Abdullah Öcalan’ın ‘umut hakkı'ndan muaf tutulması Bozdağ’a soruldu

img
ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ‘umut hakkı’ndan muaf tutulmasını Bekir Bozdağ’a soran HDP’li Feleknas Uca, İmralı Cezaevi’ne ilişkin yasal düzenleme yapılıp yapılmayacağını sordu. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Feleknas Uca, İmralı’da uygulanan tecrit ve Türkiye’nin Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne (AK BK) verdiği yanıtta PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı”ndan muaf tutulduğunu itiraf etmesini Meclis gündemine taşıdı.  Uca, konuya ilişkin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.
 
Uca’nın verdiği önergenin gerekçesinde, “İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan Abdullah Öcalan ile tutuklular Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş'tan 17 aydır haber alınamamaktadır. 1999 yılından bu yana İmralı Tecrit Sistemi içerisinde tutulan Sayın Öcalan’ın 2011 yılından bu yana avukat görüşmeleri, Ekim 2014 tarihinden bu yana ise aile görüşmeleri engellenmektedir. Sadece kamuoyunun tepkisi arttığı dönemlerde istisnai birkaç avukat ve aile görüşmesi yapılabilmiştir. Diğer üç mahpus ise İmralı Hapishanesi’ne götürüldükleri 17 Mart 2015 tarihinden bu yana hiçbir avukat görüşmesi yapamamış ve bu 8 yıl içerisinde aileleriyle sadece 3 defa görüşebilmişlerdir. Mahpuslara dair avukatlarında mevcut olan tek bilgi 25 Mart 2021 tarihli yarıda kesilen kısa telefon görüşmesidir” hatırlatmasında bulunuldu.
 
'40 AVUKAT, 21 AİLE GÖRÜŞÜ BAŞVURUSU’
 
1 Nisan ile 31 Ağustos 2022 tarihleri arasındaki dönemde, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’ne 40 avukat görüşü ve 21 aile görüşü yapıldığı anımsatılan önergede, şu ifadeler yer aldı: “Ancak tüm başvurular reddedilmiştir. Mahpusların avukatları ile görüştürülmemeleri ve öznel tutulma koşullarının işkence yasağına aykırı olması sebebiyle 775 avukat tarafından 10 Haziran 2022 tarihinde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Cezaevi İdaresine ‘bir an önce avukat ziyaretlerinin gerçekleştirilmesine’ yönelik başvuru yapılmış ancak bu başvuruya da yanıt verilmemiştir. Bayram görüşleri engellenen mahpuslara Mart ve Ağustos ayları arasında gönderilen mektupların akıbetleri de bilinmemektedir. Ayrıca, bu süre zarfında herhangi bir telefon görüşmesi de gerçekleştirilmemiştir.
 
YENİDEN ENGELLENDİ
 
12 Ekim 2021 tarihinde verilen 6 aylık avukat yasağı süresinin 22 Nisan 2022 tarihinde bitmiş olmasının hemen akabinde başvuru yapılmış ve bu başvuru da cevapsız bırakılarak avukat görüş hakkı yeniden engellenmiştir. Yine avukat yasak süresinin bitiminden önce Bursa 2’nci İnfaz Hakimliği tarafından 13 Nisan 2022 tarihinde yeni bir 6 aylık avukat yasağı kararının verilmiş, ancak infaz hakimliğine yapılan başvuru sonrasında bu durum öğrenilmiştir. Yeni disiplin cezasının bildirilmesi için itiraz süresinin dolması beklenmiş, mahpusların avukat yardımından ve hukuki korumadan mahrum bırakılmıştır.
 
TÜRKİYE’NİN İTİRAFI
 
Öte yandan; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 18 Mart 2014 tarihinde Öcalan’a şartlı tahliye olmaksızın ömür boyu hapis cezası verilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3’üncü maddesinin ihlali olduğuna karar vermiştir. Öcalan'ın, ‘Müebbet veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutukluya serbest kalma imkanının tanınması’ anlamına gelen ‘umut hakkı’ndan yoksun bırakılması ihlal sayılmıştır. Türkiye'nin ihlale dair yıllarca herhangi bir adım atmaması üzerine AİHM'in verdiği kararların uygulanıp uygulanmadığını denetleyen Bakanlar Komitesi'ne yeni bir başvuru yapılmıştır. 9 Ağustos tarihinde yapılan başvuru üzerine Komite'ye yanıt veren Türkiye, Öcalan’ı ‘umut hakkı’ndan muaf tuttuğunu itiraf etmiştir.
 
Her tutuklunun ve/veya hükümlünün, ailesi ve avukatlarıyla iletişim kurabilmesi yasalarla ve Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış bir haktır. Hükümlü ve tutuklulara tecridin uygulanmasını yasaklayan kural, işkence yasağıyla aynıdır ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. Maddesi’nde de yasaklanmıştır. Türkiye Anayasa’nın 17. Maddesi’nde de tecridin uygulanmaması gereken bir işkence yöntemi olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla 20 yıldır İmralı Adası F Tipi Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan’a ve aynı cezaevinde bulunan diğer mahpuslara uygulanan tecrit ne iç hukukta ne de uluslararası sözleşmelerde yer almaktadır.
 
 CPT TAVSİYELERİNE UYMA ÇAĞRISI
 
Bu kapsamda, Avrupa İşkencenin Ve Gayriinsani ya da Küçültücü Ceza Veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi / CPT, tarafından 28-29 Nisan 2016 Türkiye’de İmralı F Tipi Ceza İnfaz Kurumu (CİK) ziyaretine ilişkin rapor 20 Mart 2018 tarihinde yayınlanmıştır. CPT bu raporda, İmralı Cezaevi’nde tutulan tüm mahpusların herhangi bir gecikme olmaksızın aile ve avukatları tarafından ziyaret edilmelerinin sağlanması yönünde gerekli adımların atılması çağrısını yinelemiştir. CPT, ayrıca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış mahpuslara yönelik rejimin belirtilen notlar ışığında tamamen değiştirilmesi ve ilgili mevzuatın da buna uygun olarak düzenlenmesi yönündeki tavsiyesini ifade etmiştir. Buna istinaden, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, yayınladığı 24 Ocak 2019 tarihli karar metninde, CPT’nin, Abdullah Öcalan ve İmralı’daki diğer mahpuslara uygulanan tecride ilişkin tavsiyelerini takip etme ve Türkiye’yi bu tavsiyelere uyma çağrısında bulunmaktadır. “
 
Uca, Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle şu soruları sordu:
 
“* Sayın Abdullah Öcalan ve İmralı’daki diğer mahpuslara uygulanan tecridin hukuki dayanağı nedir? İmralı’daki mahpuslara Anayasa’nın hangi maddesine dayanarak tecrit uygulanmaktadır?
 
* Sayın Abdullah Öcalan ve diğer mahpusların avukatları ile görüştürülmemeleri ve öznel tutulma koşullarının işkence yasağına aykırı olması sebebiyle 775 avukat tarafından "bir an önce avukat ziyaretlerinin gerçekleştirilmesine" yönelik başvurunun yanıtsız bırakılmasının sebebi nedir?
 
* Sayın Öcalan ve diğer tutukluların dış dünya ile temaslarını sağlayacak mekanizmaları bir bütün olarak, aynı anda ve kesintisiz bir şekilde engellenmesi ve mahpusların hukuki her türlü korumadan yoksun bırakılmalarını nasıl açıklamaktasınız?
 
* Avukat ziyaretlerinin gerçekleştirilmesi ve devamlılığının sağlanması ile bu hakkın hukuka aykırı mahkeme kararları ile engellenmesine son verilmesinin sağlamaya yönelik bir çalışmanız mevcut mudur?
 
* Aile ve vasi ziyaretlerinin gerçekleştirilmesi ve devamlılığının sağlanması ile hukuka aykırı disiplin cezaları ile engellenmesine son verilmesinin sağlayacak herhangi bir düzenleme yapmaya yönelik bir girişiminiz olacak mıdır?
 
* Telefon mektup ve faks gibi iletişim araçları önündeki tüm engellerin, gazete, dergi ve kitaplar ile ilgili fiili veya hukuka aykırı uygulamaların son bulmasının sağlanması için herhangi bir çalışmanız mevcut mudur?
 
* Türkiye’nin üyesi olduğu AKPM’nin karar metninde belirtilen, Sayın Öcalan ve İmralı’daki diğer mahpuslara ilişkin çağrısını dikkate alıp, bununla ilgili yasal bir düzenleme yapılacak mı?
 
* 2016 yılından bu yana açıklanmamış kaç CPT raporu bulunmaktadır? CPT raporunun tavsiye kararlarında belirtildiği gibi, mahpusların haberleşme ve görüş haklarını kullanmalarına ilişkin gerekli adımlar atılacak mıdır?
 
* Abdullah Öcalan’ın ‘umut hakkı’ndan muaf tutulması, Anayasanın ‘kanun önünde herkes eşittir’ ilkesinin ve Türkiye’nin bağlı bulunduğu Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi ilkelerinin ihlali değil midir? Bu hukuksuzluğu önlemeye yönelik herhangi bir girişiminiz olacak mıdır?”