İSTANBUL - İstiklal Caddesi’nde 6 kişinin ölümüne neden olan bombalı saldırıdan yargılanan Ahlam Albashır, bombanın Türkiye’den Bilal adlı kişi tarafından teslim alındığını belirtti.
İstanbul Taksim’de bulunan İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım 2022 tarihinde 6 kişinin ölümüne neden olan bombayı bırakan Ahlam Albashır’ın da olduğu 36 sanık hakkında açılan dava İstanbul Çağlayan Adliyesi 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, bombayı yerleştiren Ahlam Albashır’a 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ve bin 949 yıl 6 aydan 3 bin 9 yıla kadar hapsi isteniyor.
Tercüman aracılığıyla savunma yapan Ahlam Albashır, iddianamede doğru olmayan şeyler olduğunu belirterek, arkadaşı aracılığıyla Hasan Jamili ile tanıştığını söyledi. Albashır, “Kardeşim Türk ordusuyla birlikte Afrin’deydi. Hasan benimle konuşmak istediğini söyledi. Birisiyle Türkiye’ye gönderileceğimi, karısı olarak gözükeceğimi söyledi. Daha sonra isminin Bilal olduğunu öğrendim. Bir evlilik sözleşmesi verdiler. Suriye sınırında duvarın yakınına bırakıldım. Biraz bekledik, sonra duvarı atlayıp Türkiye’ye geçtim. 4 kadın 7 erkektik. Bir araba geldi, bir Türk bizi aldı ve başka bir araca götürdü. Sonra yine başka bir araca bindik ve bir eve götürüldüm. Biraz oturduktan sonra bir araç daha geldi ve bizi aldı. Herkesi konuma göre indirmeye başladılar” diye aktardı.
Albashır, Suriye’den İstanbul’a gelene kadar herhangi bir jandarma kontrol noktasına takılmadığı yönündeki soruya karşılık, herhangi bir kontrol noktasına takılmadığını söyledi.
‘BOMBAYI SURİYE’DEN GETİRMEDİM’
Albashır, sonrasında yaşananları şu sözlerle aktardı: "Bana ‘Taksim'e gideceksin’ dediler. Bana denildiği gibi Taksim’e gittim fotoğraf çektim. En son ‘Fatih’e gideceksin’ denildi. Bilal’e fotoğraflar gönderiyorlardı. Ben de gidiyordum. Fatih’te camiye gittik. İçerisine girip fotoğraf çekip geri döndük. Bombayı Suriye’den getirdiğimizi söylemiştim ama öyle olmadı. Bombayı buradan Bilal teslim aldı. Bilal bana aldığı adamın yüzünü görmediğini söyledi. Daha sonra Bilal çivi almaya gitti. Sonra birini aradı, 'Ben biraz eşimle kalacağım. Biraz geç gelir misin?' dedi. Bantların üzerine çivileri yapıştırdı. Sonra hamur gibi bir şey yoğurmaya başladı. Sonra Bilal bir yere gitti. Saatler sonra geri geldi. Geldiğinde üzerinde dolar cinsinden para vardı. Bilal her şeyi hazırladı. Çantanın içine koydu. 'Eğer sana bir şey sorarsa Almanya'ya gideceğini söyle' dedi. Sen Suriye'ye döneceksin, ama diğerlerinin önünde Almanya'ya gideceğiz diyeceksin."
'BOMBAYI GÖRÜNCE POLİSİ ARADIM'
Olay günü Bilal’in çantayı kendisine vererek, "Çarşıya in herhangi bir yere otur” dediğini aktaran, Albahsır, “Makyaj malzemesi satan bir yere girdim. Sonra da bir yere oturup beklemeye başladım. Orada otururken bana Hacı’dan video geldi. Biri arkamdan benim videomu çekmiş, korktum. Çantayla oynadım. Bombayı gördükten sonra polisi aradım ama Türkçe bilmiyordum. Hacı bu esnada, ‘Çantayı bırak yürü’ dedi. Bilal'i sordum 'Onu boş ver' dedi. Caddenin başına doğru yürüdüm. Taksiye bindim. Eve gittim" dedi.
Mahkeme Başkanı, Albashir’a, "İlk ifadende bombayı göğsünde getirdiğini söylemiştin" hatırlatmasında bulunurken, Albhasir, “Hacı beni tehdit etmişti. Korkuyordum. O yüzden öyle söyledim" dedi.
DURUŞMA ERTELENDİ
Mütalaasını açıklayan Savcı, tutuklu sanıkların kaçma şüphelerini gerekçe göstererek, tutuklu hallerinin devamını talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutukluluğun devamına karar verirken, duruşmayı 25 Eylül’e erteledi. Mahkeme başkanı bir sonraki duruşmada, Kürtçe ve Türkçe tercümanların da hazır edilmesine karar verdi.