Hatimoğulları: Kürt sorunu çözülmeden ülke demokratikleşmez

ADANA - Partisinin Adana kongresinde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmemesi halinde ülkenin demokratikleşmeyeceğini vurguladı. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Adana İl Örgütü, 4’üncü Olağan Kongresi’nin kentte bulunan bir otelde gerçekleştirdi. Yoğun bir katılımın olduğu kongrede, salona "Kürt sorununa demokratik çözüm", "Bijî berxwedana zindanan”, “Savaşa, tecride, asimilasyona hayır", "Jin, jiyan, azadî" ve "Örgütlü gençlikle özgür geleceğe" pankartları asıldı. Müzik dinletisi ve halaylarla başlayan kongrede sık sık "Bijî Serok Apo" ve "Bijî berxwedana zindanan" sloganları atıldı.  
 
TUTSAK YAKINLARI KONGREDE
 
“Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası kapsamında Adalet Nöbeti tutan aileler de bugünkü eylemlerini kongre salonunda sürdürdü. Gençler, “Gücümüzü Sara, Rojbin, Ronahi’nin özgürlüğe olan inançlarından alıyoruz” yazılı pankartla salona giriş yaptı. 
 
Divan üyelerinin seçimi sonrası kongre, saygı duruşuyla başladı. 2014 yılında DAİŞ tarafından katledilen Azadiya Welat gazetesi çalışanı Kadri Bağdu’nun eşi Şemsa Bağdu konuştu. Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çeken ve fiziki özgürlüğünü talep eden Bağdu, “Önderimiz özgür olmadan hiçbirimiz özgür olamayız. Zindanlardaki tutsaklar ve dışarıdakiler özgür olamaz” diye konuştu. DEM Parti İl Eşbaşkanı Mehmet Karakış, "Bizim mücadelemiz kimlik mücadelesidir. Bizim mücadelemiz statü mücadelesidir" dedi. 
 
'KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDEN DEMOKRATİKLEŞME OLMAZ'
 
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Barış Annelerinin verdiği direnişe değindi. Hatimoğulları, Kürt sorununun çözümsüzlüğüne işaret ederek, "Bu ülkenin 40 yıldır çözülemeyen bir sorunu var. Biraz daha tarihin gerisine gidersek elbette bu ülkenin cumhuriyetin kuruluşundan beri yüzyıllık bir sorunu var. Bu sorun ülkenin demokratikleşmesinin önündeki en temel engellerden birisidir. Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmezse, Kürt halkının talepleri anayasal güvence altına alınmazsa, Alevilerin talepleri eşit yurttaşlık temelinde anayasal güvenceye alınmazsa elbette ki bu ülke hiçbir zaman demokratikleşmez. İşte bunun mücadelesini uzun yıllardan beri veriyoruz. Kürt sorunu barışçıl yöntemlerle çözülsün diye bunun mücadelesini veriyoruz" diye konuştu. 
 
Cezaevlerinde PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü talebiyle başlatılan eylemlere değinen Hatimoğulları, "Cezaevindeki açlık grevi dönüşümlü olarak devam ediyor. Şubat ayına kadar devam edeceklerini beyan ettiler. Ama bunun daha ağır bir tabloya dönüşmesini engellemek 'ben demokratım' diyen her insanın görevidir. Cezaevlerindeki hasta tutsaklar normalde dışarıda ailelerinin yanlarında olmaları gerekirken, ATK raporları ile ailelerinin yanlarında değiller. Bir hafta önce sevgili Halil Güneş’in annesi ile yan yana olduk. Yaşamlarını kaybedenleri de saygı ile anıyorum" dedi. 
 
'İMRALI TECRİDİ KALDIRILMALI'
 
Hatimoğulları, İmralı tecridi üzerinde de durdu. Hatimoğulları, "Cezaevlerinin bir talebi var; 'Kürt sorunu demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülsün. İmralı tecridi kalksın.' İmralı tecridi kalktığı zaman Türkiye’de barış konuşulmaya başlandı. Sayın Öcalan ile görüşmeler başlandığı zaman silahlar sustu. Ne Türk genci ne Kürt gençleri hayatını kaybetti. Kısa süreliğine de olsa anaların gözyaşları dindi. Barışı konuşmaya başladık. Türkiye bir zarar mı gördü bundan? Hayır, tam tersine Türkiye’de yaşayan bütün halklar da bunun yararını gördü. Buradan bir kez daha çağrımızı yineliyoruz; İmralı tecridi derhal kaldırılmalıdır, cezaevlerindeki tablo ağırlaşmadan çözüm üzerine görüşmeler derhal başlamalıdır" çağrısı yaptı. 
 
'KENTİMİZİ YENİDEN KURACAĞIZ'
 
Adana'da gençlerin yaşadığı sorunlara dikkati çeken Hatimoğulları, "Gençlik sizsiniz, geleceğimiz de sizsiniz, bunu karartmalarına izin vermeyelim" dedi. Deprem bölgesindeki yaşananları hatırlatan Hatimoğulları, "Değerli arkadaşlar yine en temel meselelerimizden biri deprem meselesi. Türkiye’de yaşanan bu depremde son 500-600 senede yaşanmamış büyüklükte kayıplar, yıkımla karşı karşıya kaldık. Hala deprem bölgelerinin yaraları sarılmış değil. Adana’ya çok göç oldu depremden. Adıyaman’dan çok fazla göç olduğunu biliyoruz. İl Örgütümüzle birlikte depremzedeleri tek tek ziyaret etmeye çalıştık. Keşke elimizden çok daha fazlası gelebilseydi. Hatay’ın yaralarını en çok saran ilimizden birisi Adana halkları oldu. Kentlerimizi yeniden hep beraber kuracağız" ifadelerini kullandı. 
 
'BU KENTİN SİYASİ İRADESİNİ YANSITACAĞIZ'
 
Yerel seçim stratejilerine değinen Hatimoğulları, şunları söyledi: "Gelelim Batı'daki stratejimize. Batı ile ilgili bu salonda olan arkadaşlarımız gayet yakinen takip ediyorlar. Kent Uzlaşısı yöntemiyle adaylarımızı belirleyeceğiz. Kent Uzlaşısı ile kastımız şudur; O kentte bulunan bütün demokrasi güçleri, emek ve meslek örgütleri, kadın ve gençlik hareketleri, ekoloji hareketi, emek hareketi, halklarımızın kendi örgütleri ve dernekleridir" dedi.  
 
Kenti iyi yönetebilecek, yolsuzluğa karışmayacak, kentin hava ve su sorununa çözüm bulacak isimlerin "Kent Uzlaşısı" ile seçileceğini vurgulayan Hatimoğulları, "Bütün bunlarla ilgili hep beraber kafa yoracağız. Bu konuda işbirliği yakalama olanağı olursa o işbirliklerini sağlayacağız. Ama yine çok önemli bir kıstasımız daha var. İrademizin tamamı yerel yönetimlerde mutlaka yansımasını istiyoruz. Halkımızın bizden en temel talebi budur. Biz aynı zamanda bir seçmen olarak o kentin bir sakini ve yurttaşı olarak ister Türk olalım ister Kürt olalım hangi inançtan olursak olalım kendi irademizin yerel yönetimlere yansımasını istiyoruz dediler. Bizi farklı kılan kıstaslarımızdan biri budur. Değerli Adanalılar size söz veriyoruz; sizin iradeniz bu kentin siyasi iradesi olarak bu seçimlere kesinlikle yansıyacak."
 
Mali ve faaliyet raporlarının okunması ardından tek liste ile seçim yapıldı. Helin Kaya ve Seyfettin Aydemir, DEM Parti Adana İl Eşbaşkanlığı görevine seçildi.