HDP'li Kerestecioğlu: Hükümet kadınlar için değil, savaş için çalışıyor

img

ANKARA - Meclis'te, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, “Bütçeye de açıkça yansımış ki Hükümet kadınlar için değil, savaş için çalışıyor” dedi. Kerestecioğlu, "Kürdistan" tartışmasına ilişkin de, "Bir ülkeyi bölecek olan tarihi ve coğrafi tanımlar değil, şiddet ve ayrımcılıktır" dedi. 

 
Meclis Genel Kurulu'nda 2018 merkezi bütçesi bugün Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Rekabet Kurumu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Millî Savunma Bakanlığı ile Savunma Sanayi Müsteşarlığı bütçesi görüşmeleriyle devam ediyor. 
 
'BAKANLIK KADINLAR ÖLDÜRÜLDÜKTEN SONRA MEVLİT OKUTUYOR'
 
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kocaeli Milletvekili Fatma Hürriyet Kaplan, bakanlığın kadına şiddet uygulanmaması için bir eğitim programının olmadığını ifade etti.
 
Kaplan, devamında ise "Koruma kararına rağmen öldürülen, karakollarda şikayeti kabul edilmeyerek evine gönderilen, ölüm tehdidi olmasına rağmen somut delil bulunamadığı gerekçesiyle yasal işlem yapılmayan ve bu nedenle öldürülen kadınlar için bu bütçede ne yazık ki yer yok. Bakanlık, sadece, kadın öldürüldükten sonra davaya müdahil oluyor. Kadın mezara girerken yapılan tek şey toplumun vicdanını avutmak oluyor. Yani geçmişten bugüne bakıldığında, Bakanlığın tutturmuş olduğu tek hedefin mevlit okutmak olduğu da bu açıklamalardan sonra oldukça manidar görünüyor. Şiddete uğrayan birçok mağdur kadının feryadı aynı; 'Devlet beni öldükten sonra mı koruyacak?' diyor. Mesela, Çorum İl Genel Meclisi Başkanı kadın cinayetleri hakkında 'Ne yapalım öldürülüyorlarsa erkekler de öldürülmüyor mu?' demesi. Bunun önüne geçelim; ama daha da önemlisi böyle bir düşüncenin kırıntısı dahi akıllarda yer etmesin" diye konuştu.
 
'4 MİLYON KADIN KAYIT DIŞI ÇALIŞIYOR'
 
HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu ise, konuşmasında "Bakanlığın kitapçığına baktığımızda görüyoruz ki, 2002 yılında Meclis’te 24 kadın vekil var. 2015’te ise, 81 vekile ulaşmışız. 7 Haziran’da ise bu sayı 97’ydi. 2002’den bugüne yüzde 10’luk bu artışı gerçekleştiren Halkların Demokratik Partisi’dir. Ancak şu an da Türkiye, 81 kadın vekille, 186 ülke arasında 132. sırada yer almakta. 4 vekilimizin vekilliğinin düşürülmesiyle sanıyoruz ki, dibi görmeye az kaldı. Çalışma yaşındaki kadınların yalnızca yüzde 34.3’ü bir işte çalışıyor veya iş arıyor. 4 milyon kadın hiçbir sosyal güvencesi olmadan kayıt dışı çalışıyor" dedi. 
 
AKP'nin iktidara geldiği ilk gün de kadın erkek eşitliğine inanan bir parti olmadığını kaydeden Kerestecioğlu, "Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlık’tan kadının adının Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla silinmesi bunun açık bir göstergesidir. Bu dönemin farkı, hükümetin artık demokrasinin asgari standartlarından olan toplumsal hareketlerle ve hak temelli kurumlarla ilişkileri tamamen yok etmesidir. Bırakın ilişki kurmayı, KHK’larla bu kurumların kapatıldığı bir dönem yaşıyoruz" diye konuştu. 
 
'HÜKÜMET KADINLAR İÇİN DEĞİL, SAVAŞ İÇİN ÇALIŞIYOR'
 
Kapatılan kadın derneklerini hatırlatan Kerestecioğlu, şöyle devam etti: "Kadın Sığınakları Kurultayı’nda sığınak alanında çalışan Türkiye’nin dört bir yanından kadınlar 20 yıldır bir araya geliyor. Geçtiğimiz ay yine kurultay toplandı. Fakat Kurultay’ın parçası olan birçok dernek KHK’larla kapatılmış olduğu için dernek sıfatıyla katılamadılar. Bunların yanı sıra burada saymakla bitiremeyeceğimiz; Ağrı, Batman, Bitlis, Van, Mersin gibi pek çok ilde onlarca kadın danışma merkezleri ve 2 sığınak da kapatıldı. Bizler ilk günden beri sokağın, kadın hareketinin sözünü bu Meclis'e taşımaya çalıştık. Gültan Kışanak ve daha pek çok Belediye Başkanı, Türkiye’de ilk defa Kadın Daire Başkanlıkları kurdu. Kadınlar için önemli bir bütçe ayırdı, özel programlar oluşturdular. Fakat Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ dahil olmak üzere 5 kadın vekilimiz ve 27 kadın belediye eş başkanımız, binlerce kadın üyemiz bugün hapiste. 97 kadın belediye eş başkanımız görevden alındı. Bugün onların bu sıralarda kadınların bütçeye ilişkin sözlerini dile getirmeleri gerekirdi. Fakat ne yazık ki bütçeye de açıkça yansımış ki hükümet kadınlar için değil; savaş için çalışıyor.
 
KADIN BAKANLIĞI’NA İHTİYACIMIZ VAR 
 
Kadınlar yaşamak, doyasıya yaşamak, insanca bir işte çalışmak, insanca bir ücret almak, gelecek kaygısı yaşamamak ve eğitim alabilmek istiyorlar. Kadınlar, toplumu ikiye bölen, medeni haklarını tehdit eden müftülük nikahı gibi kanun değişiklikleri istemiyorlar. Kadınlar, çocuk bakımının, yaşlı bakımının sırtlarında olmasını istemiyorlar. Bakanlığınızın her mahalleye kreş açmasını, yaşlı bakım evlerinin yaygınlaşmasını istiyorlar. Bugün, kadınların erkek egemenliğinden kaynaklı sorunlarını çözme iradesi gösteren bir Kadın Bakanlığı’na her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var."
 
'ÜLKEYİ BÖLECEK TANIMLAR DEĞİL AYRIMCILIKTIR'
 
Kerestecioğlu, konuşmasında dünkü görüşmeler sırasında yaşanan "Kürdistan" tartışmasına da değindi.
 
Kerestecioğlu, şunları söyledi: "1936 yılında, yani Ayşe Nur Bahçekapılı’nın Meclis’te Başkanlık yaptığı günden 81 yıl önce Meclis Başkanlığı yapan Abdulhalik Renda, Bitlis mebusları tarafından verilen tahriri okurken Kürdistan kelimesini kullandığında Türkiye bölünmemişti; Atatürk, ölmeden iki yıl önce, 1936 yılında teşkilat ve hükümet hakkında verdiği teklifi konuşurken 'Pek doğru, İngiliz’den bahsetmek istemediğim için bu noktayı dercetmedim, efendim. Hakikaten İngilizler daha evvel bütün Kürdistan’ı iğfal etmek, Türk vesaire dindaşlardan ayırmak için tasavvur...' diye devam eden konuşmasını yaptığında Türkiye bölünmedi, yine 24 Mart 1919’da, Savaş İşleri Bakanlığı’na gönderdiği mektupta, 'Benim Anafartalar’da, Kürdistan’da, Suriye’de, başlarında bulunmaktan kıvanç duyduğum kahraman ordular, haydutların değil, Osmanlı ulusunun namuslu çocuklarından kurulmuştur' dediğinde de bölünmedi. Ve AKP Başkanı Erdoğan, bu konuşmaların birçoğunu kaynak göstererek 'Kürdistan kelimesini kullanan zamanın mebusları da mı bölücüydü?' derken de bölünmedi. Bugün bu ülkenin bölünmesini isteyen tek bir kişi yok bu Meclis’te. Bir ülkeyi bölecek olan tarihi ve coğrafi tanımlar, aidiyetler ve kimlikler değil; şiddettir ve ayrımcılıktır."