Sağlık Bakanı Koca’ya: Rojava’da hastane bombalandı, sizden bir şey duymadık

img

ANKARA- Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın İsrail’in Türkiye-Filistin hastanesini bombalamasına dair tepkisini anımsatan HEDEP’li Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Hükûmet Rojava'da da hastaneleri bombaladı, biz sizden hiçbir açıklama duyamadık” sözleriyle tepki gösterdi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzası ile Meclis Başkanlığı’na sunması ardından Plan ve Bütçe Komisyonu’na inen “2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi” görüşmeleri sürüyor. Görüşmeleri devam eden Sağlık Bakanlığı bütçesi kapsamında söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, bakanlığın faaliyetlerini eleştirdi.

DİNLEMEMESİNE TEPKİ GÖSTERDİ

Bakanlığın sağlıkta “dönüşüm” propagandası yaptığını ve bunu “sağlıkta yıkım” şeklinde nitelendirdiklerini anımsatan Koçyiğit, “Normalde kamusal sağlık hizmetini siz özelleştirdiniz” dedi. Bu sırada Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Koçyiğit’i dinlemedi. Koçyiğit, “ Sayın Bakan, dinlemeyecekseniz konuşmayacağım” diyerek, tepki gösterdi. Koca ise, “Cevap hazırlıyorum” şeklinde yanıt verdi. Koçyiğit, “Dinledikten sonra hazırlarsınız” diyerek, tepkini sürdürdü. Koçyiğit, “Siz kamusal sağlık hizmetlerini tasfiye ettiniz, onun yerine piyasaya açtınız, özelleştirdiniz ve ne yazık ki aslında hastayı -hep söylüyoruz- müşteri yaptınız, hastaneyi ticarethane yaptınız ve meseleye ‘Ne kadar para kazanıyoruz?’ diye baktınız; meselenin özeti bu” dedi.

‘ÜCRETSİZ OLMALI’

Türkiye’de insanların cebinde parası olmadığını belirten Koçyiğit, “Maddi gücü yok çünkü bu ülkede asgari ücret açlık sınırının altında ve bu asgari ücretle nüfusun neredeyse yüzde 70'i, yüzde 80'i geçimini sağlıyor. Asgari ücret alan birinin cepten harcama yapması, sağlık hizmetine, kamusal sağlık hizmetine erişmediğinde cepten harcama yapma imkânı var mı? Hayır, yok. Ne oluyor doğal olarak? Siz sadece hastaneye katkı ve katılım payları üzerinden aslında bir cepten harcama faturalandırması yapıyorsunuz ama oysa ki gerçek halk yoksul olduğu için cepten harcama yapamıyoruz. Zaten yapmamalı, bunun da altını çizelim; kamusal sağlık hizmeti ücretsiz olmak durumunda ama siz bunu yapmıyorsunuz” diye konuştu.

DEPREMİN ETKİLERİ DEVAM EDİYOR

Deprem bölgesinde hala yaşanan sorunlara dikkat çeken Koçyiğit, “22 hastaneniz tamamen yıkıldı Sayın Bakan. Güncel hasar verilerine göre 22 hastane tamamen yıkıldı. Sağlık Bakanlığına ait 27, üniversitelere ait 6, özel sektöre ait 9 olmak üzere bölgedeki 42 hastane binası ağır ve orta hasarlı durumdadır. Peki, bu ağır ve orta hasarlı binalar yapılırken bunların fizibiliteleri yapıldı mı, bunlarla ilgili uzmanlık alanlarından görüş alındı mı? Hayır alınmadı. Sonuç, hastaneler yıkıldı, deprem bölgesinde insanlar sağlık hizmeti alamadılar ama daha kötü bir şey oldu Sayın Bakan, jeneratörler çalışmadı, yoğun bakımda entübe olan hastalar hayatlarını kaybettiler; bakın, hâlâ o görüntüler hepimizin gözlerinin önünde, siz de sanırım görmüşsünüzdür, sizi de incitmiştir” ifadelerini kullandı.

‘ROJAVA’DA HASTANE VURULDU’

İsrail’in Gazze'de vurduğu Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesine değinen Koçyiğit, “Savaş koşullarında bile asla ve asla hastaneler hedef alınamaz; hastaneler, okullar, ambulanslar birinci öncelikle korunması gereken alanlardır ama Sayın Bakan, sizin de bulunduğunuz Hükûmet Rojava'da da hastaneleri bombaladı, biz sizden hiçbir açıklama duyamadık. Kobane'deki corona hastanesi vuruldu, Derik'teki hastane vuruldu ama ne yazık ki sizin Bakanlığınız hiçbir açıklama yapmadı. Daha kötüsünü söyleyeyim, Rojava'daki savaş için, Afrin'e yönelik işgal için açıklama yapan Türk Tabipleri Birliğine saldırdınız. ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur" dediği için. Sizin gibi sadece Filistin'de değil Kürt'e yönelik savaş da halk sağlığı sorunudur, Filistin'e yönelik savaşta halk sağlığı sorunudur ve burada ilkesel bir tutum almak gerekiyor, ilkesel bir yaklaşım göstermek gerekiyor” şeklinde konuştu.

SIRA TELEFON BAŞINDA

MHRS sistemindeki aksaklıklara dikkat çeken Koçyiğit, "‘Biz hastanelerde kuyrukları bitirdik, biz eczane kuyruklarını bitirdik’ diyorsunuz. Valla, haklısınız, kuyruklar evde telefonun başında çünkü. Şu anda bazı branşlar açısından üç aydan altı aya kadar randevu alınamıyor Sayın Bakan yani bu kabul edilebilir bir şey midir? Bunu sormak istiyorum. Bir branşta üç ay randevu alamamanın, sağlık hizmetine erişememenin neresi etkin, verimli bir sağlık hizmeti anlayışına sığar? Özellikle de yaşlı hastalar açısından bu durumun çok daha kötü olduğunu ifade etmek istiyorum” diye kaydetti.

KADIN SAĞLIĞI SORUNU

Koçyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer bir mesele, kadın sağlığı meselesinde sadece HPV aşısı açısından değil aslında, rutin kontrollerin yani meme kanserine karşı rutin kontrollerin yapılması, servis kanserine karşı rutin kontrollerin yapılması; bu anlamıyla tarama bölgelerinin, tarama tesislerinin artırılması ve özellikle 40 yaş üstündeki bütün kadınların taranarak erken teşhis ve tedavisinin önceliğine dair de nasıl bir çalışma yaptığınızı en azından bilmek isteriz. Bu konuda özellikle pandemi döneminde çok ciddi aksaklıklar olduğunu, erken teşhis için hastaneye başvuruların olmaması nedeniyle birçok kanser vakasında geç kalındığını hepimiz çok iyi biliyoruz.  

SAĞLIKTA ŞİDDET

Yine, sağlıkta şiddet, burada konuştuk, Mecliste bir yasa da çıkardık, bütün gruplar da destek verdi ama sağlıkta şiddet durmuyor Sayın Bakan. Soruyoruz, Türk Tabipleri Birliği de soruyor, sağlık meslek örgütleri de soruyor: Hastanelere silahla girilmesini, ateşli silahlarla, yaralayıcı silahlarla girilmesini ne zaman engelleyeceksiniz? Adliyeye gidiyorsunuz, bir x-ray cihazından geçiyorsunuz, silahla giremezsiniz; herhangi bir kamu kurumuna gittiğinizde silahla giremiyorsunuz ama hastanelerde insanlara patır patır kurşun sıkılıyor, her gün hekimler, sağlık çalışanları şiddete maruz kalıyor ve ne yazık ki sizin yapabildiğiniz tek uygulama Beyaz Kod'da reform, Gri Kod gibi yeni bir uygulamaya geçmek. Peki, bunun etkinliği, verimliliği, şiddeti engellemesi noktasında nasıl bir etki değerlendirmeniz var? Bakın, her gün hekimlere ve sağlık çalışanlarına hâlâ şiddet uyguluyorlar ve bu nedenle ölümler oluyor.

FAKÜLTE VAR DOKTOR YOK

Erzurum'da yatak bulmak adına sürekli bir diplomasi yapmak, trafik yaşamak zorunda kalıyoruz. Neden? Çünkü doktoru yok çünkü doktor varsa da ekipman yok. Kars'ın tıp fakültesi var ama tıp fakültesinde çalışacak ne yazık ki hekimi yok Sayın Bakan. Kars'ta onkoloji bölümü açmışsınız Sayın Bakan, onkolog yok, onkolog yok. Beyin cerrahi ameliyatı yapılamayan üniversite hastanesi mi olur? Adı üniversite hastanesi ama hiçbir branş hekimi doğru dürüst yok ve bu anlamıyla çok ciddi yetersizlikler var, bu anlamıyla bölgenin özel olarak ihmal edildiğini, hem tıbbi teknoloji, sağlık tıbbi teknolojisi açısından hem yatak kapasitesi bakımından hem hekim bakımından, uzman hekim ve pratisyen hekim hem de sağlık çalışanları bakımından çok büyük bir yetersizlik var.”

İNTİHARLARDA ARTIŞ YAŞANIYOR

Sağlık çalışanları, Eczacılar ve ilaçların fiyatlarına dair yaşanan sorunlara da dikkat çeken Koçyiğit,  “Bakın, bu şiddet aşırı iş yükü, tükenmişlik, hayat pahalılığı, geçinememenin kendisi sağlık emekçilerinde çok ciddi intiharı getiriyor Sayın Bakan. Sağlık emekçi intiharlarında çok ciddi bir artış var, buna yönelik de bir önlem alınması ve sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının hızlı bir şekilde düzeltilmesi gerekiyor. Yüzde 30'lara çıkan hekim göçüne ilişkin geçen yıl burada çok konuştum. Siz hekim göçünün açığını şöyle kapatmaya çalışıyorsunuz: Emekli olan hekimlere çağrı yaptınız, 72 yaşına da gelmişse ‘Gelsin, çalışsın.’  diyorsunuz. Peki, yeni yetişmiş pırıl pırıl olan hekimlerin ve diğer sağlık emekçileri?” diye sordu.