İSTANBUL - Lozan Antlaşması'nın 100. yılı dolayısıyla Lozan’da yapılacak büyük yürüyüş ve konferansa tüm kesimleri davet eden CDK-S Eşbaşkanı Selma Sürer, “Bu yürüyüş, miting ve konferans bizim birlikteliğimizin dünyaya yansıması olacak" dedi.
Birinci Dünya Savaşı sonrası galip gelen güçler ile Türkiye arasında 24 Temmuz 1923’te İsviçre’nin Lozan kentinde imzalanan Lozan Antlaşması, bu yıl 100'üncü yılını dolduruyor. Kurdistan coğrafyasının Türkiye, Irak, Suriye ve İran arasında pay edildiği antlaşma sonrası Kürtler ve farklı halklar inkar, imha ve asimilasyona maruz kaldı. Kürtler ve dostları, yeni benzer bir süreci yaşamamak için Lozan'ın 100'üncü yılı dolayısıyla çeşitli eylem ve etkinliklere hazırlanıyor.
Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) öncülüğünde 22 -24 Temmuz’da, antlaşmanın imzalandığı Lozan kentinde yürüyüş ve konferans düzenlenecek. Lozan Antlaşması'nın 100. Yıldönümü Çalışmaları ve Faaliyetleri Komitesi, 22 Temmuz’da Lozan’da merkezi bir yürüyüş ve miting gerçekleştirecek. 23-24 Temmuz’da ise, yine aynı kentte “Büyük Kürdistan Konferansı” gerçekleştirilecek.
Komitede yer alan İsviçre Demokratik Kürt Toplumu (CDK-S) Eşbaşkanı Selma Sürer, yapılacak eylem ve etkinlikleri değerlendirdi.
ANTLAŞMANIN YAPILDIĞI BİNA ÖNÜNDE AÇIKLAMA
Bir süredir eylem ve etkinliklerinin sürdüğünü, 22-24 Temmuz'da ise final miting ve konferansı gerçekleştireceklerini kaydeden Sürer, yürüyüşün antlaşmanın imzalandığı Beau-Rivage Place binasının önünden başlayacağı ve antlaşmanın resmiyete dönüştüğü yer olan Rumine Sarayı’nın önüne kadar devam edeceğini aktardı. Sürer, yürüyüş sonrası miting gerçekleştireceklerini ve hemen sonrasında konferans yapacaklarını belirtti. Konferansın ulusal birlik temalı olacağına dikkati çeken Sürer, konferansın sonuç bildirgesini ise 24 Temmuz'da Rumine Sarayı önünde açıklayacaklarını dile getirdi.
57 KURUM KATILACAK
Komitede Kurdistan’ın dört parçasından 57 kurumun yer aldığını dile getiren Sürer, Kurdistanî kurumların yanı sıra farklı inanç ve kimliklerden kesimlerin de komite içerisinde yer aldığını aktardı.
Sürer, “Örneğin Başûr’dan (Federe Kurdistan Bölgesi) YNK ile Goran Hareketi, Rojhilat’dan (Doğu Kurdistan-İran) Komela, Rojava’dan (Kuzey ve Doğu Suriye) Özerk Yönetim ve Bakur’un tüm temsiliyetleri yer alıyor. Kadın ve gençlik hareketleri, Alevi ve Êzidîler, Asuriler, Süryaniler ve Ermeniler de bu yapı içerisinde yer alıyor” dedi.
'KDP GELMEDİ'
"Kürtler yüz yıllık bir soykırım kıskacında" diyen Sürer, “Bu parçalanmışlığa tahammül edemiyor, artık Kürt halkının tümünün ulusal birliğinin sağlanmasının zamanının geldiğini söylüyoruz. Şu an bu birlikteliği büyük oranda yakalamış durumdayız. Önemli olan bu birlikteliğe ilişkin bundan sonra nasıl bir yol haritası çizeceğimiz ve bu birlikteliği nasıl güce çevireceğimizdir. Bu gücün içerisinde Kurdistan’ın dört parçasının da olması çok anlamlı. Tabi bunun tersi olan bazı şeyler de var ve bu bizi üzüyor. Örneğin KDP’yi, KNK üzerinde ısrarla çağırıp davet etmemize rağmen KDP bu çalışmalara bireyci yaklaşarak katılmadı. Bireyci yaklaşımlarından kastım Türkiye ile olan çıkarları nedeniyle katılım göstermediler. Bu nedenle KDP etrafında olan diğer yapılar da gelmediler” şeklinde konuştu.
ULUSAL BİRLİĞİN ÖNEMİ
Gerçekleştirdikleri programlarla ulusal birliği sağlamayı amaçladıklarını ifade eden Sürer, gerçekleştirdikleri yürüyüş ve konferansın da bu anlamda tarihi bir önem taşıdığına vurgu yaptı. Sürer, şöyle konuştu: "Kürtler üzerinde yüz yıldır oynanan oyunlar ile yapılan katliamların birçoğu Lozan Antlaşması'na bağlı olarak yapıldı. Bu yüzden de antlaşmanın yüzyılını büyük bir final ile yapmayı hedefliyoruz. Bu yürüyüş, miting ve konferans bizim birlikteliğimizin dünyaya yansıması olacak. Lozan’da nasıl bizi parçalamaya çalıştılarsa Süryaniler, Asuriler, Êzidiîler, Ermeniler için de aynı şeyi yapmak istediler. O yüzden sadece Kürtleri değil, Kurdistan’ın dört bir yanında yaşayan tüm inanç ve kimlikleri de davet ederek, sesimizi tüm dünyaya duyuralım diyoruz. Ya birlik ya birlik.”
MA / İbrahim Irmak