PAK Genel Başkanı: Kürtler varlığını kabul etmeyenlere sandıkta cevap vermeli

img

ANKARA – PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, Kürtlerin seçim için kuracağı ittifakın önemine değinerek, “Kürtler, kendisine saldıran, kazanımlarını yok etmeye çalışanlara, varlığını, anadilde eğitim hakkını bile kabul etmeyen her kesime sandıkta gereken cevabı vermeli taraf olduğunu göstermelidir” dedi.

 
Kürt siyasi partileri ve kurumlarının gündeminde ulusal birlik yerini korurken, baskın seçimlerde ortak bir tavır alınması için anlaşmaya varıldı. Konuya dair Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Genel Başkanı Mustafa Özçelik, Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
‘KÜRDİSTAN HALKI OLARAK AKP-MHP İTTİFAKINA KARŞI DURMALIYIZ’
 
AKP-MHP ittifakıyla daha açık bir Kürt karşıtlığının öne çıkmaya başladığını söyleyen Özçelik, “AKP ve Erdoğan 2015 Temmuzunda savaşın tekrar başlaması, 2016 Temmuzunda başarısız askeri darbe girişiminin bir fırsata dönüştürülerek OHAL adı altında var olan tüm hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılmaya başlanmasıyla; AKP ve Türkiye Devleti’nin siyasetinde daha açık bir Kürt karşıtlığı öne çıkmaya başladı. AKP Kürt karşıtlığını esas alan bir siyaset yürütüyor. Deyim yerindeyse ‘Kürt anasını görmesin’ diyor. AKP ve MHP seçimler için Cumhur İttifakı kurdular ama Cumhur ittifakı aslında bir müddettir zaten var. Kürtler dünyanın hiçbir yerinde hiçbir hak, hiçbir statü elde etmesinler diyen, Kürt karşıtlığı üzerinde AKP-MHP zaten ittifak kurmuşlardı. Savaşı kızıştırmak, OHAL adı altında var olan tüm hak ve özgürlükleri de ortadan kaldırmaya çalışan bir ittifak zaten AKP-MHP arasında mevcut. Şimdi bu ittifak seçimlerde yüzde 50+1 elde ederek, bugüne kadar sürdürülen siyaseti daha da organize hale getirmek istiyorlar. Elbette ki biz  Kürt ve Kürdistan halkı olarak bu ittifaka karşı durmalıyız. Ama sicili pek temiz olmayan, CHP ve İyi Parti’ye de halkımızı yönlendirmemeliyiz. Biz Kürt seçim bloku ile bir taraf olmalıyız” dedi. 
 
‘KÜRDÜN DİLİNE, VARLIĞINA TAHAMMÜL ETMEYENLERE OY VERMEMELİYİZ’ 
 
Kürt karşıtlığı politikalarının “Kürt illeri” ve “Kürdistan” ifadelerine tahammülsüzlük boyutuna ulaştığını belirten Özçelik, şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı Erdoğan 2013 yılında Parlamento’daki bir grup konuşmasında ‘Kürdistan’dan bahsetmişti. Biz PAK olarak Anayasa, Partiler Yasası ve diğer kanunlardaki yasaklara rağmen PAK’ı Kürdistan ismiyle 2014 yılında yasal olarak kurduk. Ama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Anaya Mahkemesi Başkanı ayrı ayrı, parti ismimizdeki Kürdistan adını değiştirmemizi, parti programında Kürtlerden ve Kürdistan’dan söz ettiğimiz için Anayasa ve yasalara aykırı davrandığımızı dile getiren  ihtar gönderdiler. Ama biz ismimizi ve programımızı değiştirmeyeceğimizi, kanunların ve Anayasa’nın yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledik. 95 Yıldır Türkiye Cumhuriyeti’nde Kürt, Kürdistan, Kürt dili yasaktır. Bazen fiilen göz yumuluyor. Ama istedikleri zaman hemen bu yasakları önümüze çıkarıyorlar. En son Parlamentoda Sayın Osman Baydemir Kürdistan’dan söz ettiği için cezaya çarptırıldı. Diyarbakır Belediyesi Kayyum’u şehirdeki tüm Kürtçe tabelaları kaldırdı. Bu tahammülsüzlük, AKP’nin ve Türkiye devletinin Cumhuriyet’in ilk kuruluş dönemlerindeki fabrika ayarlarına döndüklerinin göstergeleridir. Bizler Kürtler olarak millet olarak, ülke olarak dilimize, adımıza sahip çıkmalı, ısrarcı olmalı bu hakkımızın savunucusu olmalıyız. Ve seçimlerde de Kürtlerin diline, varlığına, ülkesinin adına tahammül etmeyenlere oy vermemeliyiz.”
 
‘İTTİFAKSIZLIĞIMIZ BAŞARI ELDE ETMEMİZE ENGEL OLUYOR’
 
Kürtler söz konusu olduğunda hem Türkiye’de tüm partiler, hem de Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de tüm karşıt çevrelerin birleştiğini vurgulayan Özçelik, “Ama ne yazık ki, Kürtlerin bünyesine yerleşmiş tarihsel bir virüs olarak, ittifaksızlık, birbirlerine tahammülsüzlük, pire için yorgan yakabilme hali bugün de devam ediyor. Çoğu kez uluslararası ve bölgesel konjonktür lehimize işliyor, ama kendi dağınıklığımız, bölünmüşlüğümüz, ittifaksızlığımız, başarı elde etmemize engel oluyor” diye konuştu. 
 
‘MİLLET OLMA BİLİNCİ ÖNEMLİ’
 
Kerkük ve en son Efrin’de yaşanan saldırıları da ittifaksızlığa bağlayan Özçelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu travmayı aşmak  için öncelikle millet olma bilinci lazım. Henüz bu konuda zayıf olduğumuz açık. Milli bir siyasetten, stratejiden, ittifak ve işbirliklerinden, Kürdistan parçaları arasında bir koordinasyondan yoksunuz. Kürdistan’daki etnik, dini, mezhepsel, siyasal, cinsi, fikirsel, sosyal tüm farklılıkları bir zenginlik olarak görüp bunlara saygıyı esas alan, birbirlerinin hak ve özgürlüklerine saygı duyduğu, çok renkliliğin esas alındığı bir kültürle, millet olma  bilinci ve milli ittifak gerçekleşebilir. Değer, sembol ve millet olmaktan kaynaklı kolektif hakların, siyasi statü hakkının savunulması ile ittifak sağlanabilir. En küçük adımdan, en büyüğüne kadar, ittifak ve işbirliğine hazır olmakla, bu uğurda çaba göstermekle milli ittifak zeminleri geliştirilebilir.”
 
‘30 NİSAN’DA SON TOPLANTIMIZI YAPTIK’
 
17 Aralık 2017’de Van’da düzenledikleri bir konferansta ilk kez Kürt seçim bloku önerisini kamuoyuna sunduklarını hatırlatan Özçelik, “Kürt ve Kürdistan halkının asgari ulusal demokratik taleplerini içeren bir program ile olabilecek en geniş, Kürt, Kürdistani potansiyelin seçim ittifakını öneriyoruz. Bu doğrultuda, PAK, PSK, PDK Bakur, PDKT, HAKPAR, Azadi Hareketi olarak 2 aydır görüşmeler sürdürüyoruz. Bazı konularda görüş ayrılıklarımız var. 30 Nisan'da son toplantımızı yaptık. Anlaşabilenler, ittifak kuracak ve mutabakat sağlanan prensipleri kabul eden her parti, örgüt, şahsiyet ve STK ile bir seçim ittifakı sağlamak için görüşmeler başlatılacak. PAK olarak çok net söylüyoruz; asgari ulusal demokratik taleplerimizi kabul eden her parti ile ittifaka hazırız. Bu taleplerimizi kabul eden, savaşa ve OHAL'e ‘hayır’ diyen, Türkiyeli  özgürlükçü, demokrat, adalet savunucusu en geniş kesimlerle de seçim işbirliğini yapmaya hazırız.” 
 
‘KÜRTLER DİLİNİ KABUL ETMEYENLERE SANDIKTA CEVAP VERMELİ’
 
“Kürt Seçim Bloku” önerilerinin uzun vadede bir ittifakın da zeminlerini güçlendireceğini söyleyen Özçelik, “Bu konuda Kürt siyasetinde dile getirilen kimi yanlış siyaset ve yaklaşımların da kendilerine çeki düzen vermelerinde etkili olacaktır. Elbetteki Seçim İttifakının zemini daha dar  ve asgari taleplerdir. Milli İttifak için ise, Kürtlerin, Kürdistan’ın varlığını, Kürdistan halkının siyasi bir statü ile kendisini yönetmesini kabul etmek en temel prensiplerdir. Seçim ittifakı ve elde edilebilecek gözle görülür bir başarı, bir çok denklemin yeniden kurulmasını da beraberinde getirebilir. Kürtler, Kürdistan halkı, kendisine saldıran, kazanımlarını yok etmeye çalışanlara da, hala varlığını, ana dille eğitim hakkını bile kabul etmeyen her kesime de sandıkta gereken cevabı vermeli, kendi Kürt Bloku ile bir taraf olduğunu göstermelidir” dedi.
 
MA / Selami Aslan