EMEP Genel Başkanı Gürkan: Kürt sorununun çözümü toplumsallaşmalı

img

İSTANBUL – Kürt sorununun çözümünün toplumsallaşması gerektiğine vurgu yapan EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan “Onurlu barış, sorunların eşit haklarla çözülmesidir. Demokratikleşmenin önemli ayaklarından birisi sadece hak verme meselesi değildir; aynı zamanda yüzleşmedir" dedi. 

 
PKK Lideri Abdullah Öcalan, 2 ve 22 Mayıs ile 12 ve 18 Haziran tarihlerinde avukatlara görüşme gerçekleştirmişti. Öcalan, avukatları aracılığıyla görüşlerini kamuoyuyla paylaştı. Türkiye'nin demokratikleşmesi noktasında belirleyici bir noktada duran Kürt sorunu ve Öcalan'ın kamuoyu ile paylaştığı görüşlerine ilişkin Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, değerlendirmelerde bulundu.
 
'KÜRT SORUNU ŞANTAJ ARACINA DÖNÜŞTÜ'
 
Türkiye’nin en temel çözülmemiş demokrasi sorunlarından birinin Kürt sorunu olduğunu belirten Gürkan, “Kürt sorununun bir siyasi çıkardan ziyade bir pazarlık konusu yapılmadan ülkenin bir demokrasi sorunu olarak ele alıp çözümünü de bunun üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Çünkü bizim ülkemizde dönem dönem Kürt sorunu bir siyasi tehdit ve şantaj aracı olarak kullanıldı” diye belirtti. 
 
‘ SORUNU KENDİ HESAPLARINA BAĞLI OLARAK ELE ALDI’
 
AKP hükümetinin de kendi sürecinde birkaç defa çözüm sürecine oturup devirmesiyle bu sürece  dahil olduğunu dile getiren Gürkan, “Yerel seçimlere giderken iktidar cenahı, Kürt halkının siyasi tercihleri üzerinden bir hesap yaparak, tecrit üzerinden tartışmalar yürüttü. İktidarlar, Kürt sorununa kapı aralama konusunda sadece kendi hesaplarına bağlı olarak gündeme getirdi. Oysa biz diyoruz ki herhangi bir partinin ya da iktidarın siyasi çıkarları üzerinden değil, tam tersine bu ülkenin bir bütünen demokrasiyi kazanması açısından ele alınması ve tartışmalarına buralardan yürütülmesi gerekir” dedi. 
Böylesi bir tartışmayı sağlıklı yürütmek için cezaevlerinde uygulanan tecridin ve hak ihlallerinin sona ermesi gerektiğini dile getiren Gürkan, yaşanan hak ihlallerini gelişmeleri sıraladı. 
 
‘KAYBEDEN TÜRKİYE HALKLARI OLMUŞTUR’
 
“Kürt sorunun çözümü ele alınacaksa Kürt halkının siyasi muhatapları bu işin taraftarı olmak zorunda” diyen Gürkan şöyle devam etti: “Kürt halkının eşit haklar temelinde bu ülkede temsiliyeti neyse siyasi iradesi de dahil bütün bunlar dikkate alınarak bir çözüm sürecinin konuşulmasının tartışılması gerekmektedir. Diğeri dönemsel siyasi hesaplar olur. Bu siyasi hesaplar da ülkeyi dönemsel çatışmaların içerisine götürmüştür. Bu çatışmalardan da kaybeden Türkiye halkları olmuştur.” 
 
Geçmişe ulusal sorunlar başka ülkelerde nasıl çözülmüşse Türkiye’de de öyle çözüleceğini sözlerine ekleyen Gürkan, “Ulusal sorun nerde yaşanıyorsa hangi halk yaşıyorsa o halkın eşit temsiliyeti ve siyasi iradesinin tanınması, siyasi statüsünün tanınması gerekir. Çözüm haritası bu olduktan sonra siz bunu anayasal zeminini tartışmak durumundasınız” diye konuştu.  
 
‘ÇÖZÜM NEZDİNE KARŞILIĞI OLMAYACAKTIR’
 
Bir halkın sağlık, yerel yönetimler gibi temel kamu hizmetlerinin anadilinde yürütülmesi gibi temel şeyler güvence altına alınmaması durumunda çözümün nasıl tartışılacağını soran Gürkan, sorunun çözümünün toplumsallaşması gerektiğine dikkat çekerek, “Sürecin açıklıkla yürütülmesi gerekmektedir. Kapalı kapılar arkasında yapılan görüşmelerle bir şovenizmle, ırkçılıkla halk zehirlenmiştir. Dolayısıyla ırkçılığın yükseltildiği, Kürt halkına yönelik saldırıların iktidarlar tarafından beslendiği bir dönemde kapalı kapılar ardından yürüttüğünüz her tartışmanın toplumsal olarak çözüm nezdinde karşılığı olmayacaktır" ifadesinde bulundu.  
 
‘BÖLGESEL SORUN HALİNE GELMİŞTİR’
 
Öcalan’ın Türkiye'ye teslim edildiği tarihten bu yanan kendisine tecrit politikasını uyguladığını belirten Gürkan, “Bu aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasasına ve yasalarına aykırıdır. Siyasi bir sorun olan Kürt sorunun çözümsüzlüğünü derinleştiren bir gelişme olmasının yanı sıra aynı zamanda bir insan hak ihlalidir. Dolayısıyla haksız hukuksuz bir şekilde en baştan beri yürütülen böyle bir tecrit politikası sonlandırılması gerekir” dedi.  
 
Avukatların son zamanlarda yaptığı görüşmelerle İmralı kapısının aralanmasının önemli bir gelişme olduğunu ifade eden Gürkan, “Öcalan’ın kendi fikirlerini, duygu düşüncelerini kamuoyuyla paylaşması  Türkiye’deki Kürt halkı üzerinden yaratacağı etkileri vardır.  Kürt sorununu bundan 15 yıl önce tartışıyor olsaydık, Türkiye’nin iç sorunu olarak tartışıyor olabilirdik ama Suriye’deki meselelerden sonra Kürt sorunu bölgesel sorun haline gelmiştir. Bu anlamda sorunları bölgesel olarak değerlendirmek gerekir. AKP bu açıdan sorunları rant üzerinden ele alıyor. Hem iç polkada hem Suriye politikasında bir şantaja dönüştürmeye çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.  
 
‘DEMOKRATİK YOLLA ÇÖZÜLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ’
 
Siyasi iktidarların Kürt sorunu gibi sorunların silahla çözülmeyeceğini bildiklerini ifade eden Gürkan, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: “Çünkü devlet defalarca kez böylesi bir yöntem denedi ama çözüm olmadı. Fakat kendi siyasi gücünü  tahkim etmek için operasyonları değerlendirmektedir. Halkın talebini askeri yöntemle ezemeyeceğini, yok edemeyeceğini biliyor.  Çünkü 70-100 yıldır süren bir problem. Her türlü yol yöntem denendi. Toplu katliamlar, operasyonlar, taarruzlar, harekatlar denendi ama çözülmedi. Askeri harekatların etkisiyle sönümlenmiş gibi görünse de 3 yıl sonra başka bir yerden başka bir şekilde bu sorun ortaya çıkar. Çözümü zorlaştıran operasyonlar güç tahkimi içindir. Çözümü zorlaştırmaktadır. Bu anlamda askeri operasyonlar, harekatlardan vazgeçilmesi ve demokratik bir çözüm için masaya oturulması, demokratik bir tartışmanın yürütülmesi, demokratik haklar ve özgürlükler üzerine bir tartışmanın yürütülmesini gerekir. Bunun ülkemizin,  geleceği üzerine hem halkların aramış olduğu barışa ve demokrasiye katkı sunacağını düşünüyorum. Suriye’deki tüm gelişmeleri ele aldığımızda da bu Türkiye’deki tüm halklar için, işçi emekçi halklar için doğru yoldur. Sorunların barışçıl, demokratik bir yolla çözülmesinin mümkün olduğunu düşünüyoruz.  Askeri yöntemler, siyasi operasyon ve baskılardan uzak durmak gerektiğini düşünüyoruz.”
 
‘İŞÇİ SINIFINDAN BAĞIMSIZ DEĞİLDİR’
 
Gürkan, “İşçi sınıfının enternasyonal birliğine inanan ve bunun için mücadele eden bir parti olarak; aldığımız tutum Kürt halkının eşit haklarına ve siyasi statü dahil bütün sorunların demokratik bir şekilde çözümünden yanayız. Bunun doğru olduğuna inanıyoruz, bu anlamda doğruyu örgütlemek gerekir.  Demokrasi mücadelesi; işçi sınıfının örgütlenmesi, basın ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı gibi temel demokrasi erkleri etrafında verdiğimiz mücadeleyi aynı zamanda Kürt sorunun demokratik çözümü içinde verdiğimiz bir mücadeledir. Dolayısıyla biz Kürt sorunun demokratik bir çözümünün; işçi sınıfının hak ve özgürlük mücadelesinden çok ayrı, bağımsız ele almıyoruz” ifadesinde bulundu. 
 
‘YÜZLEŞME GEREKİR’
 
“Onurlu barış, sorunların eşit haklarla çözülmesidir” diyen Gürkan, “Askeri yöntemlerin olmadığı, siyasi baskıların olmadığı bir çözümdür. Demokratikleşmenin önemli ayaklarından birisi sadece hak verme meselesi değildir; aynı zamanda yüzleşmedir. Örneğin; Dersim, Maraş, Çorum ve 77 katliamı ile yüzleşilmesi gerekir. 90’lı yıllardaki hak ihlalleri ile kontrgerilla faaliyetleri yüzleşilmesi gerekir. Bunların sorumlularının açığa çıkarılması gerekir” dedi. 
 
MA / Sadiye Eser – Berivan Altan