve Kürtler
12:24 Barzani'yi eleştiren gazeteci kaçırıldı
12:22 Gazeteci Müftüoğlu ve Yılmaz’ın iddianamesi hazırlandı
11:58 Mutlak tecrit uygulanan Abdullah Öcalan’ın ailesinden yeni başvuru
11:14 TOBB’ye göre 6 ayda 9 bin 852 şirket kapandı
10:46 Yenişehir kayyımı mahalleyi sattı
09:55 DEDAŞ işçileri haklarının iadesi talebiyle iş bıraktı
09:30 Soylu ‘eylem yapacaklar’ demişti: Takipsizlik kararı verildi
09:13 Motorine zam
09:12 Yüksel Mutlu: Lozan aşılabilir, bu örgütlülüğümüze bağlı
09:10 Serêkaniyê’de 2 polisi kim öldürdü?
09:09 AKP’nin ‘ayrımcı’ düzenlemesi: Öç alma duygusu taşıyor
09:07 Yolsuzlukları gündeme getiren 26 sendikalıya soruşturma
09:06 Halk kütüphanesinden tutuklulara şart: Veri paylaşmayana kitap yok
09:03 Çocuğa cinsel saldırıda bulunan imamın cezası bozuldu: Gönüllü vazgeçti!
09:02 Ali Baran: Kürdün sanatçısına, kültürüne, diline zulüm yapılıyor
09:00 Tarihçi Kieser: Erdoğan Lozan ile manipüle ediyor
09:00 21 TEMMUZ 2023 GÜNDEMİ
08:42 İstanbul ve İzmir'de gözaltına alınan 134 kişi serbest
00:13 Dağ ve Er açlık grevini sonlandırdı
20/07/2023
22:37 Mêrdîn'de askeri hareketlilik
21:55 Pirsûs'ta katledilen sosyalistler Ulm’da anıldı
20:58 İHD’den Pirsus Katliamı anısına söyleşi
20:20 Türkiye geneli ekmeğin fiyatı 12 TL oluyor
19:51 Halk toplantılarında yurttaşlar tecride dikkat çekti
18:57 Kentlerde Pirsûs Katliamı anması: Adalet yerini bulsun!
18:46 Mûş’ta tutuklanan 12 kişi hakkında tahliye kararı
18:26 İngiltere’de doktorlar 50 yıl sonra greve çıktı
18:22 TMMOB, Rişmîl’deki hukuksuzluğa karşı uyarıda bulundu
18:04 ‘Pirsûs Katliamı’nın failleri yargılanana kadar mücadeleye devam’
17:54 Can Atalay için AYM'ye başvuru
16:37 30 yıllık tutuklunun tahliyesi ikinci kez ertelendi
16:26 TJA dosyası Ankara’ya gönderildi
15:41 Sibel Çelik’in cenazesi toprağa verildi
15:28 Tutuklular için mektup kampanyası
14:57 Buca'da rant projesi iptal edildi
14:31 Merkez Bankası’ndan faiz artırımı
14:28 EYT’den sözleşmeli personel için zorunlu emeklilik çıktı!
13:45 Seçimde tutuklanan gençler tahliye edildi
13:43 ÖHD: Ağır hasta tutuklu Kuday’ın yaşamı risk altında
13:42 33 ‘düş yolcusu’ anması: Yoldaşları düşleri için savaşıyor
12:56 Evrim Deniz’in annesinden mektup: Mezarlık ziyaretini bile çok gördüler
12:51 KESK: Yetkililerin sorumluluklarını örtbas etmeyin
12:48 TJA: Lozan halklar nezdinde meşru değil, iptal edilmeli
12:41 Kimyasal atık tankeri 5 aydır Aliağa'da bekletiliyor
12:36 Abdullah Öcalan için AP’de ‘acil’ açıklama yapılacak
11:25 Asrın Hukuk Bürosu'ndan İmralı başvurusu
11:13 'Jin, jiyan, azadî' direnişine destek veren eğitimci tutuklandı
10:46 Irak-İran savaşında ölen 26 askerin kemikleri ailelerine teslim edildi
10:19 Kayyım bir mahalleyi 3’üncü defa satışa çıkardı
09:15 Şirnex'te ev ev, mahalle mahalle halk toplantısı
09:14 Dünya Şiir Antolojisi’nde Türkiye’den 8 şair yer aldı
09:13 İmralı'dan haber alınamıyor: Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyoruz
09:12 EŞİK kadın kazanımları için görüşmelere başladı
09:12 ‘Savaş kadına yönelik şiddeti arttırıyor’
09:11 ‘Eğitim toplumu şekillendirmenin aracı haline getirildi’
09:10 Amed'te zam tepkisi: Fakirler cefada, zenginler sefada
09:07 Pirsûs Katliamı’nda annesini yitirdi: 8 yıldır büyümedim
09:05 Halk toplantılarında en büyük talep tecridin kaldırılması
09:03 Kurdistan’ı dört parçaya bölen Lozan 100’üncü yılında
09:00 Yörük kültürü Anı Evi’nde gelecek nesillere aktarılacak
09:00 20 TEMMUZ 2023 GÜNDEMİ
19/07/2023
23:25 Kuzey ve Doğu Suriye’de Rojava Devrimi kutlamaları
21:40 Halk toplantısı: Üçüncü yolu doğru işlemeliyiz
21:28 BM önünden Lozan eylemine çağrı
20:15 TBB’den ÖTV ve KDV artırımının iptali istemiyle dava
19:40 Karma eğitimi hedef alanlara yanıt: Mücadelemizle alaşağı edeceğiz
19:08 Meclis olağanüstü toplanıyor
18:59 Amed halk toplantılarında Rojava Devrimi vurgusu
18:31 İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nden zam tepkisi
18:26 KESK TİS görüşmeleri boyunca meydanlarda olacak
17:55 SOHR: Rusya’nın Himêm üssüne saldırı düzenlendi
17:40 Wan’da ekmeğe zam
17:29 Xîzan’da ormanlık alanlar bombalanarak tahrip ediliyor