İZMİR - Asgari ücrete yapılan zammın cebe girmeden eridiğini vurgulayan İşçi Emekçi Birliği İzmir üyeleri, işçileri bu düzene karşı örgütlenmeye çağırdı.
İşçi Emekçi Birliği İzmir, ekonomik kriz ve asgari ücrete ilişkin Karşıyaka Çarşı girişinde basın açıklaması yaptı. "Ücretli kölelik düzenini yıkacağız" pankartı açılan açıklamada, "İşçilerin ekmeğe değil iktidara ihtiyacı var" dövizleri taşındı. Açıklamada sık sık "Kahrolsun ücretli kölelik düzeni", "Göçmen işçilere yurttaşlık hakkı" ve "Yaşasın örgütlü mücadelemiz" sloganları atıldı.
Grup adına konuşan Yusuf Metin, Türk-İş'in her ay yaptığı "Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması"na göre açlık sınırının 10 bin 373 liraya, yoksulluk sınırı ise 33 bin 789 liraya yükseldiğini anımsattı. Asgari ücrete yapılan artışın cebe girmeden zamlarla birlikte eridiğini kaydeden Metin, "Burjuvazi kaşıkla verdiğini kepçeyle almaya devam etmektedir. Asgari ücrete yapılan ara zammın ardından fahiş zam ve vergi artışları sürüyor. İstanbul’da 230 gram ekmek 8 lira, simit ve poğaça 10 lira açma ise 12 lira oldu. Vergilere gelen zamlarla hayatımızda pahalılıkta yeni bir çığır açtığımız şu günlerde ÖTV oranları aldığınız ürünün fiyatını kat be kat aşıyor" dedi.
GÖÇMEN İŞÇİLER
Tüm bunların sorumlusu olarak ise göçmen işçilerin bahane edildiğini sözlerine ekleyen Metin, "Bizler birlikte üretmekte, birlikte emek vermekteyiz. Bu rant düzeni, işçilerin emek gücü ile zenginleşerek, çarklarını döndürmektedir. Ve biliyorlar ki, bizler örgütlenirsek bu çark dönmeyecek. İşçi sınıfını, göçmen işçileri ucuz iş gücü olarak kullanarak, emekçilere düşman ederek bölmek istemektedirler. Göçmen emeği, işçi sınıfının karşısına yedek iş gücü olarak kullanılmaya çalışılmaktadır. Çözüm, işçi sınıfının sermaye karşısında birlikteliğindedir" diye belirtti.
ÖRGÜTLENME ÇAĞRISI
Tüm bunlara karşın örgütlenmenin her geçen gün daha elzem olduğunu vurgulayan Metin, "Elbette işçi sınıfının üretimden gelen gücünü kullanması; ülkeyi sarsacak, bilinçleri açacak, günlük hesapların ötesine geçecek bir mücadeleyi geliştirecek tek çaredir. Bunu örgütlemek elbette mümkündür. Burjuva partilerden medet ummak, devletin karşısında avuç açmak, sadaka ile yaşamak, asla ve asla bir zorunluluk değildir. İşçi ve emekçilere dayatılan yoksulluk, açlık, işsizlik, işyerinde ölüm vb.dir. Bunların tümünü reddetmek, ancak ve ancak, devrimci işçilerin önderliğinde bir örgütlü direnişe yönelmek, onu örgütlemekle mümkündür" diye konuştu.