Xelil: Macron ile Efrin'e dair uluslararası garanti üzerinde durduk

img

HABER MERKEZİ - Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile görüşen heyette yer alan QSD Dış ilişkiler Sorumlusu Rêdur Xelil, görüşmeye dair "Efrin'in eski haline dönmesi ve Efrin halkının geri dönüşünün sağlanabilmesi için, uluslararası garantinin gerekliliği üzerinde durduk" dedi.

Kuzey Suriye ve Rojava yönetimini temsilen bir heyet, Fransa’nın başkenti Paris’teki Elysee Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştü. Yapılan görüşmenin içeriğine ilişkin Suriye Demokratik Güçleri (QSD) Dış İlişkiler Sorumlusu Rêdur Xelil, ANF'ye bilgi verdi. 
 
Xelil, Kuzey Suriye'deki askeri ve siyasi güçlerin temsilcilerinden oluşan heyet olarak, Fransa Cumhurbaşkanı'nın resmi davetlisi olarak Elysee Sarayı'na gittiklerini belirtti.
 
‘EFRİN ÜZERİNDE DURDUK’
 
Cumhurbaşkanı Macron ile yaptıkları görüşmeden olumlu sonuçların çıktığını aktaran Xelil, "Kuzey Suriye, özellikle Efrin özel bir süreçten geçiyor. Görüşmenin gündemi de bu konuydu. Daha çok Türk devleti ve çetelerinin Efrin işgali üzerinde durduk. Türk devletinin Efrin işgali ile amaçladığı, 'Özgür Ordu' adı altında getirdiği çetelerin gerçekte kim oldukları ve neyi temsil ettikleri konularını ele aldık. Efrin'in eski haline dönmesi ve Efrin halkının geri dönüşünün sağlanabilmesi için, uluslararası garantinin gerekliliği üzerinde durduk. Efrin'den göç etmek zorunda kalan halkımıza yardımlar da görüşmenin temel konu başlıklarından biriydi" dedi. 
 
'ÖZERK YÖNETİMİN SAVUNULMASI GEREKTİĞİ BELİRTİLDİ'
 
Macron'un Efrin ile ilgili sonuna kadar yardım edeceklerini söylediğini belirten Xelil, şunları belirtti: 
 
"Uluslararası koalisyonun içinde yer alan ve Avrupa'da da önemli etkisi bulunan bir ülke olarak Fransa'nın bu dosyada yardımcı olacaklarını belirtti. Kuzey Suriye Özerk Yönetiminin Suriye'deki sorunların çözümü için örnek olduğu vurgulandı. Ayrıca, Türk devleti tarafından tehdit edildiği bu süreçte özerk yönetimin savunulması gerektiği belirtildi. Minbic'ten Qamişlo'ya, Amude'den Derik'e ve Irak sınırına kadar QSD güçlerinin kontrol ettiği tüm bölgeler Türk devleti tehdidi ile karşılaşıyor. Fransa Cumhurbaşkanı'nın tavrı, genel olarak resmi duruşları, bu bölgelerin desteklenmesi, savunulması ve garanti altına alma yönünde idi. DAİŞ ile mücadelenin sonuçlandırılması için de askeri yardımların devamı konusu konuşuldu. Görüşme genel olarak bu gündem üzerinden yapıldı."
 
'GÖRÜŞME OLUMLU SONUÇLANDI'
 
Yine Fransa'nın Minbiç'e asker gönderilmesi ve Kuzey Suriye Federasyonu'na askeri destek sunulmasına ilişkin söylemlerine dair yöneltilen soruları da yanıtlayan Xelil, "Doğrudur, o konuyu da açıkça dile getirdiler. Biz de dillendirdik. Bölgenin savunulması için askeri olarak sonuna kadar destek sunacaklar. Minbic'ten diğer bölgelere kadar. Bu ne anlama geliyor? Birincisi, Türk devletinin 'Minbic'i işgal edeceğim, Kuzey Suriye'yi ele geçireceğim' iddiası boşa çıktı. Türk devleti bunu oradaki halkımızı sindirmek için yapıyor, şantajda bulunuyor. Ancak Türk devletinin böyle bir girişimde bulanamayacağı netleşti. Bu durum Sayın Macron'un konuşmasında net bir şekilde görüldü. Bunun başka anlamı da var; Kuzey Suriye'de var olan yönetim, resmi statüye doğru ilerliyor. Kuşkusuz bu Kuzey Suriye için değişim dönüşümdür. DAİŞ terör örgütü ile tüm terörist örgütlere karşı verilen altı yıllık mücadeleden sonra resmi olarak uluslararası düzeyde kazanımlar elde ediliyor. Dolayısıyla bu hassas dönemde gerçekleşen görüşme olumlu sonuçlandı" bilgilerini verdi.
 
'ABD VE KUALİSYON GÜÇLERİNE SORUMLULUK YÜKLEYECEKTİR'
 
Fransa'nın bu açık desteğinin ABD ve Rusya'ya görevlerini yerine getirmeleri için sorumluluk yükleyeceğine işaret eden Xelil, YPG, YPJ ve QSD olarak özgürleştirdikleri bölgeleri uluslararası koalisyonun desteği ile kurtardıklarını hatırlattı. 
 
Uluslararası koalisyonun artık bu bölgeleri koruması gerektiğini belirten Xelil, "Her şeyden önce bu onlar için ahlaki sorumluluktur. Rusya'nın tehditlerine etki edeceğine inanıyorum. Çünkü Rusya bu dönemde gerçekten de ileri gitti, özellikle Efrin'de Türk devletine izin vererek bunu gerçekleştirdi. Guta gibi bazı bölgeler karşılığında anlaştılar. Bu durum Rusya, rejim ve İran siyasetine de sınır belirleyecektir. Sadece ABD değil, uluslararası koalisyonda yer alan tüm güçlerin Kuzey Suriye'ye destek ve yardımda bulunması açısından sorumluluk yükleyecektir" diye belirtti. 
 
'FRANSA'NIN DAVETİ RESMİ İLİŞKİLENMEYE AÇIK OLDUĞUNU GÖSTERİYOR'
 
Fransa'nın Kuzey Suriye Federasyonu'nu resmi olarak kabul ettiğine dikkat çeken Xelil, "Kendileri de Suriye'de var olan sorunların ancak Kuzey Suriye tarzı proje ve yönetim ile çözüme kavuşabileceğini belirttiler. Askeri, siyasi ve toplumsal tüm kesimlerden oluşan heyetin karşılanması, Fransa hükümetinin resmi olarak yönetim ile ilişki içine girmeye hazır ve açık olduğunu gösteriyor" diye ifade etti. 
 
Görüşmenin aynı zamanda "Terör örgütüne karşı sınırımı koruyorum" iddiasında bulunan Türkiye'ye bir cevap olduğunu ve Türkiye'nin bu iddiasının da boş olduğunu söyleyen Xelil, "Bölgede toplumun tüm kesimlerinden oluşan yönetim mevcut. Ve bu yönetim teröre karşı savaşıyor. Türk devletinin bundan sonra haddini bilmesi gerekiyor" dedi. 
 
'BUNLAR HALKIMIZIN MÜCADELESİNİN SONUÇLARIDIR'
 
Kuzey Suriye'deki direnişi, yapılan diplomatik çalışmaları değerlendiren Xelil, "Suriye 7 yıldır şiddetli bir süreçten geçiyor. Hem bölge devletleri hem de uluslararası devletlerin müdahalesine maruz kaldı. Suriye halkları açısından çok trajik bir durum ortaya çıktı. Kaos ve çatışmalardan kendisini koruyabilen bölgeler, QSD ve Kuzey Suriye yönetimi kontrolü altındaki bölgelerdir. Bu da yürütülen politikanın baştan beri doğru ve başarılı olduğunu kanıtlıyor. Suriye'nin yarısından fazlası yıkılmış, halkın yarısı göç etmiş durumda. Ancak bölgelerimiz kendisini koruyarak diğer bölgelere örnek oldu. Kuşkusuz bu kolay gerçekleşmedi. Askeri olarak yürütülen mücadele ve direniş ile esasen halkın direnişi sahiplenmesi sayesinde meydana geldi. Bunlar halkımızın mücadelesinin sonuçlarıdır" diye konuştu.