ANKARA - KDP’nin sınır hattında bulunan ve Federe Kurdistan Bölgesel bayrağı asılı karakollara TSK askerlerinin yerleştirildiğini belirten gazeteci Necmettin Salaz, “KDP bu savaşın içindedir ve taraftır” dedi.
Türkiye'nin KDP’nin desteğiyle 17 Nisan 2022'de Federe Kurdistan Bölgesi'nin Zap, Metina ve Avaşin bölgelerine yönelik başlattığı saldırılar devam ediyor. Kimyasal saldırıların yanı sıra birçok noktada çatışmalar sürerken, 7 Temmuz itibariyle sınır hattındaki hareketlilik de arttı. Colemêrg’in Çelê (Çukurca) ilçesinde askeri hareketlilik yaşanırken, Gever (Yüksekova), Şemzînan (Şemdinli) ve Rûbarok (Derecik) ilçelerinden her gün sınıra askeri ve teçhizat sevkiyat yapılıyor. Saldırılarla sonuç alamayan Türkiye’nin, KDP’nin desteğiyle bölgede yeni operasyonlar başlatacağı belirtiliyor.
Federe Kurdistan bölgesinde yaşayan gazeteci Necmettin Salaz, sınır ötesi operasyonlarının KDP eliyle sistematik olarak devam ettiğini belirterek, KDP’nin tarihi boyunca Kürtlere karşı işbirliği içinde olduğunu söyledi.
KDP’nin işbirliği nedeniyle Kürtlerin tepkisini aldığını dile getiren Salaz, “KDP, Kürtlerin özgürlüğü konusuna kendisini her zaman olduğu gibi uzak tutuyor. Pratikler, siyasi aktörlerin söylemleri şaşırtıyor. KDP gibi birçok yapı var. Hiçbiri böyle yapmıyor. Örneğin, Goran, Yekîtî, komünist ve sosyalistler gibi yapıların mücadelesi ve emekleri var. Ama KDP’yi aynı kefeye koymamamızın başka sebepleri var. KDP bugün Kürtler tarafından sürekli eleştiriliyor. KDP tarihine bakarasınız, Kürtlerin ve Kurdistan’ı işgal etmeye çalışan düşmanlarla sürekli işbirliği halindedir. Bugün de KDP askeri kontrol noktaları Türkiye’nin elindedir. Karakollarda Federe Kurdistan bayrakları asılı ama içinde Türk askerleri var. Gerillaya karşı Türkiye’nin başlattığı operasyonlarda, KDP bu savaşın içindedir ve taraftır. Hewlêr’de Türk istihbaratı cirit atıyor. Burada helikopter pistleri var ve Türk savaş uçakları istediği zaman gerilla alanlarını bombalıyor. KDP bunların hepsini gizli bir şekilde yaptığını zannediyor ama herkes bu durum farkında” diye konuştu.
KÜRT'Ü BİTİRME POLİTİKASI
AKP-MHP iktidarının askeri operasyonlardan tek başına sonuç alamadığını ve KDP’yi dahil ettiğini belirten Salaz, “AKP-MHP iktidarı Kürtlerin özgürlük mücadelesini tek başına bitiremeyeceğini anladı. Hatta AKP-MHP iktidarı, gerilla alanlarında kimyasal silah bile kullandı. Bütün teknolojik silahlar kullanılmasına rağmen PKK’yi ne gerilettiler ne de zayıflatabildiler. AKP-MHP iktidarı Kürt’ü bitirme politikası tutmayınca, içerde dışarda çareler aramaya başladı. Bunun için KDP ile işbirliği yapma yoluna girdiler. Amaçları hem Kürtlerin özgürlük mücadelesini geriletmek hem de PKK ve KDP’yi karşı karşıya getirmek. KDP’de bu politikaya uygun bir yapıydı ve kabul etti. KDP’nin bunu kabul etmesinin en önemli sebeplerinden birisi de Kurdistan’ın bir bölümünü ya da tamamın Barzani aşiretinin yönetmesini istiyor olmasıdır. Bu nedenle KDP ne kadar Kürt düşmanı devlet veya yapı varsa, işbirliği yapmaya her zaman hazırdır” diye belirtti.
KDP'NİN TÜRKİYE'YE DESTEĞİ
KDP’nin bazı kaygıları nedeniyle PKK ile doğrudan savaşmadığını söyleyen Salaz, “KDP bugün Türkiye desteğiyle doğrudan PKK ile savaşmak istiyor ama bazı kaygıları var. PKK’ye karşı başlatacağı savaşı kontrol ettiği bölgelerdeki Kürtlere izah etmek zorundadır. Duhok, Zaho ve Hewlêr’deki Kürtlere anlatması lazım. Burada yaşayan Kürtler, KDP’ye ‘Neden PKK ile savaşıyorsun, senin derdin nedir’ diye sorar. PKK 40 yıla yakındır NATO'nun en büyük 2’nci ordusuna ve Kurdistan’ın en büyük işgalci gücüne karşı savaşmış ve perişan etmiştir. Türk devletini ekonomik açıdan batma noktasına getirmiştir. PKK bütün savaş, hile ve çeşitli yöntemlerini ekarte etmiş dimdik ayakta duran ve Kürtlerin 21’inci yüzyılda kazanımlarını artırarak devam ediyor. PKK’yi benimseyen, mücadelesinin başarıya ulaşacağını inanan Kürtlere, KDP ‘ben doğrudan savaşırım’ dediği zaman, kendini bitirir. İkincisi KDP, dağda PKK ile savaşmaya başladığı anda şehirlerde Kürtler KDP’nin bütün kurumlarını eline geçirir. Bunun için KDP doğrudan PKK ile savaşmak yerine, Kürtlerin düşmanlarıyla dolaylı yoldan savaşmayı tercih ediyor” ifadelerinde bulundu.
ÇIKARA DAYALI POLİTİKALAR
KDP’nin bütün politikasının aile çıkarlarına dayalı olduğunu söyleyen Salaz, “Gün gittikçe bunu bütün Kürtler net anlayabiliyor. Kürtlerin bu gizli yardımların farkında olmadığını düşünüyor. Bugün Kürt halkı KDP’nin ne olduğunu, amacının neye dayalı olduğunu net bir şekilde görebiliyor. Güney Kurdistan’da son genel seçimlerde KDP yüzde 35 oy aldı. Sandığa gitmeyen seçmen sayısı ise yüzde 65’tir. Yani KDP’nin yönettiği bölgelerde halkın yüzde 65’i, KDP’yi doğru bulmuyor ve sandığa gitmiyor” dedi.
ULUSAL BİRLİK ÇALIŞMALARI
KDP’nin kapitalist modernite güçleriyle hareket ettiği sürece Kürt ulusal birliğine gelemeyeceğini söyleyen Salaz, ulusal birlik çalışmalarının KDP dahil edilmeden devam etmesi gerektiğini vurguladı. Salaz, şunları söyledi: “Kürt partileri, Kürt ulusal birliğinin oluşumunda büyük çalışmalar yürütüyor. Ama birçok defa çağırmalarına rağmen KDP bu duruma kulak bile asmadı. KDP’nin ulusal çizgiye gelmemesi veya ulusal birlikteliği istememesini iki şeye bağlayabiliriz. Birincisi KDP’nin kapitalist moderniteyi benimsemiş olmasıdır. İkincisi ise ‘bütün Kürtler benim iktidarımın altında yaşasın’, Kurdistan’ın bütün yer altı ve yerüstü zenginlikleri, gelirleri ellerinde tutmak istemesidir. Kürt partilerinin başlattığı ulusal birlik çalışmasında birçok defa Mesut Barzanî’ye çağrıda bulunarak, ulusal birlik çalışmalarını başında yer almasını istediler ama bütün çağrılara rağmen sustular. KDP anlayışında ‘biz’ mantığı yoktur. KDP hiçbir zaman ulusal birliğe gelmeyecektir. KDP aile partisi olduğu sürece, tavrı hep bu şekilde olacaktır. Bütün yapılar ulusal birlik için ellerinden ne geliyorsa yapıyor ve KDP dahil olmuyorsa, KDP’siz çalışmalarını yürütsünler.”
MA / Hakan Yalçın