MHP’den CHP ve İYİ Parti’ye Semra Güzel eleştirisi: Ben olsam hayır derdim

img
ANKARA - HDP Milletvekili Semra Güzel’in vekilliğinin düşürülmesinin siyasi olduğunu belirtmesine rağmen ‘evet’ oyu kullanan CHP ve İYİ Parti üyelerini eleştiren MHP, “Ben olsam hayır derdim” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) tutuklu Milletvekili Semra Güzel’in yasama faaliyetlerine katılmadığı nedeniyle vekilliğinin düşürülmesi yönünde oluşturulan Hazırlık Komisyonu’nun aldığı karar, dün Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nda dün görüşüldü. Komisyonda yer alan AKP, MHP, CHP ve İYİ Parti’nin oylarıyla, Güzel’in vekilliğinin düşürülmesi yönünde karar aldı. 
 
Komisyonda yer alan CHP ve İYİ Parti üyeleri, Güzel’in vekilliğinin düşürülmesinin siyasi olduğunu belirterek eleştirmesine rağmen “evet” oyu kullandı. Komisyonda MHP’nin dahi eleştirdiği bu tutum, 20 Mayıs 2016’da HDP Eş Genel Başkanları ve milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının görüşüldüğü Meclis Genel Kurulu’nda, CHP’nin “Anayasa’ya aykırı ama evet diyeceğiz” yönündeki tutumunu hatırlattı. 
 
5 YILDA 5 KEZ GELMEDİLER 
 
Komisyonun CHP’li üyesi ve Anayasa hukukçusu İbrahim Özden Kaboğlu, yakinen tanığı birçok milletvekilinin 5 yıl boyunca 5 kez Genel Kurul’da görmediğini belirterek, “Benim çok iyi tanıdığım vekiller var, beş yıldır Meclis açık, çok iyi tanıdığım vekilleri 5 kez Meclis Genel Kurulu’nda görmedim. İkincisi, Meclis Genel Kurulu’na devam çok az olduğundan birçok vekili sokakta gördüğüm zaman devam etmedikleri için vekil mi değil mi bilmiyorum, tanımıyorum çünkü. Tanışma yeri Genel Kurul’dur ama devam etmiyor. Demek ki çok iyi tanıdığım vekiller toplam 5 kere bile gelmiş değiller ama sokakta gördüğüm kişilerin milletvekili olup olmadığını bilmeyişim de onların Meclis’e devam etmiyor olmalarından kaynaklanıyor. Devam etselerdi tanırdık” dedi.  
 
YOKLAMA SIRASINDA MECLİS’TE  
 
Kaboğlu, şöyle konuştu: “Şimdi, bu Meclisin devam sorunu, devamsızlık sorununun ne kadar ciddi bir sorun olduğunu aslında o yapmış olduğunuz devam yoklamaları günlerinde de ortaya çıktı. 600 kişi ise devam sırasında saat 15.00’te ve ya 14.00’te geliyor vekiller hemen, ‘Ben buradayım’ diyor, iki dakika sonra üye sayısı 60’a düşüyor. Yani bir tür ilkokul gibi vekiller ‘Ben buradayım' diyor ama ilkokulda zil çalmadan çıkamazlar. Burada aslında devam işlemi bu şekilde olursa acaba bu vekillerin haysiyetiyle ne kadar uyumludur? Şimdi, bunu sorgulamamız gerekir. Bu çok ciddi bir sorundur.”  
 
DAHA ÖNCE NEDEN YAPILMADI? 
 
Devam konusunda 5 yılda 5-6 kez yoklama yapıldığına dikkat çeken Kaboğlu, “O yoklama belli bir ay veya aybaşı başlatılmış, izleyen ay sona erdirilmiş ve bu görev bitmiş. Şimdi böyle bir yaklaşım Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yüceliğiyle ne ölçüde bağdaşır. Bunu çok ciddi sorgulamamız gerekiyor. Acaba bu yoklamayı belirli bir kişi için mi yaptık yoksa bütün vekiller için mi yaptık? Şimdi, bütün vekiller için yapıyorsak neden 2018-2023 arası değil de 2022’nin belirli ayında yapıldı? Bilirkişi için yaptıksa o zaman Meclis’in görevi bu mu? Bir vekilin dokunulmazlığını kaldırma yetkisi açıkça var, bunu yapmış zaten. Bunun ötesinde Karma Komisyon acaba böyle bir ‘tuzak veya avcılık görevine alet edilebilir mi, edilmeli miydi? Bu çok ciddi bir sorundur. Dosyanın içeriğinden, söz konusu kişiden bağımsız olarak bizim içtiğimiz Anayasa andı açısından bunu değerlendirmemiz lazım” diye konuştu.  
 
YARGI SÜRECİNDE EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI
 
Yargı süreci devam etmesine rağmen eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde milletvekilliği düşürülmesi sürecinde Meclis ve Karma Komisyonu’nun araç olarak kullanıldığını ifade eden Kaboğlu, şunları söyledi: “Bu bakımdan, aslında devam eden soruşturmalar söz konusu olduğu hâlde, daha önce verilmiş bir karar söz konusu olduğu hâlde, bir yargı süreci devam ettiği hâlde eşitlik ilkesini bozarak belirli kişiye yönelik bir tür işlem yapma iradesini Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak ortaya koymuş ve bu konuda da Karma Komisyonu bir araç olarak kullanmaya yönelmiş bulunduğunu düşünüyorum. Bu açıdan Anayasa ve hukuk bir yanda, siyaset ve siyasal eğilimler öbür yanda. Buna baktığımız zaman, esasen burada bu konuyu anayasal kurallarla açıkla yamadığımızı; daha çok bir siyasal saikin, siyasal eğilimin, düğmeye basılan siyasal davranışın burada bize ‘Hukuki kılıfa sokun bunu’ biçiminde bir gündem oluşturması karşısında bir hukukçu olarak, bir kıdemli anayasacı olarak son derece rahatsızlık duyuyorum, duymamız gerekiyor. Bu vesileyle esasen şu anda -az önce belirttiğim gibi- Anayasa'mız demokratik hükümleri, demokrasiyle bağdaşmayan hükümleri ve bir 3’üncü alanın, Anayasa dışı alanın özellikle son yıllarda yani 1’inci, 2’nci, 3’üncü yıldan itibaren, 4’üncü ve 5 ’inci yılında yaygın bir biçimde alan kazandığını görmekteyiz.”  
 
İYİ PARTİ: VİCDAN OLSA TARTIŞMAZDIK
 
Komisyonun CHP Parti üyesi Rafet Zeybek, Güzel’in milletvekilliğinin düşürülmesinin hukuki ve siyasi yanlarının olduğuna dikkat çekerek, “Ben bu anlamda, siyasi yönüyle bu vekilliğin düşürülmesini şiddetle eleştiriyorum. Evet, hepimiz şahidiz; aylarca Meclise gelmeyen milletvekilleri var, hatta yıllarca gelmeyenler var, bir yıl gelmeyen var, hiç gelmeyen var, yemin edip çekip gidenler var. Şimdi, o anlamda, uygulamada gördüğümüz bu kadar eşitsizlik, bu kadar adaletsizlik hakikaten bir ibret verici. Biraz Anayasa, biraz kanunlar, biraz vicdanımız olsa, bunu bugün burada tartışıyor olmazdık ama dediğim gibi, biz Anayasa’yı eleştiririz ama Anayasa’ya uyarız. Evet, bu bir ay içerisinde 5 birleşime katılmamıştır, hukuken doğrudur hem Anayasa hem de İç Tüzük gereğince vekilliğinin düşürülmesi doğrudur ama asla etik değildir, siyaseten çok yanlıştır. Bu nedenle, biz eleştirilerimize rağmen ‘evet’ oyu kullanacağız tabii” ifadelerini kullandı. 
 
MHP’li Feti Yıldız, CHP ve İYİ Parti’yi eleştirerek, “Bu kadar laftan sonra ben olsam ‘hayır’ derdim” dedi. 
 
Karma Komisyon’da AKP, MHP, CHP ve İYİ Parti’nin oylarıyla Güzel’in vekilliğinin düşürülmesi kararı çıktı.