Öztürk: Sayın Öcalan’a yönelik tecritle birlikte Türkiye de tecrit edildi

img

ANKARA- Türkiye’nin dış politikasının iflas ettiğini belirten DEM Partili Berdan Öztürk, iç siyasetin de tıkandığını söyledi. Bunun nedenini Kürt sorunundaki çözümsüzlüğe bağlayan Öztürk, “Sayın Öcalan’a karşı başlatılan ağırlaştırılmış tecritle birlikte Türkiye de tecrit edildi” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekilleri Cengiz Çandar ve Berdan Öztürk, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen Dışişleri Bakanlığı bütçelerine ilişkin söz aldı.

İFLAS ETTİ

Görüşmelerde ilk olarak söz alan Öztürk, Türkiye’nin dış politikasının iflas ettiğini söyledi. Öztürk, politikanın Saraydan belirlendiğini ve bu nedenle çıkmaza girdiğini de sözlerine ekledi. Türkiye’nin Osmanlıcı bir anlayış ve militarizm üzerinden dış politika ve diplomasiyi önüne koyduğu bu nedenle Türkiye’nin istikrarsızlık üreten bir konuma geldiğini belirten Öztürk, “Libya'dan Kafkasya'ya, Somali'den Kıbrıs’a kadar bölgesel sorunlara ilişkin diplomatik girişimler yerine askerî yığınakların yapıldığı veya büyük miktarda askerî malzemelerin gönderildiği yerlerde Türkiye çözümün değil ve sorunun bir parçası hâline gelmektedir” diye konuştu.

KÜRT DÜŞMANLIĞININ NİRVANASI

AKP iktidarının IŞİD’le sınır kapıları üzerinden resmî kayıtlı ticaret yaptığını da anımsatan Öztürk, “Ne zaman Suriyeli Kürtler o sınır kapılarını koalisyon güçleriyle birlikte IŞİD’den aldı, AKP iktidarı o gün sınır kapılarını kapattı. Açıkçası, ‘Sınır yönetimi ve dış ticaret konusundaki ilkesizliğin ve Kürt düşmanlığının nirvanası kimdir?’ diye sorsalar cevabı bu açıklamalarımızdan da açıkça görülecektir. Bir diğer konu ise Dışişleri Bakanlığında liyakatsizliğin giderek tavan yapmasıdır. Devletin tüm kurumlarında olduğu gibi Dışişleri Bakanlığı da kurumsal çürümenin ve liyakatsizliğin kritik merkezlerinden biri olmaktadır. Dışişleri Bakanlığından ziyade AKP içinden gelen partili büyükelçilerin sayısı giderek artmaktadır. Dışişleri Bakanlığı, hakkında yolsuzluk ve rüşvet suçlaması bulunan ve içinde eski vekillerin de olduğu milyon dolarlarla iş takip parası aldığı belgelenen kişilerle dolu uzunca bir listeye sahip” diye kaydetti.

‘TÜRKİYE TECRİT EDİLDİ’

AKP’nin devletin her kurumu ele geçirdiğini ifade eden Öztürk, AKP’nin demokrasinin, adaletin ve hukuk tabutuna son çiviyi çaktığını söyledi. Öztürk, “İç siyasetteki tıkanmışlık, Kürt meselesindeki çözümsüzlük, sayın Öcalan’a karşı başlatılan ağırlaştırılmış tecritle birlikte derinleşerek devam etti. Ülkede tüm herkes tecrit altındayken dış ilişkilere de baktığımız zaman Türkiye tecrit edilmiş bir konuma, bu politikasızlıktan, çözümsüzlükten yana olan anlayışlarından kaynaklı olarak tecride uğramış durumdadır. Tarihe baktığımızda, her zaman tarihi yazanlar direnenler olmuştur; dün de öyle, bugün de öyle, yarın da öyle olacak, zalimler ve zulüm edenler mutlaka tarihin kara sayfalarında yerlerini alacaktır” dedi.

‘KURU BİR BÖBÜRLENME’

Söz alan Amed Milletvekili Cengiz Çandar ise, Türkiye’nin son dönemdeki dış politikasına işaret ederek, Türkiye’nin bölgesel güç olma iddiasının kuru bir böbürlenme olduğunu ifade etti. Candar, ”Türkiye olarak maalesef ne caydırıcılığa ne ara buluculuk kapasitesine ne çatışmaları durduracak bir etkiye sahip değiliz. Bırakın bunlara engel olabilmeyi, saldırgan İsrail’le ticari ilişkilerimizi bile durdurmuş değiliz. İsrail'in Gazze saldırısı başladıktan sonra Türkiye'den en az 400 gemi İsrail limanlarına mal taşıdı. Taşınan mallar arasında askerî teçhizat, demir çelik, çimento, kimyevi maddeler söz konusu; İsrail bunları savaşta kullanıyor.

Türkiye’nin ABD, Avrupa Birliği ve diğer ülkeler ile yaşadığı sorunlara da dikkat çeken “Bu Meclis çatısı altında Avrupa Birliği Karma Parlamenterler Komisyonu Toplantısı’nda, Avrupa Parlamentosunun Türkiye Raportörü olan Sánchez Amor gayet açık bir dille dile getirdi ve Türkiye’nin demokrasi standartları geliştirilmediği takdirde gümrük birliğinin güncellenmesinin de vize serbestisinin de mümkün olamayacağını gayet açık bir dille söyledi” diye konuştu.

Candar, Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamaması ve sonrasında yaşananlara da işaret etti.