‘Türkiye yenildiği için kimyasal kullanıyor’

img
İSTANBUL - Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk, Türkiye’nin kimyasal silaha başvurmasının nedeninin "yenilgi" olduğunu belirtti. 
 
Türkiye, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ortaklığıyla Federe Kürdistan Bölgesi'nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine dönük 17 Nisan'da başlattığı saldırılarda kimyasal silah kullanıyor. 6 ayını geride bırakan saldırılarda şimdiye kadar en az 2 bin 476 kez yasaklı ve kimyasal silah kullanıldığı açıklandı. HPG, son 3 ay içerisinde 17 üyesinin kimyasal silah saldırılarısında hayatını kaybettiğini duyurdu. Ayrıca kimyasal maruz kaldıktan sonra yaşamını yitiren 2 HGP'linin görüntüleri yayınlandı.  
 
Burcugül Çubuk
 
'SALDIRILAR YENİLGİYLE SONUÇLANDI' 
 
Türkiye'nin saldırılarını değerlendiren Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk, saldırıların "işgal ve ilhak" olduğunu söyledi. Çubuk, 23 Nisan 2021’de başlayan saldırılar öncesi "son saldırı" şeklinde propaganda yapıldığını ancak saldırıların yenilgi ile sonuçlandığını kaydetti. Çubuk, "Sözde muhalif ve saldırılara onay veren CHP dahi eleştirecek bir pozisyona geldi. Başur’da gerillanın nasıl direndiğini biliyoruz. Ordunun sürekli geri çekildiğini gördük. Bu yenilginin en çok anlaşıldığı noktada burjuva muhalefeti ve sömürgeci ortaklarının da eleştirileri oldu. Bunun en bariz örneği Garê’de yaşandı” dedi. 
 
'KDP AJAN OLARAK HAREKET EDİYOR'
 
Türkiye’nin yenilgi üzerine KDP’yi kullanmaya başladığını ifade eden Çubuk, "KDP’yi lojistik açıdan değerlendirdi. KDP içine gizlenerek sızmalar gerçekleştirdi. Aynı zamanda Kürtlerin birlik meselesinde de bölücü unsur olarak kullandı. KDP, sömürgecilerin ajanı olarak hareket ediyor. Bu nedenle KDP’nin tavrı ve duruşu Kürt halkına düşmancadır. Bu yetmezmiş gibi saldırılarla birlikte gerillaya giden gaz maskelerine el koydu. Keza bu sene başka bir saldırı dalgası başladı ve geçen senenin yenilgisinin rövanşı alınmak istendi" diye konuştu. 
 
MUHALİFLERE ELEŞTİRİ
 
17 Nisan’da başlayan saldırılar sonrası kimyasal silah kullanımının arttığına dikkati çeken Çubuk, Türkiye’nin bölgede yer alan dağ, taş, kuş ve toprağı düşman olarak gördüğünü belirtti. Kimyasal silahın bütün coğrafyayı yok ettiğini dile getiren Çubuk, "Ciddi bir kayıp verdiğini biliyoruz ve bunu açıklamıyorlar. Bu nedenle kimyasala yöneliyor. Tamamen yok etmeyi amaçladığı için kullanma konusunda beis görmüyor" diye kaydetti.
 
İktidarın Kürtleri yok etmeyi amaçladığını söyleyen Çubuk, benzer saldırıların Türkiye kentlerinde de yapıldığını kaydetti. Çubuk, toplumsal muhalefetin üzerindeki baskılara değinerek, "Ezilenin şiddetini eleştirmek çok kolayken, ezenin şiddetini, kimyasal silahı kullanımına ‘iddia’ diyen bir toplam da var. Geniş bir sol, sosyalist ağı ortaya çıktı. Bu anlaşılır değildir. Devrimciler ise sokakta ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Ancak bir devrimci odağın sokakta olmaması bizim açımızdan da tartışma konusudur” diye konuştu. 
 
DEVLETİN 'İNKAR' GELENEĞİ
 
İktidarın "envanterimizde kimyasal silah yok" açıklamasına da değinen Çubuk, DAİŞ’in elindeki yasaklı silahlara işaret ederek, Türkiye’nin ham maddeyi ellinde tutuğunu aktardı. Çubuk, "Ham madde varsa yapımı önündeki engel nedir? Yoktur. Bir atölye kurarak, silah yapımını yapabilir. TSK’nin envanterinde olmadığına dair ifadeler kullanıldı. Gayri Nizami Harp envanterlerle yapılan bir şey değil. JİTEM ortada duruyorken böyle bir tartışmaya dahi girmeye gerek yoktur. Bu devlet insanları kireç kuyularına attığını reddediyor. Toplu mezarları açmayı reddediyor. Bu bir devlet geleneğidir" ifadelerini kullandı.  
 
‘BİRBİRİNDEN AYRILAMAZ’
 
Kimyasal silahın yanı sıra saldırıların da yasal olmadığını vurgulayan Çubuk, uluslararası hukukun yeterli düzeyde sonuç vermeyeceğini belirtti. Çubuk, şöyle devam etti: "Biz kendi mücadelemizi vermeliyiz. İşçi sınıfın yaşam hakkı ile Kürdün yaşam hakkı birbirinden ayrılmaz durumdadır. Halklar yaşamak istiyorsa Kürdistan halklarının yaşam hakkını savunmak zorundadır. Politik çizgiyi buradan kurmak lazım."