WAN - Avukat Ömer Alagöz, “cezaevinde kalabilir” raporları veren ATK’nin eşitlik ilkesini ihlal ettiğine işaret ederek, hasta tutukluların ölüme terk edildiğini söyledi.
Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) verdiği raporlar nedeniyle tahliyeleri engellenen hasta tutuklular, cezaevlerinde ölüme terk ediliyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre; 651’i ağır bin 517 hasta tutuklu bulunuyor. Aynı verilere göre, 2022 yılında 78, 2023 yılının ilk 5 ayında ise 15 tutuklu cezaevinde yaşamını yitirdi. İHD’nin ağır hasta tutuklu listesinde yer alan ve 22 Mart'ta tahliye edilen 30 yıllık tutuklu Abdulhalim Kırtay, 12 Mayıs'ta yaşamını yitirdi. Bedlîs’te 2014 yılında “örgüt üyeliği” iddiasıyla 15 yıl hapis cezası verilen ve 9 yıl tutuklu bulunan 31 yaşındaki Behçet Kaplan, 15 Mayıs’ta tutulduğu Ahlat T Tipi Cezaevi’nde yaşamını yitirdi. Son olarak Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde 2 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan ve akciğer hastası olan 52 yaşındaki Bişar Yazıcı, 8 Temmuz’da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
‘TUTUKLULAR ÖLÜME TERK EDİLİYOR’
ATK’nin tamamen artık bir talimat kurumu haline geldiğine dile getiren Avukat Ömer Alagöz, hasta tutukluların ölüme terk edildiğini söyledi. Alagöz, “ATK olumlu hiçbir adım atmıyor. Bu da ölümleri tetikliyor. Ölümler, ardı arkası kesilmeyecek şekilde devam ediyor. Son dönemde bu durum daha da artmaya başladı. Hasta tutuklular konusunda çok ciddi adımların atılması gerekiyor. Eşitlik ilkesi gereği, Anayasa Mahkemesi ve AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kararları noktasında en azından suç ayrımı gözetmeksizin, herkese eşit bir biçimde davranılması gerekiyor” dedi.
‘ATK EŞİTLİK İLKESİNİ İHLAL EDİYOR’
ATK’nin açık bir şekilde eşitlik ilkesini ihlal ettiğini vurgulayan Alagöz, siyasi tutuklulara karşı özel bir politika izlendiğinin altını çizdi. Alagöz, “Yüzlerce tutuklu ihtiyaçlarını kendi başına karşılamamasına rağmen sağlık sorunları veya barınma ihtiyaçlarının daha hijyenik ortamlarda sağlanması gerekirken, ne yazık ki Adli Tıp Kurumu’nun vermiş olduğu raporlar neticesinde tutuklular cezaevinde ölüme mahkum ediliyorlar. ‘Sürekli Hastalık, Sakatlık ve Kocama Sebebiyle Kişilerin Cezalarının Hafifletilmesi veya Kaldırılması Hakkında İşlemler’ başlıklı genelge de sonuç vermedi. Bu genelgeyle ilgili bugüne kadar hiçbir somut adım atılmadı. Ne cezaevi şartlarında iyileşmeler ne hasta tutukluların şartlarında iyileşmeler ne de ATK’nin bu son dönemdeki tutumu ile ilgili hiçbir iyileşme yapılmadı. Laf olsun diye çıkarılmış bir genelge. Genelgenin siyasi ve hasta tutuklulara hiçbir katkıda bulunmadığı apaçık ortadadır” diye konuştu.
‘TARAF SÖZLEŞMELERE UYULMUYOR’
Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere uyulmadığını sözlerine ekleyen Alagöz, şöyle konuştu: “Türkiye sözleşmelere uymuş olsaydı, cezaevlerinde bu denli ölümler ve hak ihlalleri olmazdı. Bugün AİHM’in Türkiye’yi mahkûm ettiği sayısız konu var. Biz infaz erteleme talebinde bulunurken, bu kararları gerekli savcılık veya Adalet Bakanlığı’na iletmemize rağmen bunların hiçbir geçerliliği olmuyor. Bu durumda ölümler devam ediyor. 30 yıl tutuklu kaldıktan sonra bırakılıp yaşamlarını yitiriyorlar. Şu an cezaevinde bulunan bütün tutukluların sağlık problemleri var. Cezaevlerindeki olumsuz koşullar, cezaevi idaresinin siyasi tutsaklara özel göstermiş olduğu tutum ve ATK’nin özel bir şekilde vermiş olduğu raporlar, bunların hepsini tetiklemektedir.”
İktidarın politikaları nedeniyle ihlallerinin her geçen gün arttığına dikkat çeken Alagöz, “Tutuklular için uygun bir adım atılmıyor ve bu olumsuzluklar zinciri sürekli olarak devam ediyor. Bir iyileştirme yapılmadığı takdirde sürekli aileler acı çekecektir. Bu durumla ilgili hemen gerekli ve ciddi adımların atılması gerekmektedir” şeklinde konuştu.